İSTANBUL'DA TERKOS - SİLAHTARAĞA ve TÜRKİYE’DE

Elektik Üretimi ve Dağıtımının Pişdarı ÇATES…

İstanbul’da; yaşamın temel kaynağı suyu ileten pompanın enerji kaynağı ile elektrik üreten kömür üzerine…

İstanbul’a Belgrat Ormanları’ndan içme suyu getirerek yedi tepeli şehrin çeşmelerine dağıtılacaktı… MİMAR SİNAN kolları sıvar. Yapılacak ilk iş, suya kaynağında yükseklik kazandırılmasıdır. Daha sonra İstanbul’un dışındaki sular, Kâğıthane civarında belli yerlerde toplanır. Oradan da kanallar yaparak İstanbul’a getirilir. Şehrin belli meydanlarında ‘Kırk çeşme’ yaparak içme suyu akıtır. İstanbul’u suya kavuşturan Koca Sinan, 1588’de susuz evde hayatını kaybeder.

Giderek büyüyen ve gelişen İstanbul’un her evinde yaşam kaynağı içme suyunun akması gerekiyordu. Bu gereksinin TERKOS Gölünden sağlanacaktı. Terkos Su Pompa İstasyonu, 1883 yılında Fransa’dan getirilen mühendis, mimar ve ustalarca yapılır. Yapı, aynı zamanda İstanbul’un içme suyunu temin etmek amacıyla kurulan ilk pompa istasyonu olma özelliğine de sahiptir. Terkos Su Pompa İstasyonu’nda bulunan ve kızgın buhar enerjisiyle çalışan “buhar pompalarının” imalatı ve montajı Fransız şirketi tarafından yapılır. Buhar pompalarını çalıştırmak için kullanılan yüksek kalorili kömür de Zonguldak’tan temin edilecektir.

Osmanlı Başkenti İstanbul için en az su kadar, elektrik de hayati öneme sahipti.

Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi'nin kurulmasından sonra, İstanbul'un elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla Zonguldak kömürü ile çalışması planlanan ilk termik santral Silahtarağa’da, 1914 yılı Şubat ayında -savaş öncesinde- üretime başlanır. 1871’den sonra atla çekilerek çalışmaya başlayan İstanbul tramvayları bu tarihten sonra elektrikliye dönüştürülür.

Birinci Dünya Savaşı, tüm koşulları değiştirir. İstanbul - Zonguldak arasında kömür nakli yapan vapurlardan 30’u batırılır. Zonguldak'tan İstanbul'a denizden kömür naklinde yaşanan sorunlar nedeniyle İstanbul’a yeteri kadar kömür sağlanamaz olur. Kömür sıkıntısını aşmaya yönelik yeni arayışlar, Kilyos'tan Terkos Gölü’ne kadar uzanan ve varlığı 1774'ten beri bilinen Ağaçlı linyit havzası kömürlerinin kullanılmasını kaçınılmaz hale getirilir.

Bu nedenle (kalorisi düşük) Ağaçlı linyit kömürünün, (yüksek kalorili) Zonguldak taşkömürü ile üçte bir oranında karıştırılarak kullanılabilece¬ğinin anlaşılması, kömür sıkıntısının çözüm yolu olur. Ocaklardan çıkarılacak kömürün demir yolu ile taşınmasına karar verilerek, önce, “Kâğıthane’den Ağaçlı linyit ocaklarına ulaşan dekovil hattı ve sonra da Kemerburgaz Çiftalan dekovil hattı bölümünün yapımı tamamlanır.

Ağaçlı ve Çiftalan'daki kömür ocakları 1916'dan itibaren askeri makamlar tarafından işletilir, yer altı işletmeciliği ile günlük üretim 800 tona kadar çıkarılır. Silahtarağa Elektrik Fabrikası’nın, kömür ihtiyacını giderilir ve aynı zamanda bu kömür donanmada, trenlerde ve fabrikalarda kullanılmaya başlanır.

Bu dönemde Ağaçlı Kömürleri gibi Zonguldak kömürlerinin de idaresi Almanların hâkimiyetindeki 'Harp Kömür Merkezi' adı ile kurulan kurulun elindedir.

