DANGALAKLIK PARAYLA MI?

Din üzerinden yapılan yorumlar ve siyaset ters tepiyor, millet artık bunları ve yapanları sorguluyor ve tepkisini koyuyor.
Dini ayağa düşüren söylemleri de bazen toplumun önde gelmiş olanları, bazen de resmi makamlar yapıyor…
Bakın işte;
Melih Gökçek ve meşhur Diyanetimizin son densizlikleri:
İki yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla görevden alınan Ankara eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabından yine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef almış…
“Kimse yanlış yorumlamasın, benimki sadece merak diyen” Gökçek, “Ekrem İmamoğlu’nun seçimden sonra Cuma Namazı’nda gören oldu mu? Namaz kıldığını gören oldu mu? Herhangi bir yerde Kuran okuduğunu gören oldu mu?” ifadelerini kullanmış…
İşte Müslümanlar bu gibi dangalaklar yüzünden dinden imandan çıkıyorlar;
Ya birader, sana ne?
 Kılar kılmaz…
Kuran okur okumaz…
Sen Allah mısın da hesap soruyorsun?
Vatandaş onu o makama hizmet etsin diye getirdi, halifelik yapsın diye değil…
Sen kıldın da ne oldu?
Haaaaa?
x     x     x 
Ve meşhur Diyanetimiz…
Hani şu son zamanlarda “kapatılsın” diye hakkında yorumlar yapılan diyanetimiz…
Aldığı dev bütçeler karşılığında skandal fetvalar yaratmayı kendine görev edinen Diyanet İşleri Başkanlığı son olarak çocuk istismarına ilişkin yaptığı tanımlama ile yine gündemde.
Web sitesinde, nikah tanımı yapan Diyanet, bulûğ çağına girmiş olanların da dinen nikahlanabileceğini belirtti. Diyanet, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirtti. Diyanet, kız çocuklarının 9 yaşında gebe kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerini savundu.
Diyanet’in bu tanımlaması çocuk istismarına onay ve çocuk istismarcılarına aklama olarak yorumlandı, büyük tepki çekti.
Diyanet: Kız çocukları 9 yaşında evlenebilir, gebe kalabilir
Ancak Diyanet çocuğa ve kadına yönelik böylesi skandal ifadeleri ilk kez kullanmıyor. Aksine Diyanet tarafından sistematik olarak kadınlar, çocuklar ve toplumun bazı kesimleri hedef alınıyor.
İşte bunlardan bazıları:
1-Babanın öz kızına şehvet duyması…
Fetva hattının internet sitesinde “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?” Şeklinde gelen soruya akıllara durgunluk veren bir yanıt verilmişti.
Yanıtta yine 9 yaşına göndermek yapılarak, “Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir” gibi ifadeler kullanıldı.
2-‘Boş ol’ fetvası
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun internet sitesinde yer alan “Fetva Usulü” bölümüne yöneltilen, “Boşarım demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna, “Boşama, kişinin eşine söylediği, ‘Boşsun’ gibi boşama iradesini ortaya koyan ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir” yanıtının verdi.
Skandal bununla da bitmedi. “Telefon, mesaj ve internet yoluyla boşama geçerli midir?” Sorusuna da “Bir kimse, yüzüne karşı ‘seni boşadım, benden boş ol' gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahî olarak söylemek suretiyle, eşini boşayabileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup, mesaj, internet ve faks yoluyla bildirerek de boşayabilir. Söz konusu iletişim vasıtalarıyla boşamak, sözlü olarak yüz yüze boşamak gibi geçerlidir. Ancak, bu durumda kocanın, boşamış olduğunu inkar etmemesi gerekir” yanıtı verildi.
3-El ele dolaşmak uygun değil
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aylık dergisinin 2015 yılı Şubat sayısında yer alan makalede, nişanlı çiftlerin "Elele dolaşmalarının dinen uygun olmadığı" savunulmuştu.
Fetvada şunlar denmişti:
”Nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, öpüşmeleri, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam ’ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir."
4-‘Cımbız’ fetvası
 “Kadınların kaşlarını almaları caiz midir?” sorusuna görüş veren Diyanet, “Mecbur değilsen kaşını, bıyığını, tüylerini aldırmak günahtır. Ama psikolojini bozacak kadar kötüyse aldırabilirsin” demişti.
5-Alevi ile evlilik
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yayınladığı “Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?” başlıklı fetvada “Müslüman olanla evlenilir, olmayanla evlenilmez” denilmişti.
Eveeeet;
Görün işte İslamı ne hale sokuyorlar, milleti ve ümmeti nasıl birbirine düşürüyorlar…
Şimdi bunlar için ne gibi yorumlar yapabiliriz? Ne diyebiliriz? Toplumu böyle düşüncelerden nasıl koruyabiliriz?
Önemli olan bu!..