Mübarek bayram sabahı savaşa girmiş gibi her yerden tak tak tak, güm güm güm, pat pat pat silah sesleri…

Bu nedir kardeşim?

Savaş mı yapıyoruz, bayram mı yapıyoruz, belli değil!

Pompalı tüfeklerle, tabancalarla evlerinin camlarından ve balkonlarından silah atmayı marifet sayanlar var bu şehirde.

İşin en garibi ne biliyor musunuz?

Bu tipler, bir savaş olsa –Allah bilir- herkesten önce kaçar. Ama böylesi bayram günlerinde insanların huzurunu kaçırmaktan da geri durmazlar. Ne hikmetse, bu tipler bulun(a)mazlar. Vatandaş da çeşitli sebeplerle bildiği/gördüğü halde gereğini yap(a)maz.

Bazen serseri kurşun birinin canını yakar, ölen öldüğüyle kalır. Ve bu kısır döngü böyle devam eder. Ajanslar her bayram sabahı haber yapar, “Olmaz olsun böyle adetler” başlıkları süsler manşetleri…

Sonuç?............

***

Halbuki bayram; sevgi, saygı, kardeşlik demektir. Küslerin barıştığı, kırgın gönüllerin onarıldığı, sevinç ve huzur günleridir.

Silah atmak da ne demek?

Çok silah atasınız geldiyse ormanlık alana gider boş arazide bolca mermi harcayabilirsiniz. Ama meskun mahalde zevk için ateşli silah kullanamazsınız!

Üstelik “köstebekler” gibi gizlenip o tepeden bu tepeye, evlerin damından silah sıkmak; akıllı ve cesur adamın işi olamaz!

Yaptığınız işin arkasındaysanız, yaprak sarma yerken fotoğraf çektirip sosyal medyadan paylaştığınız gibi silah atarken de çektirin de görelim mertliğinizi!  

***

BİR KİŞİ ÖLMÜŞTÜ?

Daha kaç kurban vereceğiz bu saçma sapan adetlere?

Bakın, 24 Eylül 2015’te Baştarla mahallesinde “Temel Civelek” isimli bir vatandaş, kurbanlık hayvanını kestirirken isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetmişti. Adam yerde yatarken hala etraftan silah sesleri geliyordu.

“Ekipler, evli ve 1 çocuk babası Temel Civelek'in ölümüne yol açan kimliği belirsiz kişiyi yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor”
diye not düşmüştü o günkü ajanslar…

Polis hala olayın failini yakalamak için çalışma sürdürüyor mu bilmiyorum; ama ölenin, öldüğüyle kaldığını çok iyi biliyorum. 

JANDARMA, KÖY DÜĞÜNLERİNE DA EL ATMALI

Jandarma Komutanlığı’na sesleniyorum:

Köy düğünlerinde silah sıkma hadisesi çok yaygın, haberiniz olsun!

Baskın yapmak için illa ihbar beklemeyin. Sonuçta hafta sonları köylerde yapılan düğünler belli. Personel ve imkân ölçüsünde haberli habersiz düğünleri teftiş edin!

Birkaç kez köy düğünlerine şahit oldum. Gelinin, damadın eline silahı veriyorlar, kalabalığın ortasından rast gele ateş ediyor. Zaten kafa olmuş bir milyon… O kafayla silahı bir kaydırsa…

Tuhaf olan, kimse bu manzaradan rahatsızlık duymuyor.

Efendim kuru sıkıymış. İster kurusıkı ister ıslak(!)mermi olsun. Hepsi de tehlikeli ve “can alıcı” bir cahiliye geleneği değil mi?

Yakından atınca kuru sıkı öldürmüyor mu?

İnsanlar kurusıkı tabancayla ölünce yakınları ağlamıyor mu?

Yahu hayat bu kadar ucuz mu?

Bunca ölenler oluyor. Her gün haberlerde izliyorsun, hiç mi ibret almazsın be Müslüman evladı?

***

Mahallede silah atanlar!

Sizin evladınız, kardeşiniz, bacınız, anne-babanız da “Temel Civelek” gibi kim vurduya gitse, yine aynısını yapar mıydınız?

Sizin bir yakınınız hayatını kaybetse, yine göz yummaya devam eder miydiniz ey vatandaş?

Unutmayın, bu konuda en büyük sorumluluk sizlerde!

“Susma sustukça sıra sana gelecek”
sözünü hatırlayın ve çevrenizde böyle tipleri hemen polise haber verin! 

Çoluk çocuğunuzun başına bir iş gelmesini istemiyorsanız tabi…

En azından vicdanınız rahat olsun.

Komşunuz dahi olsa ihbar edin ki kimse pisi pisine ölmesin.

Kıskançlıktan ötürü bir birini ihbar edenlerin ülkesinde; ölüm tehlikesi olan böylesi adetlere, artık göz yummazsınız değil mi?