Belçika’nın Mons şehrindeki politeknik okulunun maden fakültesini 1. Dünya Savaşı’nın patladığı yıllarda bitirerek maden yüksek mühendisi olan A.Reşit GENCER, zorlu bir yolculuktan sonra İstanbul’a ulaşır. Osmanlı’da seferberlik ilan edilmiş olduğundan döner dönmez askere çağrılarak yeni kurulmuş olan Harbiye’deki ilk yedek subay okuluna gönderilir. Gencer, askerlik anılarında şunları anlatır; “Karadeniz Boğazı düşman donanması tarafından torpillenmiş bulunduğundan kömür havzasından yakıt getirtilmesi çok tehlikeli bir hal almış ve kömür bunalımı had bir şekle girmişti. İstanbul’daki askeri fabrikaların vapurların değirmenlerin ihtiyaçları çok zor karşılanıyordu. Bundan ötürü Askeri Levazım Dairesi İstanbul’un yakınında, Karadeniz sahilinde bulunan Ağaçlı linyit yatağının işletmeye konmasıyla beni görevlendirdi ve madene ‘amele taburu’ denilen bir birlik sevk edildiğini” belirtir.

Bin bir türlü eksikliklerle ve taburun acemi erlerinden oluşan işçilerle görevin sürdürüldüğünü anlatan GENGER, anılarında; “Zonguldak’tan ancak iki maden çavuşu gönderilebilmişti. Okuldan yeni çıkmış genç ve henüz tecrübesiz bir mühendis olarak müşkülleri karşılamak zorundaydım. Bir süre sonra, yeni kurulmuş olan 40 kilometrelik bir dekovil hattı ile İstanbul’a kömür yollamaya başladık.” bilgilerini verir.

Silahtarağa, 1950'lere kadar İstanbul'un tek elektrik santrali olarak çalışır. 1953 yılına kadar, Zonguldak'tan Karaburun'a gemi ile taşınan kömürün, Karaburun'dan 7 km’lik ayrı bir dekovil hattı ile 1967 yılına kadar Terkos Pompa İstasyonuna getirilir ve bu tesisin çalıştırılmasında kullanılır.

TÜRKİYE’DE Elektik Üretimi ve Dağıtımının Pişdarı ÇATES

Çağımız günlük yaşamının ve iş hayatının vazgeçilmez unsuru, uygarlık ve gelişmişlik göstergesi elektrik enerjisi, dünyada ilk kez 1878 yılında günlük hayatta kullanılmaya başlanır. İlk elektrik santrali ise 1882’de Londra’da hizmete girer. Elektriğin uzak mesafelere nakli Amerika'da 1886'da, Avrupa'da (Almanya) 1892'de gerçekleşir, daha sonra bu konuda büyük gelimseler kaydedilir.1902 yılında, Tarsus’ta su değirmeni mili kullanılarak çalıştırılan, 60 kilowatt (kw) üretim yapan (120 HP) hidroelektrik santral, Anadolu’nun ilk elektrik santrali olduğu bilinir.Osmanlı’da elektrik enerjisi sektöründe yapılan ilk çalışma, 10 Haziran 1910 tarihinde çıkarılan ‘Menafi Umumiye Müteallik İmtiyaz’ la başlar. Bu imtiyaz ile ilk olarak İstanbul’da elektik enerjisi üretimi ve dağıtımı hizmetlerini gerçekleştirmek için Macar Ganz Anonim Şirketi, Banque de Bruxelles ve Banque Generale de Credit tarafından ortaklaşa kurulan Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi görevlendirilir. Bu şirkete 1 Ekim 1910 tarihinde 50 yıllık çalışma yetkisi verilir. (Bu imtiyazlı şirket 1 Temmuz 1938 tarihinde satın alınarak devletleştirilir.)Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi’nin kurulmasından sonra, İstanbul’un elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla taşkömürü ile çalışması planlanan ilk termik santral Silahtarağa, 1914 yılı Şubat ayında -savaş öncesinde- üretime başlar. 1871’den sonra atla çekilerek çalışmaya başlayan İstanbul tramvayları, bu tarihten sonra elektrikliye dönüştürülür.1914’de 18.575 kwh olan üretim, 1923’te 99.804 kwh’e ulaşır. Silahtarağa 1950’lere kadar İstanbul’un tek elektrik santrali olarak çalışır.

Cumhuriyet’in kurulduğu yılda toplam elektrik enerjisi üretimi 45 milyon kwh’tır. Ülkenin kalkınması madencilik ve enerji alanındaki sorunların çözümlüne bağlı olduğu saptanır.

