TMMOB Şehir Plancıları Odası Başkanı Kamuran Ayyıldız, kaçak yapılaşmayla mücadele edeceklerinin sözünü verdi…

 

Dünya Şehircilik Günü kapsamında açıklama yapan Ayyıldız, “Türkiye kentleri ve şehirciliği ciddi

sorunlarla yüz yüze kalmış bulunuyor.” Dedi.

 

Ayyıldız, açıklamasında şunları söyledi:

 

“Yaklaşık kırk yıldır olağanüstü hızlı bir kentleşme yaşanıyor Türkiye'de. Zorunlu ve yarı

zorunlu göçlerle desteklenen kentleşme süreci, nüfusu aşırı şişen megapol ve metropollerle, giderek

boşalan orta ve küçük kentler tablosunu üretmiştir. Bu tablo, çağrıştırdığı ve yeniden ürettiği

eşitsizlikler açısından yeterince vahimdir.

 

Ancak, kentlerimizin içinde bulunduğu manzara -elbette- bununla sınırlı değildir. Ülkenin reel

politik gerçekliği, başka pek çok ülkeden daha çarpıcı bir biçimde, kendini kentsel alanda ortaya

koymaktadır. Bu reel politik düzlemdeki ihtilaflaşmalar ve ittifaklaşmalar, somut

olarak, -örneğin- yerel yönetimlerin kentlerin imarına dair yetkilerinin, sık

zaman aralıklarıyla, azaltılıp çoğaltılmasında kendini göstermektedir. Bunun

sayısız örneğini, şehircilik tarihi sayfalarında bulmak kolaydır. Bu manzara, kentsel

yaşamın asgari normlarını -adeta- yarı ütopik bir mecraya sokmuştur.


Ancak, herhalde en çarpıcı olanı, imar afları yoluyla yasallaştırılan kaçak yapılaşmanın

sonucunda elde edilen -haksız- imar haklarıdır. Bu imar haksızlıkları', kentsel mücadelelerin temel

konularından biri olmak durumundadır. Plan kararlarına aykırı yapılaşma, sel ve deprem gibi doğal

afetlerin felaket olarak yaşanmasına neden olmaktadır. On binlerce insanın yaşadığı yerleşmeler,

doğal afetler sonucu yok olmaktadır. Varolan eşitsizlikleri derinleştiren kentsel mekan, kentlerin iç

dinamiklerinden ve toplumsal muhalefetin taleplerinden kaynaklanan bir inşaa süreci yaşamamakta;

yukarıdan, politik üstyapı kurumlarının aldığı kararların kentlerdeki tezahürleri daha belirleyici

olmaktadır. Bunun sonucu olarak, kentli bireylerin kendilerini ifade edebilmelerinin mekansal

altyapısı dahi, kent kültüründe kendine yer bulamamaktadır.

 

Burada, şehir plancılarının araçsallaştırıldığını özellikle vurgulamakta yarar var. Şehir Plancıları

ve onların demokratik meslek örgütü olan Şehir Plancıları Odası, kentsel mücadelenin açık

taraflarından biri olmaya, daha etkili biçimde devam edecektir. Bu, yalnızca, genel politik bir duruşu

çağrıştırmamalıdır. Aynı zamanda, şehir planlama mesleğinin varoluşsal temellerinin de kentsel

mücadeleler içinde konum almakla ilişkili hale geldiği unutulmamalıdır. Bu çerçevede, şehir

plancılarının, kamuya açık mekanları, kentlilerin ihtiyaçlarına denk düşen altyapıyı, otomobil

ideolojisinin hegemonyasına karşı toplu taşımı, tarihsel ve kültürel mirası, talep etme ve koruma gibi

mesleki-politik gündemleri bulunmaktadır.

Şehir Plancıları Odası, bu doğrultudaki gelişmeleri desteklemeye; aksi girişimlerin karşısına

mesleki-toplumsal bir muhalefet odağı olarak çıkmaya söz vermektedir."