Tarihçi - Yazar Ekrem Murat Zaman, EKİ İş ve İşçi Müdürlüğü'nü kaleme aldı. 

Zaman'ın verdiği bilgi şöyle: 

"Ereğli Şirketi Direktörlüğü, İş Mükellefiyeti Takip Müdürlüğü,

EKİ İş ve İşçi Müdürlüğü

Bu binanın; Kömür işletmeciliği ve Zonguldak emek tarihinde, Fransız varlığı ve Mükellefiyet gibi iki önemli gerçeğe tanıklığı var.

 

Ereğli halkının direnişi ve BMM girişimi sonucu Fransızların, 18 Haziran 1920’de Ereğli kazasını terk ettikleri günlerde Zonguldak mutasarrıflığında 800 kadar piyade askeri ve iki savaş gemisi bulunmaktadır.

 

Zonguldak merkezde kömür işletmeciliği yapılan yerler Fransız Müstemleke (Tunuslu paralı) askerlerinin denetimi altındadır. Yayla, Rüzgarlımeşe, İkincimakas, liman ve liman yükleme tesisleri “yasak bölge” ilan edilir. İskeledeki Ereğli Şirketi Müdürlük Binasının önündeki nizamiyeden şarjman (hızlı yükleme iskelesi) ve liman tarafı ile fenere geçiş yasaklanır.

 

Fransa ile BMM Hükumeti arasında, 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Türk - Fransız İtilafnamesi’nden (Ankara Antlaşması) önce; Fransız kuvvetleri, 8 Mart 1919 tarihinde asker çıkardıkları Zonguldak’tan 2 yıl, 3 ay, 12 gün sonra, 21 Haziran 1921 tarihinde ayrılırlar.

 

Havzadaki varlığı, 31 Mart 1937 tarih 3146 sayılı yasa ile satın alınmasına kadar devam eden Ereğli Şirketi; tüm mal varlığı ile birlikte bu binayı da, 1937’de EKİ’ ye devreder.

 

Bina, 1940’dan sonra İş Mükellefiyeti Takip Müdürlüğü olarak kullanılır.

Ereğli Kömür Havzasında uygulanmakta olan Ücretli İş Mükellefiyetinin kaldırılmasından sonra 1 Eylül 1947’de yapılması planlanan grup değişimine kadar geçen süre içerisinde “Münavebeli İşçilerin Celp ve Sevkleri Hakkında Talimatname” hazırlanır. Ücretli İş Mükellefiyeti Müdürlüğü adı da “EKİ İş ve İşçi Müdürlüğüne” dönüştürülür.

 

Günümüze uzanan adıyla İşçi Müdürlüğü Binası, TTK onayı ile müze olarak kullanılmak üzere, taşınmaz mal ise Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 16.02.1999 tarihinde İl Özel İdare Müdürlüğüne tahsis edilir ve 02.03.1999 tarihinde de yer teslimi yapılır.

Bir süre yürütülen restorasyon çalışmasının ardından binanın, 1998 yılında depremden hasar gördüğü gerekçesi ile yapılan başvuru üzerine, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 10.08.2000 tarih ve 6947 sayılı kararı ile yıkımına onay verildiği anlaşılır. Ancak bu kararda, “…Cepheleri ve gabarisi (ölçütleri) ile aynen korunmak kaydıyla Kurulumuzca onaylanan restorasyon projesinde belirtilen iç düzenlemeleriyle yeniden yapılabileceği… ” koşulu belirtilmektedir.

 

Yeniden yapım çalışmasının hangi aşamada olduğu sorulduğunda; İl Kültür Müdürlüğünün 07.11.2002 tarihli yazısı ekinde yer alan Ereğli Müze Müdürlüğü uzmanlarının raporunda konu edilen yapıya ait parselin, Zonguldak Belediyesi tarafından yeşil alan çalışmalarında değerlendirildiği bildirilir.

 

2003 yılı Mart ayında “…Özgün ölçülerine uygun olarak, restorasyon projesinde belirtilen iç düzenlemeleriyle…” yerine yenisinin neden yapılmadığı soruluyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna verilecek cevap beklenirken…

 

Yıkımına ses çıkarmayan Zonguldak sakinlerinin değil, Zonguldak sahiplerinin düşüncelerini aktarmayı tarihsel görev sayıyoruz. Hani o nutuklarda sıkça kullanılan “Emeğin Başkentinin,” tarihi varlıkları yok olmadan önce…

 

Türkiye Cumhuriyeti sanayisinin öncüsü kömürle özdeş bu kentte, Maden Şehitleriyle, Mükellefiyle 160 yıllık emek tarihinden söz ediliyorsa; İtalyan veya Fransız yapımı da olsa, insana Güzel bakmayı öğreten örnek varlıkların korumamız gerekmez mi?

 

Kültür; İthal edilmez. Gitmemesi için, kültür ve tabiat varlıklarını korumak gerekir. “Nehri bilmek nereden geldiğini bilmektir, günü anlamak için düne gidiş bundan.”