1924’ de kurulan havzanın ilk elektrik santrali. Kömüriş Kuyusu, Lavuarı ve arka planda 1928’ de yapılan Kömüriş Santrali

4 milyon kilowat – saat (kWh) elektrik üretimi ile taşkömürü havzasının ilk ve Türkiye’nin ikinci termik elektrik santrali, Kozlu’da Sarıcazadeler’e ait 17 ocakların da, Türk Kömür Madenleri AŞ adlı İtalyan şirketi tarafından, 1924’ de, maden ocaklarının ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulur. İtalyanlar tarafından, kurulan santralin ardından aynı amaçla, İş Bankası madencilik kuruluşu olan Kömüriş’in (Fransız sermayeli Ereğli Şirketi ortaklığı ile) İncirharmanı Ocaklarında, 1928’ de Kömüriş Termik Santrali kurulur. Her iki santral ile Zonguldak’ta maden ocaklarının elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan diğer santrallerle birlikte 1948 yılına kadar Zonguldak çevresi ile maden ocaklarının elektrik, Türkiye’nin kömür ihtiyacını karşılamışlardır.Yukarıda belirtilen iş yerleri santralleri gibi belli ve şehirler için elektrik üreten, üçüncü termik santral ise İzmir’in ihtiyacını karşılamak amacıyla Alsancak semtinde, 1928’ de 5 Megawatt (MW) güçle kurulur. Bu santral, Silahtar ağa’dan sonra kinci büyük kapasitedeki santral olarak kurulur.

Türkiye`ye Elektrik sağlayacak ilk termik santralının değeri tarihinde gizli… Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı uygulamaya konularak, enerji sektöründeki dağınıklığın giderilmesi amacıyla, birbirleriyle yakın işbirliği halinde çalışmaları programlanan bu üç temel devlet kuruluşu MTA ve Etibank ile Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) birlikte faaliyete geçirilir. Ülkenin elektrik enerjisine yönelik potansiyelinin saptayacak EİEİ’ nin kuruluşunun ardından 1938 – 1944 yılları arasında ülkedeki tüm yabancı sermayeli elektrik şirketleri devletleştirilir. Etibank’a verilmiş görevlerden biri de, Türkiye'de büyük ölçüde elektrik santrallerinin kurulması işidir. Türkiye'nin, sanayi kalkınmasındaki önemi bilinen ucuz elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak bölge santrallerinden ilki, Zonguldak yakınındaki Çatalağzı’nda kurulur.1935 yılında kurulu güç 26,2 MW, üretim 213 milyon KWh, kişi başına tüketim 28 KWh/kişi olup, elektrik enerjisi verilmiş il merkezi sayısı ise 43’tür. Yine 1935 yılında 4 termik, 11 hidroelektrik, 4 lokomobil (harman makinelerini çalıştırmak için tarımda kullanılan, buharlı makina), 3 emme gaz, 28 dizel olmak üzere toplam 50 santral aracılığı ile elektrik enerjisi üretilmektedir. 1953 yılında 970 Milyon KWh olan elektrik üretimi, 1968 yılında 7 Milyar KWh’e ulaşır.1970 yılında elektrik üretimi 8,60 Milyar KWh ve kurulu güç 2.234  MW’ken, 2001 yılı sonu itibariyle, kurulu güç 28318,5 MW olmuş, %60’ı termik santrallerde gerçekleşen elektrik üretimi 123 milyar KWh’i bulur. Artan nüfusa karşın, elektrik enerjisi tüketimi 2000 KWh/kişi’ye ulaşır.Zonguldak kömür havzasında, Zonguldak ilinin merkez ilçesine bağlı ve il merkezinin 17 km. doğusunda bulunan Çatalağzı’nda kömür tozlarından yararlanacak biçimde bir termik elektrik santrali yapılması 1938 yılında kararlaştırılır. Planlanan Çatalağzı Santrali, İkinci Dünya Savası’ndan önce İngiliz Metropolitan Vickers firmasına ihale edilir. İkinci Dünya Savaşı’nın İngiltere’ye de yayılması üzerine imal edilen üç turbo-generatörün Ingiltere'de kurulmasına karşın, savasın sonuna kadar bekletilmesi zorunlu olmuştur. Savaştan sonra Etibank, İngiltere ile temasa geçerek sözleşmenin yürütülmesi istenir. H. Resit Kök, Salim Oker, ihsan Mocan ve S. Durali'yi İngiltere’ye gönderilir. Bu gelişmeler sonrasında santral inşaatı, gecikmeli olarak (Etibank Yönetim Kurulunun 26 Nisan 1946 tarih ve 519/ 5 sayılı kararı ile) ‘English Electric’ firmasına ihale edilir.MADEN dergisinin 1945 yılında çıkan 1.sayısındaki Kilimli Santrali başlıklı makalede; “Çatalağzı’nda kurulacak santralin inşası da harp nihayetine kadar geri bırakılmış olduğundan kömür istihsali için derpiş edilen artmanın ciddi güçlüklerle karşılaşması tehlikesi de mevcut bulunuyordu” bilgisi verilmektedir.

ÇATES’in kurulmasında elektrik enerjisi üretmenin yanı sıra, EKİ’ nin piyasaya arz edilmeyen ticari değeri düşük ve başka yerlerde kullanılmayan mikst, şlam gibi yüksek küllü ara ürünlerin değerlendirilmesi düşünülür. Yapıldığı yıllarda Türkiye’nin 2. büyük termik santralidir. Santralin inşaatına 10 Temmuz 1946 tarihinde başlanır ve yapıldığı yıllarda Türkiye’nin 2. büyük termik santralidir.

