Zonguldak Belediyesi 22 Eylül 2020 günü özellikle cadde ve sokak ismi belirterek bildiri yayınlamıştı.
Bildiride:
".... çöp ve sigara izmariti atan işyerlerinin tespiti neticesinde idari para cezası kesileceği..." tebliğ edilmişti.
Ben de bu yazıyı takiben aynı tarihte alttaki iki paragrafla düşüncelerimi paylaşmıştım…
……….
“Bu sokaktaki hiç bir işyeri belirtilen saat haricinde sokağa çöp bırakmaz. Sorun yere atılan sigara izmaritleridir. Ancak asıl problem aşırı yaya yoğunluğuna rağmen bütün sokak boyunca bir adet bile çöp ve sigara kovasının bulunmamasıdır.
Sigara külünün bile yere atılmaması gereken kültür, toplumca kaybetmişken, sokakta, sigara söndürme ve izmariti atacak kovaların bulunmaması yere atma görgüsüzlüğümüzü hızlandırmıştır.”
……….
O günden bugüne gelinen noktada Zonguldak Belediyesi sokağımıza iki adet sigara kovalı çöp kutusu yerleştirdi ve caddedeki temizlik personel sayısını ikiye çıkardı. Her gün defalarca, yanlarında taşıdıkları tekerlekli büyük plastik seyyar arabalarla dolaşıyorlar. Hummalı bir çalışmayla köşe bucak temizliyorlar. Personelin çabası gerçekten taktire şayan. Ancak yapılan temizlikten kısa bir zaman sonra aynı kirlilik süratle yenileniyor. Her yer izmarit ve çöp… İki personel daha çalışsa durumun aynı olacağından artık eminim. Çünkü mesele ahlaki erozyon…
Yapılan her tür hizmet ve emek hak ettiği karşılığı göremiyor. Kenti modern, yaşanabilir hale getirmek, ortasından Londra asfaltı geçirmek bile insanların ahlaki çöküşünü, değer yargılarının hassasiyetini kaybetmesinin önünü kesmiyor. Artık değer yargılarımızın şekli değişti. Babasından kalan köstekli saati sadece maddi değeri için satan evlat gibi, geçmişin izlerini yok eden bir anlayışın getirdiği toplumsal etkileşim bence…

Son yıllarda çevremizde yaşadığımız hazin olaylar zinciri; sokakta şiddet, trafikte şiddet, babanın oğlu, oğlun babayı bıçaklaması, intiharlar, tecavüzler, inanması zor iğrenç olaylar... Yaşanabilir modern bir kent yaratırken sosyal hayatı yok saymanın neticeleri bunlar.

Evdeki eski aile fotoğraf albümünü çöpe atmakla, kentin tarihi dokusunu kaybetmenin benzerliği... Eskiden yapılan hataların devamı olan Deniz Acente binasının da yok edilmesiyle yaşanan kültür erozyonu gibi… 

Yüksel Yıldırım/Zonguldak Nostalji