(Özel Haber)

Gazetelerin gizli kahramanları: Matbaacılar

BAYRAM SEYRAN DİNLEMEDİLER!

Elinize aldığınız gazetelerin basım çilesini çeken baskı matbaa ustaları, medya sektörünün görünmeyen kahramanları...

Gece gündüz, kar kış demeden ağır kokulu matbaa tesislerinde okurlara gazetesini ulaştırmak için mücadele eden matbaacılar, göz önünde olmasalar da her türlü övgüyü hak ediyorlar. Onların yaptıkları işi aktarmak ve farkındalık oluşturmak ise ilk önce biz Yazı işlerine düşüyor.

Halkın Sesi olarak koronavirüs salgını nedeniyle uzun zamandır uygulanan sokağa çıkma yasakları ve Ramazan bayramı nedeniyle çalışmayan gazetemiz matbaa ustası Varol Kırdar'ın(60) bayram tatilindeki hazırlığını sizin için görüntüledik.

ON PARMAĞINDA ON MARİFET...

Bayramın birinci ve ikinci günü iş yerine giderek matbaada bakım onarım yapan 2 çocuk babası Varol Usta, yeni sezona hazırlık yaptığını belirtti. Matbaa tesisinde ilk olarak aç kalan kedileri doyuran Varol Usta, daha sonra işine koyuldu. Matbaacıların bayram seyran dinlemediklerini belirten Varol Usta, "Matbaacıların yaptığı işin değeri bilinmez. Ama biz her zaman işimizin başındayız" ifadesini kullandı.

TTK'dan 2011'de emekli olan Varol Kırdar'ın hüneri bununla bitmiyor. O, 1971'den beri baba mesleği olan terzilik mesleğini de icra ediyor. Varol Usta ayrıca sinema makine ustalığında da bulunmuş. On parmağında on marifet olan Varol Kırdar'ın en büyük üzüntüsü ise matbaacılığın değerinin bilinmemesi.

BAYRAM TATİLİNDE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINA BAŞLADI

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı bayram günü hazırlık çalışması yaparken Halkın Sesi muhabiri tarafından görüntülenen Varol Kırdar, şunları dile getirdi:

"11 yıldır gece gündüz demeden matbaacılıkla beraber terziliği de yürütüyorum. Makineye bakım yapıyorum. Bayram sonrasına hazırlık için iki gün önceden hazırlığa başladım. Şu anda kazanı ve kauçuğu temizliyorum. Yağlama ve diğer bakım işlerini de yapıyorum. Gazeteyi bayram sonrasına hazır hale getiriyorum. Biz yaz kış, gece gündüz, tatil demeden bu işin cefasını çekiyoruz. Ancak biz matbaacıların kaderi, göz önünde görünmemek olduğu için yaptığımız iş pek bilinmez. Halbuki bu matbaa işi yürümezse gazeteler çıkmaz. Matbaacılar olmazsa muhabirlerin ve yazı işlerinin emekleri boşa gider.

Bakın ben bayramın birinci ve ikinci günü gelerek bakım onarım işlerini yaptım. Okurumuzu gazetesiz bırakmamak için bayram tatilinde hazırlıklarımı yaptım.  

ÖNCE KEDİLERE SONRA MATBAAYA BAKIM...

Ayrıca matbaamızın küçük misafirlerine de bakım yaptım. Onlara her gün salamla besliyorum. Onlara bakım yapmadan matbaa makinesinin başına geçmiyorum. Biz böyle mutluyuz. Gözlerden uzakta olmamız bu işin güzelliğinden bir şey kaybetmez." (Halkın Sesi)