Paranın değerinin bir hayli düşmesi nedeniyle firma için proje, oldukça zararlı bir konuma düşer.  Buna karşın İngiliz Hükümeti'nin de aracılığıyla sözleşme yürürlükte kalır.  120.000 kW'a tevsi için gerekli (kömür taşıma, denizden su alma, sıcak suyu denize verme ve santral tevsi sahasının temel sahasının düzeltilip beton kazıklarını tamamlama gibi) tesisi ve hazırlıkları da kapsayan 60.000 kW'lik birinci kısmı deneyleri bitirilerek isletmeye açılır.10 Temmuz 1946’da Ekonomi Bakan’nın katılımıyla Çatalağzı elektrik santralinin temel atma töreni.

Başbakanlık Basın – Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) sitesinden edinilen bilgiye göre: 19 Kasım 1948 tarihinde Ateş Tuğla Fabrikasının açılışından sonra Filyos’tan ayrılan heyetle, Çatalağzı’na gidilmiş ve burada da yine Zonguldak halkı, partililer ve muh­telif teşekküller tarafından karşılanan Başbakan Hasan Saka ve Büyük Millet Meclisi heyetine askerî merasim yapılır. Zonguldak valisi Dr. Mithat Altıok: “Zonguldak halkının sevgi ve şükranlarını ifade etmiş ve Ata­türk'ün direktifleriyle başlayan sanayileş­me hareketinin her şeye rağmen durma­dan devam edip gittiğinin bir misali olan bu son eserin değerini” belirtir.

Başbakan, kısa bir konuşmayla Cumhuriyet Hükümetlerinin sanayileşme hareketlerine verdikleri önemi işaret ederek “Bu güzel toplantıya İngiltere Büyük Elçisi Kelli ve arkadaşlarının da katılmalarından büyük memnuniyet duyuyorum” der. Başbakanın konuşmasından sonra Feridun Fikri Düşünsel uğurlu olması dileğiyle kurdeleyi keserek santrali işletmeye açar.

Santralin gezilmesinden sonra davetliler ağırlandıkları salonda fabrika müdür muavini İhsan (Mocan) Çatalağzı elektrik santralinin kuruluşunu ve bu tesisi var etmek için yapılan teşebbüsleri anlatır:  “Bugün resmen işletmeye açılmış bulunan santralin Zonguldak kömür sanayine, Karabük demir ve çelik fabrikalarına bir enerji kaynağı olarak büyük önem taşır. Bunun var olması için gayret ve bilgilerini mükemmel bir surette kullanmış olan Türk İngiliz mühendis ve teknisyenlerine ve bu tesisleri kuran teşekküllere teşekkür ederim” der. Çatalağzı santralinin inşasını üzerine almış olan metropoliten Wikers müdürü Cook da kısa bir konuşmayla verdiği cevapta açığa vurulan duygulara teşekkür eder ve bu eserle Türk İngiliz personeline ve kendileriyle işbirliğinde bulunmuş olan Türk ve İngiliz mühendis ve teknisyenleriyle Etibank idarecilerinden övgüyle söz eder. Daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili ve Millet Meclisi heyeti Başkanı Feridun Fikri Düşensel Büyük Millet Meclisi heyeti adına yaptığı konuşmada: “Bu yolda hükümetçe vaki (korunan) her türlü arzunun geniş bir anlayış ile daima tasvip edilmiş bulunduğunu ve bugün burada bulunan milletvekilleri heyetinin hazır bulunmasının delâletini (göstergesini), Türk ve İngiliz fen ve iş adamlarının bu müşterek (ortaklaşa) eser­lerinde Türk Sanayisinin gelişmesinde ifa edeceği (yerine getireceği) hizmetlerin ilerde de bu suretle devam edip gidece­ğinden emin olduğunu” söyler.  Ateş Tuğla­sı Fabrikası ve Çatalağzı Santralinin açılışından sonra ve üçüncü açılış töreni de  Kozlu Uzun Mehmet kuyusu için yapılır.Metropolitan – Vickers (esas müteahhit, Jenratör – elektrik donanımı), Babcock and Wilcox (kazan tesisleri) ve Holloway Bros (inşaat işleri) İngiliz firmaları tarafından yapılan Çates santrali, 27 Kasım 1948 tarihinde 3 grup ve toplam 64.500 kW (kuruluş gücü) kapasiteyle üretime başlanır. Zonguldak – Filyos karayolu ve Zonguldak – Ankara demiryolu ile ulaşımı sağlanan santralin, Zonguldak Limanı’na uzaklığı 11 km’dir. Santralin Karadeniz kıyısında batı tarafı 262 m, doğu tarafı 682 m uzunlukta ‘Işıkveren limanı’ mevcuttur.

