Halkın Sesi, Zonguldaklı genç girişimci Networker Harun İncirci’ye internet dünyasını sordu.

“Hayal ettiğiniz her şeyi size verebilir”

Zonguldaklı genç girişimci Harun İncirci’ye Halkın Sesi olarak sosyal medyayı ve internetteki kurumsallaşmanın, işleyişin nasıl olduğunu sorduk. Zonguldak’ta 1 yıldır faaliyet gösteren zonguldaktayaşam.net’in  sahibi olan Networker Harun İncirci, web sitesinin doğru kullanımının hayatımızı nasıl değiştirdiği, nasıl kolaylaştırdığını anlattı. Sosyal medyayı nasıl kullanmamız gerektiğini, sosyal medyanın insanlara neler sunduğu belirten İncirci, “Network Marketing bu istediğiniz hayal ettiğiniz her şeyi size verebilir.” dedi.

Aslen Zonguldaklı olan İncirci, Kocaeli Üniversitesi’nde Denizcilik Fakültesi’nde okuduğu sırada bir öğretmenin vasıtasıyla bu sektörle tanışıyor. Şu anda Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde eğitimini sürdüren İncirci, bu işi kurumsal bir hale getirerek Zonguldak’ta 1 yıldır zonguldaktayaşam.net olarak faaliyet gösteriyor.

 

Aykut KARA- İşinizi bize tanıtabilir misiniz?
Harun İNCİRCİ- İşimiz en basit anlatımıyla web site+tasarım+eğitim'in içinde olduğu paketimiz ile Türkiye'deki web site açığını kapatmak. Ve tüm Dünyaya web sitelerimizi ulaştırıp insanların kendi sitelerini tasarlayabilecekleri bir konsepti onlara sunmak. Bunu klasik ticaretin reklam metoduyla değil tavsiye yoluyla yapmak. Yani Network Marketing ticaret metodu ile ürün ve hizmetimizi Dünya'ya ulaştırmak.

Aykut KARA -Bu işte çalışacak kişilerin nasıl vasıfları olmalıdır?
Harun İNCİRCİ - Bu işte çalışacak insanlar için asla bir kriter belirlenemez. 18 yaşından büyük hayalleri olan, daha iyi bir hayat isteyen herkes bu sektörde çalışabilir. İster üniversite doktorası yapmış olsun, ister ilkokul diploması bile almamış olsun. Bu sektöre başlarken ne konumda olduğunuz önemli değildir. Önemli olan nereye varmak istediğinizdir. 
Biz insanların geçmişleriyle ilgilenmeyiz. İnsanların geçmişleriyle bankalar ilgilenir
İlkokul mezunu olmamasına rağmen çok başarılı olmuş insanlar da mevcut.

Aykut KARA -Peki bu işten para kazana biliyor musunuz?
Harun İNCİRCİ - Sizin de söylediğiniz gibi bu bir iş zaten amaç para kazanmak. En basit anlatımı şudur; Bir web sitesi satın alıyorsunuz. Bu ürünü dilediğiniz gibi kullanmakta özgürsünüz. Ve eğer ürününüzden memnun kalırsanız bir arkadaşınıza tavsiye ediyorsunuz. Bir başkası sizin tavsiyeniz ile bu ürünü satın aldığı takdirde şirket size komisyon ödüyor. Bu çok basit bir ticaret metodu. Ve ne kadar çok satış yaparsanız o kadar çok para kazanma şansına sahipsiniz. En güzel tarafı da sizin tavsiye ettiğiniz kişilerin yaptığı tavsiyelerden de sizin komisyon kazanmanız. Tamamen kişinin performansına bağlıdır.Ayrıca sattığınız her web sitesinden biz ona müşteri satışı diyoruz (şirketler işletmeler dükkanlar kafeler vb.) ayrı bir komisyon kazanıyoruz.


Aykut KARA -Sosyal medyayı ülkemizde hangi yaş grubu daha çok kullanıyor?
Harun İNCİRCİ
- Sosyal medya şu an Dünyanın gündemi. Her kesimden insanı bulabileceğimiz yeni bir dünya. Ama normal olarak daha çok genç 18-30 yaş aralığındaki insanlar sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor. 
Bizim öngörümüz de bunun bir sonraki adımı artık herkesin kişisel bir web site sahibi olması ve kendi sitesini dilediği gibi kullanabilmesi. Bu da yakın zamanda hayata geçecek bir diğer teknolojik gelişme.

Aykut KARA -Sosyal medyayı insanımız sizce nasıl kullanıyorlar?
Harun İNCİRCİ
-Çok büyük bir mecra olduğu için çok çok iyi kullananlar da mevcut olmakla birlikte genel manada bu konuda da çok kötüyüz.
Çok değil şöyle bir 10 yıl kadar geriye gittiğimizde hatırlayacağız ki ülkemizde sosyal medya kavramını oluşturan sadece bir kaç site varken günümüzde özellikle Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri çok yüksek insan potansiyeline sahipler.Araştırmalar Türkiye’de 22 Milyon civarında Facebook 7.5 Milyon civarında ise Twitter kullanıcısı olduğunu gösteriyor. Günde ortalama 4.9 saatimizi orda geçiriyoruz.

Sosyal medya insanların birbirleriyle iletişimlerini sağlar. Etkileşim ve paylaşım olmalıdır. Günümüz insanı artık bunun farkında bile olmadan sosyal medya kullanıyor. Spor, siyaset, din gibi ayrıştırıcı konuların insanları kutuplaştıran öznel yargıların sosyal medyada gündeme getirilmesi belki de en çarpıcı yanlışlarımız...

