'Nerede o eski kışlar?
Şöyle güzel bir kar yağmadı ki...' deyip duruyorduk.

İşte o bekleyip durduğumuz kar ve kış geldi. 
İşte alın size der gibi...

Neresinden bakarsanız onu görürsünüz.

Her taraf bembeyaz, tıpkı gelinlik gibi... Saflık temizlik ve naif duygular zirvede...

Öte taraftan yeryüzü adeta kefen giymiş... Yemyeşil, hayat misali ağaçların ve bitkilerin üzeri kefene bürünmüş. Dedim ya neresinden bakarsanız onu görürsünüz.

Sonra o karın bağrından bir kardelen çiçeğiyle yeniden bir dirilişin, bir baharın müjdesiyle yüreğimiz pır pır eder.

İnsanoğlu düşünen, idrak edebilen bir varlık.

Eğer, 'ben nereden geldim, nereye gidiyorum' demezsek, hakiki insan olabilir miyiz? 

Kar yağarken bunları düşünerek camdan doğayı seyrediyordum.

Fakat peş peşe haberler, mesajlar akmaya başladı... Elektrikler kesildi, baraj su basamadı, susuzluk, yollar kapandı, iş makineleri çalışsa da yeterli olamadı. Bazı GSM hatları çekmedi, hastane yollarında yürüyüş çilesi tekrar etti. Siyasiler ve yetkililerin konuşmaları, savunmaları bir birine karıştı, bütün güzelliği örttü, karların altında bıraktı....

KAR SEFASI, KAR CEFASINA DÖNMESİN!

Kar yağışıyla çocuklar gibi sevinmiştik. Yine sevinçliyiz. Zira hayat pınarımız olan yeraltı su kaynaklarımız doluyor çok şükür. Bunların yanında altyapı ve diğer tedbirlerde eksiklikler giderilmediği için yağan kar, öbür taraftan zevki çileye dönüştürdü. Dünden bu yana barajın etrafında elektrik kesildiği için barajdan su basılamadı. Bazı mahallelerde sular halen kesik. Yıllardır aynı şeyleri yaşıyoruz. Artık tedbir almak gerekmiyor mu? Baraj çevresinde özellikle bu konuda daha sistemli bir tedbir gerekiyor.

Artık elektrik tertibatı yeraltına mı alınır yoksa daha jeneratör gibi ek destekleyiciler mi geliştirilir bilmiyorum; ama ne yapılacaksa, bir an önce adım atılmalıdır.

TIP FAKÜLTESİ YOKUŞU BÖYLE İYİ Mİ?

Öte yandan Tıp fakültesi yokuşunda da her kar yağışında sağlık personeli ve hastalar için çile yaşanıyor. Çünkü o yokuşu araçlar çıkamıyor. İş makineleri açsa da yoğun karda yol kapanıyor. Biraz da bunun çözümü için kafa yormak gerekiyor.

İş makineleriyle gece gündüz çalışan ekiplere teşekkür ediyoruz. Onların emeklerini görmezden gelemeyiz. Fakat altyapı eksikliğiyle birlikte yönetimsel ve koordinasyondaki bir takım aksaklıkları da burada dile getirmezsek görevimizi yapmamış oluruz.
Bu son karda yıllardan beri devam eden bazı sorunlarımızın halen devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Anlaşılan bu şehrin problemleri pek değişmiyor. Merkezi hükümetin desteğiyle bazı projeler başlatılsa da belediyenin altyapı çalışmalarına daha ağırlık vermesi gerekiyor.

Bakın Ordu'da ve bazı deniz kenarlarındaki şehirlerde deniz suyundan faydalanılarak kar ve buzlanmaya karşı mücadele yapılıyor. Dibimizde deniz duruyor. Tuz derseniz tuz, su derseniz su.... Denizden alıp vidanjörlerle ya da itfaiye araçlarıyla vızır vızır ana arterler, hastane yolları ve mahalle yollarımızı deniz suyuyla açmak çok akıllıca değil mi? Zonguldak belediyesi de kolaylıkla bunu yapabilir diye düşünüyorum.

METÎN OLABİLMEK...

18 Ocak 2021...

Bu tarih, benim hayatımda çok acı bir gün olarak yerini alacak.

Memleketten çok sevdiğim metîn yürekli bir ağabeyimin vefat haberiyle sarsıldım. Covid-19 denilen hastalığa yenik düşmüş, Allah'ın Metin kulu... Ancak neylersin ki, Rabbi de onu seviyormuş, dünya hapsinden kurtarıp hemşerimi yanına aldı. Cefakar, vefakar eşine ve çocuklarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Mekanın Cennet olsun güzel insan...