İlk Santral Müdürü ve aynı zamanda Etibank Genel Müdür Yardımcısı Salim ÖKER’dir. ÇATES’te çalışan işçiler de maden işçileri gibi Amale Birliği kapsamına alınarak, sosyal güvenceye kavuşur. Çatalağzı Elektrik Santrali, Etibank İdare Meclisinin (Yönetim Kurulu) 22.4.1949 tarih ve 802/12 sayılı kararına göre, EKİ Müessesesine devredilir, Müdürü İhsan Mocan EKİ’nin Grup Müdürü yapılır. O tarihlerdeki mevzuat uyarınca, Elektrik İsleri Etüt İdaresi tarafından etüt edilerek ülke yararına uygun olduğu tespit olunan projeler, Hükümetçe kabul edilirse derhal Etibank'a bildirilir ve Etibank da bu projeyi ele almaya mecbur kalırdı. Zonguldak kömür havzasında, kömür üretimindeki ince tozların lavuarlardaki kömür çamuru halinde denize atılan kömür ile tüvenan (ocaktan çıktığı durumda) kömürün toz ve ince kısımlarının karışımından hazırlanabilen mikst kömürünün büyük bir milli servetken heder olduğu düşüncesiyle Çatalağzı Santrali planlanır. 3x15.000 kW'lik santral için EİEİ mühendisleri, "memleketimize çok büyük üniteler sokuyoruz" diye çekingenlik gösterilmiş olmasına karşın proje Bakanlıkça da uygun görülerek görev Etibank'a verilir. O tarihe kadar Etibank'ta ayrı bir enerji dairesi de bulunmadığından, Maden Dairesi'ne bağlı enerji servisinin bu isi başaramayacağı EİEİ tarafından bankaya telkin edilmiş ve banka da EİEİ'deki bir kısım teknik elemanlarla Enerji Subesi'ni tesis etmistir. Ulus Koçak Han'daki bu büronun ilk elemanları, N. Cemil Diker, H. Resit Kök, Salim Oker, ihsan Mocan ve Hüseyin Akgüder'dir. Sonradan kadroya Nazmi Laçin de dahil olur.

Cumhurbaşkanı İnönü, 28 Nisan 1949 tarihinde Elektrik santralini gezdikten sonra, hatıra defterine şu satırları yazar: “Çatalağzı’nı ziyaret hatırası. Büyük eser. Ehliyetli ellerde memlekete büyük hizmetler görmek ümidini veriyor.”Marshall yardımından da faydalanılarak, santralın Zonguldak kömür havzasının dışında Ereğli, Adapazarı, İzmit ve İstanbul'a kadar enerji vermesini de temin için 288 km.lik Marmara Bölgesi enerji nakil hattı tamamlanıp, Ereğli, İzmit ve Ümraniye transformatör istasyonlarının da yapımı tamamlanır ve 22.10.1952 tarihinde “Çatalağzı İstanbul Enerji Nakil Hattı” bütün bu tesisler işletmeye açılır.27.10.1952 tarih ve 1087/1 İdare Meclisi kararı gereği;