Aykut KARA -Neden Web sitesi yaptırmalıyız,Web sitesinin gücü nedir?

Harun İNCİRCİ-Senede 365 gün, günde 24 saat açık olan ve ulaşılabilinir olan İnternet siteniz en ucuz reklam ve tanıtım kaynağınız olacaktır. Hiçbir başka medya bu imkanı tanımaz. Sizi arayanlar artık evlerinden, iş yerlerinden bilgi edinebilecek ve posta kutusunu dolduran reklam ve el ilanlarını bastırıp dağıtıma ihtiyacınızı gereksiz hale getirecek. Böylece sizi hem zahmetten hem masraftan kurtaracak.Çok daha uyguna dünyanın her yerine ulaşma imkanı sağlar.Ayrıca zaman günümüzde çok önemli insanlar çok daha kısa sürede web sitesi sayesinde işlerini halledebilme imkanı sağlamakta. 

Web tasarım yaptıran şirketler çoğaldıkça yaptırmayanlar Prestij kaybına uğrayacak. Sizin rakibinizin güncel medyayı kullanıp bir adım önde olmasına müsaade etmeyin, sizde İnternet'te bulunun, Prestij kazanın, İmaj yaratın.

Aykut KARA -Devletin bu alanda çalışması (kanun, istihdam vb) var mı? Varsa nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Devletin yeni çıkardığı 6502 sayılı Türk Ticaret kanununa göre artık limitedşirketlerin, anonim şirketlerin,kolektif şirketlerin ve komandit şirketlerin web site açma zorunluluğu var. Ve Türkiye'de yeni 5 milyon web site açılacak. Aslında büyük bir istihdam açığı var. Sektörün bizden beklentisi de bu açığı kapatmamız. Hem yeni bir işe sahip olan hem de web site ihtiyacını karşılamak isteyen binlerce insan bu fırsatı değerlendirebilir.

Aykut KARA-Teknoloji çağında yaşıyoruz. Artık her şey tek tuşa indirgendi bu değişimin olumlu ve olumsuz etkileri neler?

Harun İNCİRCİ-Teknolojinin çok geliştiği yadsınamaz bir gerçek. Bunun düşündüğümüz takdirde birçok olumsuz yönünü bulacağımız gibi olumlu yönlerini de bulabiliriz. Ama bu gerçeği değiştiremeyiz. Bence asıl olan bizim bu değişime ne kadar ayak uydurabildiğimiz aslında. Teknolojiyi nasıl kullandığımız çok önemli. Bizim yararımıza olacak şeyler mi yapıyoruz, bize para kazandıracak şekilde mi kullanıyoruz, yoksa teknolojiyi boşa zaman geçirmek için mi kullanıyoruz...
Asıl cevaplanması gereken soru bence bu ve herkes kendini yargılamalı bu soruda.


Aykut KARA -İşinizin tam alanını bilmeyip sizden garip talepler isteyenler çıktı mı? Mesela, “Abi twitter hesabımı al da takipçi yap” gibi dedikleri oluyor mu?

Harun İNCİRCİ-İnsanlarla olan görüşmelerimiz genelde yüzyüze olduğu için işimizi anlamayan insanlara tekrar anlatıyoruz. Garip isteklerle tabii ki karşılaşıyoruz ama en doğru Nasıl ilerleyebileceğimizi anlatıp hemfikir hale gelip sonra başlıyoruz 

Aykut KARA -Son olarak bu iş nereye doğru gidiyor?
Harun İNCİRCİ-Dünya üzerinde 184 milyar dolarlık bir sektörden bahsediyoruz. Futbol sektöründen ve müzik sektöründen daha fazla cironun döndüğü bir sektör. Amerika'da her 10 kişiden 1'i bu sektör ile çalışıyor. Bu rakam Japonya'da 6 kişide 1. 

Hem sektör olarak hem şirket olarak büyümeye devam ediyoruz. Dünya üzerinde sayısız milyoner çıkartmış ve bunları sıfırdan milyoner yapmış bir sektör Türkiye'de henüz yeni doğmuş bir bebek gibi. Özellikle 2016 yılının 2.yarısından itibaren amacımız Zonguldak'tan başlattığımız organizasyonumuzu önce ulusal 2017 ile beraber de uluslararası hale getirip Avrupa'ya açılabilmek. Yaşayan her bireyin kendine ait bir web sitesi olacak, Dünya'ya bu web siteleri biz satacağız. Sektörün adını bundan sonra tüm Türkiye daha fazla duyacak.
Aykut KARA -Son olarak ekleme istediğiniz bir şey var mı?
Harun İNCİRCİ-Son olarak bugün nasıl bir ticaret yapmak isterseniz isteyin,
Ya da bir işten Nasıl şartlar isterseniz isteyin,
Bu hayatta ne gibi başarılar elde etmek istiyorsanız isteyin,
Ne kadar büyük hayal kurarsanız kurun,

Network Marketing bu istediğiniz hayal ettiğiniz her şeyi size verebilir.
Her insanın hayatında karşısına bazen fırsatlar çıkar, benim hayatımın fırsatı ve birçok insanın hayatının dönüm noktası!
Sizin de hayatınız değişebilir
. Neden olmasın.

Röportaj: Aykut KARA

Fotoğraf: Aycan KARADAĞ