Zon Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Başkanı Metin Kahveci, laiklik konusunda bir açıklama yaparak, "Laikliğin mücadelesini sadece laikliği beğenenler değil beğenmeyenlerin de din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olduğunu ne zaman kavrayacaklar. Laiklik kaldırıldığında tarikat ve cemaatler arasında kanlı çarpışmalar olacağı açıktır. Biz bunları Irak’ta diğer Arap ülkelerinde gördük. Bu nedenle laiklik karşıtı söylemlerin ve eylemlerin bu ülkede konuşulması nankörlük başka bir şey değildir.Kamuoyuna saygı ile duyurulur." dedi.
Kahveci'nin açıklaması şu şekilde.
"Laiklik nedir? Ne değildir sorusuyla karşılaşırsak laikliğin bir bilim dalı olduğunu çağdaş medeniyete giden önemli yollardan biri olduğunu görürüz. Basitçe bakıldığında din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığını anlarız. Ancak bu tanım sadece basit tanımlığından öte din ve vicdan özgürlüklerinin de teminatı olarak ta görebiliriz. Dünyanın süper güçlerinin devlet yönetimlerinde hep laiklik vurgusu yapılarak bilimi rehber etmişlerdir. Devlet yönetimini din kuralları ile değil hukuk kurallarını uygulamışlardır.Laiklikte hedef halkın mutluluğu ve bilimi harfiyen uygulamaktır. Ulu önderimiz dünyadaki gelişmeleri harfiyen gözlemlemiş Osmanlının yıkılışının nedenlerini yaşayarak görmüştür. Kalkınmada geri kalışımızın en büyük nedenleri arasında gördüğümüz bilim düşmanlığı ve batıl inanç sistemidir. İşte bu sistem devletimizi ve milletimizi nasıl yok ettiğini tarikat ve cemaatlerin şer güçlerinin yanında olduğunu (emperyal çıkarların içinde olduğunu) tespitini bizzat Kurtuluş Savaşın da yaşanmıştır. İşte Ulu Önderimiz bu çıkmazı gördüğü için laiklik sistemini getirmiştir. Laiklik din düşmanlığı değildir. Aksine dinimizin ve daha iyi öğrenilmesi için okullarda din dersleri konulmuş ve kuranın daha iyi anlaşılması için Türkçeleşmesini sağlamıştır. Böylece batıl inanç sistemi kaldırılmış Allah ile kul arasına hiç kimsenin girmesi önlenmiş din ve vicdan özgürlüğü sağlanmış anayasal güvence altına alınmıştır. Bu anlayış pozitif inanç sistemi geliştirerek ülkemizde hiç kimsenin baskısı altında kalmadan ibadet yapmasına temel hak ve özgürlüklerin gelişmesine halkımızın sosyal gelişmesine öncülük etmiştir.Dolayısıyla laiklik bir bilim dalıdır.
" LAİKLİĞE SALDIRILAR YAPILMASI HAİNLİK VESİKASIDIR"
Şimdi ise laikliğin kaldırılması için AKP trolleri fütursuzca saldırıya geçmiş durumdalar. Amaç belli ; sormayan, düşünmeyen, araştırmayan, eleştirmeyen ve biat eden bir gençlik yada bir halk istenmektedir. Böylece iktidar güçleri , tarikat ve cemaatler, bu ülkede kırk, elli yıl ya da sonsuza kadar devletimizi yağmalama amacındalar. Bu durum yeni bir kaosu tetikleyecektir. Bu konuda laik kesim endişe ve kaygı içerisinde kalmaktadır. Yeniden laik ve anti laik sürtüşmesine neden olacaktır.
Laiklik kaldırılması durumunda ülkemiz tıpa tıp Afganlaşacaktır. Başta kadın hakları , temel hak ve özgürlükler,bilim, demokrasi yok olacak onun yerine hurafe egemen olacaktır. Bunu düşünmek dahi insanın aklının olmaması demektir. Bu ülkeye bu millete yapılacak en büyük hainlik ve kötülük olacaktır. İran, Irak, Libya ve diğer Arap ülkeleri laikliğe dönmek için can atarlarken 21. yy'da bizim ülkemizde kaldırılmasının konuşulması utanç abidesi olduğu gibi laikliğe saldırılar yapılması da hainlik vesikasıdır. Bunun ağır sonuçlarını Allah bu millete göstermesin. Bu gericilik ve mağara anlayışında geri dönülmez tahribatları bu milletin ve halkın kaldırmasını düşünmek dahi istemiyoruz.
Peki böyle olacağı görünürken laikliğe karşı saldırılar karşısında devleti yönetenler, demokrasiye inananlar özde Atatürk’e bağlı olduğunu iddia eden kurum ve kuruluşlar adeta seyirci durumundadırlar. Özellikle sağ partilerden ve sağ sendikalardan hiç ses yok. Demek ki memnunlar. Peki laiklik kaldırıldığında partiler ve sendikalar yaşayabilir mi? Bize göre mümkün değil. Laikliğin olmadığı yerde demokrasi olmayacağı için onun yerine teokratik yönetim tarzı geleceği açıkça bellidir. Teokratik düzene karşı tek kelime dahi söylemeyenler görevini yerine getiremeyenler de sorumludur. Bu açık ve nettir.Perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğuna göre her kes şapkasını önüne koyup tarihe iyi bakıp iyi karar vermesi gerekmektedir. Bu gün laikliğe karşı bu saldırılar olmasını görmezden gelemeyiz. Hepsinin planlı programlı hareket ettiği AKP tarafından hiçbir şey yapılmadığı hatta görmezden gelinerek bir nevi destek verdiğini görüyoruz. Ayasofya imamının laiklik karşıtı söylemleri, Atatürk ve milli mücadele düşmanı İskilipli Atıf hocanın anılması, Boğaziçi Üniversite öğrencilerine karşı aktrollerin söylemleri ve diğerlerin hepsi birer provadır. Toplumun sinir uçlarına dokunarak nabız yoklaması mühendisliği yapanlar açıkça toplumu kin ve nefret suçları işlemektedir. Bu suçlara karşı sarayın küçük ortağı , Türk İş , Kamu Sen diğer siyasi partiler ve kurumların tavırları net değil. Bu konuda nerde durduklarını anlayamıyoruz. Memur Sen, Hak İşin laiklik derdi yok. Sadece millet ittifakında bulunanlar ile değil diğer kurumlarında laikliğe sahip çıkması gerekmektedir. Özellikle MHP ve Kamu Sen’in tavrı önemli olup bu konuda hem Atatürk’e hem de laik düzene sahip çıkılması hakkında tavırları test edilecektir.
Laikliğin mücadelesini sadece laikliği beğenenler değil beğenmeyenlerin de din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olduğunu ne zaman kavrayacaklar. Laiklik kaldırıldığında tarikat ve cemaatler arasında kanlı çarpışmalar olacağı açıktır. Biz bunları Irak’ta diğer Arap ülkelerinde gördük. Bu nedenle laiklik karşıtı söylemlerin ve eylemlerin bu ülkede konuşulması nankörlük başka bir şey değildir.Kamuoyuna saygı ile duyurulur." (Haber Merkezi)