 1 Ocak 1953 tarihinden itibaren ‘Etibank Mahdut Mesuliyetli Çatalağzı Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi’ adı ile bağımsız bir işletme haline getirilir. Bu çalışma, Türkiye topraklarında ilk defa uzak mesafelere elektrik iletilmesi yani Ulusal Elektrik şebekesinin temellerinin atılması olarak tanımlanır. 1955 yılında santralde, İstanbul’a kadar ki şebeke personeli de dahil 19 mühendis, 3 teknisyen, 84 maaşlı ustabaşı ve memur ile 546 işçi çalışmaktadır.En büyük oldu Çatalağzı-A Termik Santrali, kurulduğu yıllarda Türkiye'nin ve Ortadoğu’nun en büyük santrali idi. O dönemlerde devlet büyüklerinin ziyaret ettiği hatta gelen yabancı devlet büyüklerine de gururla gösterilen bu tesisi, 1949 yılında İsmet İnönü, 1954 yılında Celal Bayar, 1956 yılında Sehinsah Muhammed Rıza Pehlevi ve esi Süreyya, 1956 yılında Afganistan Kralı Muhammed Zahir Sah, 1967 yılında da Cevdet Sunay ziyaret etmişlerdir.Çatalağzı Santrali, Zonguldak kömür havzasının o tarihlerdeki 10.000 kW civarındaki enerji ihtiyacının ardından, kalan 50.000 kW gücünün kullanılması için İstanbul’a bağlandı. Çatalağzı- İstanbul enerji nakil hattının yapımı 1952 yılında tamamlandı ve bu hat ile Türkiye'de ilk defa uzak mesafelere enerji nakli başladı. Böylece Türkiye Enterkonnekte Sistemi'nin temeli atıldı. Çatalağzı, 1951 yılından sonra bir bölge santrali olarak aralıksız çalıştı, kurulu gücünün bir kW basına yılda ürettiği enerji miktarı yönünden uzun yıllar basta geldi ve mavi kurdeleyi taşıdı.Sonradan yapılan çalışmalarla Çatalağzı Karabük-Kırıkkale üzerinden Ankara'ya 1956'da elektrik verilmiştir. Ne kadar büyük bir şanssızlıktır ki, elektrik verilisinden bir ay sonra EGO santralında büyük bir ama olmuş ve santral uzun zaman devre dışı kalmıştır. Türkiye'nin ilk bölge santrali olan Çatalağzı Termik Santrali'nin 1. Ünitesi 30 Ağustos 1948, 2. ünitesi 7 Kasım 1948,3. ünitesi 7 Nisan 1949,4. Ünitesi 15 Eylül 1955, 5. ünitesi 12 Aralık 1955,6. ünitesi 9 Mart 1956 tarihinde açılmıştır. Santral 1952 yılı sonuna kadar Eregli Kömürleri İsletmesi Müessesesi'ne bagli bir isletme halinde faaliyetlerini sürdürmüş, 1952 yılının Ekim ayında Kandilli- Ereğli-Ümraniye enerji iletim hattıyla İstanbul’a bağlanmasından ve ufak ölçüde bir sistemin meydana gelmesinden sonra 1 Ocak 1953 gününden itibaren Çatalağzı Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi adıyla elektrik üretim, iletim ve dağıtım çalışmalarına devam etmiştir.Nisan 1956'da Sariyar Santrali'nin bu sisteme katılmasıyla Kuzeybatı Anadolu Enterkonnekte Sistemi meydana gelmiş, bu santrallerin bir elden idaresi zorunluluğu hususunda da Etibank Kuzeybatı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi kurulmuştur. 43 yıl aralıksız çalıştı Çatalağzı-A 1948 yılından 1991 yılına kadar aralıksız 43 yıl çalışmış ve toplam 25 milyar kWh elektrik enerjisi üretmiştir.17 Ocak 1991 tarihinde santral isletme maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle kapatılmış, yanına 2x150 MW kurulu gücünde modern Çatalagzi-B Santrali hizmete açılmıştır.Su anda Çatalagzi-A’nin 66 kW'lik salt sahası devrededir. Tüm kapıları kaynakla kapalı olan santral, diğer tüm teçhizatlarıyla suskun "ne olacağını" beklemektedir.Çatalagzi-B Santrali ise özelleştirme kapsamında Koronü firmasına verilmiş ancak devir işlemleri henüz tamamlanmamıştır.Bugün için hala ülke üretimine katkisi olan Çatalagzi Santrali, Türkiye enerji tarihinde bir ekoldür. Çatalagzi'yla artik Türkiye'nin önü açılmıştır. Elektrik en uzak noktalara kadar götürülebilmektedir. Işil işil Türkiye için özveriyle çalışmakta ve Türkiye kalkınmaktadır. Emeği geçen herkesi bir kez daha şükranla anıyoruz. .Çatalağzı termik santralinin genişletme çalışmasının başlatılması töreni, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve beraberinde İşletmeler (Sanayi) Bakanı Fethi Çelikbaş, Milletvekilleri, Zonguldak Valisi ile Etibank, Sümerbank ve Ereğli Kö­mürleri İşletmesi Umum Müdürlerinin katılımı ile 1 Haziran 1954 tarihinde yapılır.Her biri 20.000 KW gücünde üç adet türbin – jeneratör grubunun mevcut kuruluş gücüne ilavesiyle santralin, 120.000 KW’ genişletileceğini, 300 milyon KWh olan elektrik üretiminin ise 600 milyon KWh’e yükselmiş olacağını belirten Etibank Umum Müdürü Cevdet Aydınelli, Çatalağzı santrali hakkında şu bilgileri verir: “Santralin birinci kısmının umumî müteahhidi olan İngiliz Metropolitan Viekers firması tesisatı İngiliz hükümetinin müzahereti ile kısa zaman­da ikmal etmek suretiyle bizi mem­nun bırakmıştı. Şimdi inşasına baş­lanan tevsi işi de yine aynı firma ile Etibank arasında imza edilen 6,5 senelik bir kredi anlaşmasına, dayanmaktadır. Bugün temelini attığımız tevsi kısmının tesis maliyeti, faizler dahil, 39 milyon Türk lirası tutacaktır. Bunun 12 milyon lirası iç, 27 milyon lirası dış finansmandır. Dış finansmanın % 30'u inşaat ikmal edilinceye kadar, geri kalan % 70'i de iş ikmal edilip santral işlemeye açıldıktan sonra muayyen taksitlerle ödenecektir.”

