Zonguldak Birleşik Kamu İş Başkanı Metin Kahveci, "Türkiye’de kadınlar, ev içinde emeği yok görülen, çalışma hayatında ayrımcılığa maruz kalan, toplumsal gericilikle kuşatılan, her gün cinayetlere kurban giden bu karanlık sistem içerisinde yurttaş olabilmenin mücadelesini vermektedir." dedi.

Kahveci'nin açıklaması şöyle:

"8 Mart, kapitalizme, sömürüye, gericiliğe,  baskı ve şiddete karşı duran dünya emekçi kadınlarının günüdür.

8 Mart, 164 yıldır kadınların erkek egemen sisteme ve kadınları eve mahkûm eden anlayışa karşı kadınların birlik ve mücadele günüdür.

Türkiye’de kadınlar, ev içinde emeği yok görülen, çalışma hayatında ayrımcılığa maruz kalan, toplumsal gericilikle kuşatılan, her gün cinayetlere kurban giden bu karanlık sistem içerisinde yurttaş olabilmenin mücadelesini vermektedir.

Kadın sömürüsü elbette daha önce de vardı. Lakin bu sömürünün boyutu AKP iktidarı ile perçinleşmiş, kadın sadece evinde kalan ve itaat eden bir nesne olarak gösterilmiştir.

Kadınların gülmesini ahlaksız sayan, en kutsal vazifeyi evinde eşine bakmakla eş değer gören AKP’nin gerici zihniyeti, kadınların sömürülmesinde ve katledilmesinde birinci dereceden sorumludur.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 66 kadın cinayetlere kurban gitmişken, ardan geçen 19 yılda katledilen kadın sayısı 8 bine çıkmıştır.

6284 sayılı 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun yürürlüğe girdiği 2013 yılından 2020 Ocak ayı sonuna kadar 448 bin 409 kadın şiddete maruz kalırken,1 milyon 608 bin kadın ise koruma talebinde bulundu.

AKP’nin kadına karşı şiddet ve cinayet sicili bu denlice bozukken şimdide İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmakta, kadının adından dahi rahatsız olan gerici ittifak ortaklarıyla kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına ve katledilmesine ön ayak olmaktadırlar.

Kadınlar sadece aile içinde değil iş yerinde de sömürüye, adaletsizliğe ve ölümlere kurban gitmektedir.

Sadece 2020 yılında adına kader dedikleri, fıtrat dedikleri sömürü düzeninde en az 150 kadın emekçi iş cinayetlerine hayatını kaybetmiştir.

Ekonomik kriz en çok kadınları etkilemiş, Kadın istihdamı yüzde 10 civarında azalmıştır.10 milyondan fazla kadın ev işleri nedeniyle kendi ekonomik bağımsızlıklarından dışlanmış, pandemi sürecinde de çalışan kadınların sömürüsü hem ev işlerinde hem iş hayatında olmak üzere iki kat artmıştır.

Kadınlar iş hayatında da sürekli ayrımcılığa maruz kalmış, aynı işi yapmalarına rağmen kadınlar erkeklerden yüzde 31,4 daha az gelir elde etmiştir.

Ücretlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliği artarken, 2006 yılında yüzde 12 olan eşitsizlik 2020'de yüzde 20,7'ye yükselmiştir.

Kısacası AKP iktidarında kadınlar çalışma hayatında daha fazla sömürülmüş, daha fazla baskıya maruz kalmıştır.

Cumhuriyet Devrimleri, kadın erkek eşitliğinin adıdır.

Cumhuriyet Devrimleri, kadınların ülkemiz de ekonomik ve toplumsal olarak var olmasının adıdır.

Cumhuriyet Devrimleri, kadınların köle olarak görülmesine karşı eşit bir birey ve yurttaş olmasının adıdır.

Cumhuriyet Devrimleri, kadınları hor gören gerici zihniyete karşı laik yaşamın adıdır.

Cumhuriyet Devrimleri, kadınlarımızın katledilmesine, sömürülmesine karşı adaletin ve demokrasinin adıdır.

Sömürüye ve baskıya,         

İş cinayetlerinde katledilmeye,

Cinsel şiddete ve ayrımcılığa,

Gerici kuşatmalara karşı,

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!

Yaşasın Cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet Devrimlerimizin adı olan Kadınlarımız !"