Yeni santralimizin birinci grubu Eylül 1955'de, diğer iki grupta üçer ay ara ile tamamlanacağını, işletmeye açılmış olacağını belirten Etibank Genel Müdürü sözlerine şöyle devam eder: “Çatalağzı Santralinde iyi cins kömür yakamayacaktır. Bu santralde, Zonguldak’ta inşa edilmekte olan büyük kömür lavuarlarında arta kalacak ve hiç bir ticarî kıymeti bulunmayan aşağı vasıflı mikstler ve toz kömürler yakılacaktır. Bu itibarla bu tesisimiz yalnız ucuz elektrik istihsali suretiyle değil, aynı zamanda ticarî kıymeti olmayan ve kömür istihsalinin doğal bir sonucu olan şistleri de kıymetlendirmek suretiyle memleket iktisadiyatına hizmet etmiş olacaktır.”Etibank Genel Müdürü, santralde üretilen enerjinin kwh maliyetinin düşük olduğunu (2,5 kuruş) belirterek, ülkenin elektrik enerjisi politikası hakkında şunları söyler: “Biraz evvel arz ettiğim gibi muayyen ve mahdut bir maksatla kurulmuş olan Çatalağzı Santrali, tevsiden sonra büyük bir bölge santrali haline gelmiş olacaktır. Enerji ekonomisinin icaplarına göre sudan veya düşük vasıflı kömürlerden artan enerji ihtiyacını karşılayacak şekilde bol ve ucuz elektrik istihsal edip uzak istihlâk merkezlerini besleyecek olan bölge santrallerimizden birisidir. Sakarya nehri üzerinde inşaatı ilerlemekte olan Sarıyar Su Santrali ile ihalesi yapılmış olan Kızılırmak üzerindeki Hirfanlı Su Santrali, Tunçbilek Santrali, İstanbul'daki Silahtarağa Santrali olarak, Kuzey – Batı Anadolu’muzun artan enerji ihtiyacını karşılamak üzere milletimizin hizmetine girmiş olacaklardır. Bu tesislerimizi birbirlerine ve istihlâk merkezlerine bağlayacak olan enerji nakil hatları, trans­formatör istasyonları ve diğer tesis­ler de yine kredili mukaveleler ile diğer firmalara ihale edilmiş bulunmaktadır. Bu saydığım enerji merkezlerinden hareket edecek olan hava nakil 'hatları, ovaları geçerek, yamaçlara tırmanarak, vadilerden atlayarak geniş bir memleket sathını sihirli ağlarla örecek, medeniyetin nurunu vatandaşlarımızın hizmetine götürecektir. Bu söylediklerim yalnız Kuzey – Batı Anadolu için değildir. Bu saydıklarımdan başka batı Anadolu’da Güney – Doğu Anadolu’da, yurdumuzun muhtelif yerlerinde daha başka enerji merkezleri ve şebekelerinin ihaleleri yapılmıştır. Şimdiye kadar mahdut şehir ve kasabalarımızdaki münferit ve gayri iktisadî santrallerle memlekette elektrik vardır diyemezdik. Bu bir medeniyet çağma, elektrik çağına yeni tesislerimiz aziz yurdumuzu yeni kavuşturacaktır.”Temel atma töreninden sonra santrali gezen Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, hatıra defterine yazdığı kısa notta duygularını; “Teşebbüs mühimdir, ilk kademesinde muvaffak olduk, alakalıları takdir ve tebrik ederim. Önümüzdeki işleriniz için başarılar dilerim.” şeklinde dile getirir.1950 yılında 95, 1951 yılında 101, 1952 yılında 149 ve 1953 yılında da 307 milyon KWh elektrik üretilir. Duyulan enerji ihtiyacı üzerine 21500 KW üç grupla, Çatalağzı Santrali genişletilerek, yeni gruplardan birinci grup 15 Eylül 1955’te ve santralin tamamı 3 Mart 1956’da hizmete sokulur. Yapılan yatırımlardan sonra yılık enerji üretimi 600 milyon KWh’e yükseltilir.30 – 31 Mart 1956 tarihleri arasında ilk gün Zonguldak’ta bulunan Adnan Menderes ve İşletmeler Bakanı Samet Ağaoğlu, 31 Mart’ta Çatalağzı’na giden Başbakan ve Bakan saat 12 de Çatalağzı Elektrik Santrali ikinci kısım tesislerinin açılışını yaparlar.Çatalağzı Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi, 1.11.1956 tarihiden itibaren faaliyete geçen, merkezi Ankara’da bulunan Kuzey Batı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi’ne (KAETM) devredildi. Türkiye’nin öncü ve örnek kuruluşu ÇATES’te üretilen ve enerji nakil hatlarıyla iletilen elektrik enerjisiyle İstanbul, Kocaeli ve Sakarya başta olmak üzere, ülkemizde endüstrileşme tohumlarının atıldığı -bugün de ekonomimizin itici gücü olan- Marmara Bölgesinin, o zamanki ihtiyacı karşılamıştır.1.1.1961 tarihinde Etibank Elektrik İşletmeleri Müessesesi kurulunca, ÇATES’te Bu müesseseye bağlı Çatalağzı İşletmesi Müdürlüğü olur. Etibank, DSİ ve İller Bankası elinde bulunan santraller ve elektrik iletim şebekeleri, 1970 yılında 1312 sayılı yasa ile kurulan Türkiye Elektrik Kurumuna (TEK) devredildi. Ekonomik ömrü dolan Çatalağzı (A) Santrali 1991 yılında yeni santralin hizmete girmesiyle kapatılır. Santralin içindeki donanım hurda olarak satılır. Daha sonra da arazisi satışa çıkarılır. Çatalağzı – B (Çates B) Santral Projesinin temel atma töreni B1 ünitesinde Nisan 1978, B2 ünitesinde Mayıs 1987 yapılır. Yüklenici firmalar Kutlutaş, Trans Elektro, Simens, Mitsubishi olup, Ticari işletmeye alınma tarihi B1 ünitesinde 19 Ekim 1990, B2 ünitesinde 5 Temmuz 1991.İşletmeye açılan Çatalağzı – B Santrali 2 X 150 MW (2 X 150.000 KW) gücünde olup, iki ünitenin yıllık elektrik üretimi 2X 966.000.000 kwh.’tır. Santralin ana yakıtı taşkömürü filitrasyon ürünü olup yardımcı yakıtları ise fueloil (200 ton/yıl) ve motorin (480 ton/yıl) dir. Çatalağzı Termik Santraline kömür TTK’nin Zonguldak ve Çatalağzı Filitrasyon tesislerinden temin edilmiştir. Kömür Çatalağzı Lavuarından bant yoluyla, Zonguldak Lavuarından ise TCDD vagonları ile santrale ulaştırılmıştır.Santralin günlük ortalama kömür ihtiyacı iki ünite için toplam 5000 – 5500 ton/gün olup yıllık ihtiyaç yaklaşık (2.100.000.000 KWh üretim için) 1.700.000 ton/yıldır. Santralin kömür stok sahası 38 270 m olan üzerindeki kapasitesi 170.000 ton’dur. Bugün ülkemiz enerji tüketiminin %2’sini karşılayan, 2x150 MW’lık kurulu gücü ve yılda 2.2 milyar KWh (10 yıllık üretim ortalamasının 1.78 milyar kilovat saat) elektrik enerjisi üretimiyle termik santraller arasında ilk sırada bulunan ÇATES’in Ortalama yıllık üretim üzerinden santralın cirosunun yaklaşık 368 milyon 460 bin TL olduğu hesaplanmaktadır. ÇATES’in yakıt ihtiyacının tamamına yakını Zonguldak’tan (TTK imtiyaz sahasından) karşılanmaktadır.Çatalağzı – B Termik Santralinde üretilen elektrik enerjisi, girişi 15 kilovolt, çıkışı 154 kilovolt olan yükseltici güç transformatörüyle 154 kilovolta yükseltildikten sonra enerji nakil hattı yardımıyla Çatalağzı trafo merkezinin 154 kilovoltluk barasına taşınmaktadır. Baradan 154 kilovoltluk, Ereğli, Safranbolu, Zonguldak-Ereğli, Bartın-Cide hatları üzerinden ayrıca Çatalağzı trafo merkezinde bulunan girişi 154 kilovolt çıkışı 66 kilovolt olan trafo ile 66 kilovoltluk Ereğli ve Çaycuma-Karabük hatları üzerinden enterkonnekte sistemi besleyerek, yük tevzi merkezleri aracılığı ile tüm Türkiye’deki alıcılara elektrik enerjisi dağıtılmaktadır. ÇATES‘e kurulu santral ve santrale ait varlıklarının değeri açısından bakıldığında, santral ana binası 55 bin 750 metrekarelik alana kurulu olup, yardımcı tesisleri de 48 bin 300 metrekarelik alanda yer almakta olduğu görülmektedir.

Ekrem Murat Zaman(2017)

Zonguldak Nostalji