Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi'nin programında konuşan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan:

Kamu çalışanları kamusal bir zulüm altındadır!

Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi tarafından organize edilen işyeri temsilcileri istişare toplantısı,  Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ile Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Kocakaplan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.  

 

Öğretmenevinde düzenlenen organizasyona işyeri temsilcileri yoğun ilgi gösterirken açılış konuşmasını Zonguldak Şube Başkanı Şahin Ören yaptı. Konuşmasında sendikadan çok bir aile olduklarını belirten Ören, sendikalarının bu zamana kadar ülkesi için canını ortaya koymuş 45 şehidi olduğunun altını çizdi. "Ekmeğimizin önüne vatanımızı koyduk" ifadesini kullanan Ören, “Değerli arkadaşlar uzun yıllardır yol arkadaşlığı yapıyoruz. Bu yol arkadaşlığımız ana teması vatan sevgisinden, bayraktan, toprak ve kardeşlikten geçiyor. Bu yolda beraber yürüdüğümüz için hepinize teşekkür ediyorum. Birçok sendikal yapılar var. Kimisi hedefinde ilerlerken kimisi de amacının dışında her türlü üç kağıtçılığı yapıyor ve piyasada yürüyorlar. Peki, biz ne yapıyoruz.

 

HEPİMİZ BİRER BAYRAK VE GÖNÜL ELÇİLERİYİZ

 

Biz önce Atatürk diyoruz. Önce vatan, millet, toprak diyerek çıktığımız bu yolda acısı olan her insana ilaç oluyoruz. Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Bildiğiniz gibi İdlib başta olmak üzere, Van, Elazığ, Manisa ve son uçak kazasında ömür yetirenleri yad ediyoruz. Biz büyük bir aileyiz. Türk Eğitim-Sen üyeleri önce ülkem diyen ve canını vermekten ödün vermeyen bir sendikadır. Bu sendikanın 45 şehidi vardır. Davalarımız ortadadır. Biz, bir sendikadan öte bir aileyiz. Biz ekmeğimizin önüne vatanımızı koyduk. O yüzden hepiniz birer bir bayrak ve gönül çadırısınız. Bu bayrak yukarılarda tuttuğunuz için hepinize teşekkür ederim. Zonguldak’ta bir Gazi okulu sorunu var. Bizler onların savaşını saygıyla karşılıyoruz. Gazi, onların anaların ak sütü gibi hakkıdır. Ahbap çavuş ilişkileri ile peşkeş çekilmesine karşıyız. Bu olayın Ankara boyutunda da yanında olacağımızdan şüpheniz olmasın. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Tüküm diyene…” şeklinde konuştu.

 

EĞİTİM ÇALIŞANLARI BÜYÜK BİR HATA VE YANLIŞ YAPMIŞLARDIR

 

Eğitim çalışanları yanlış tercih yaparak sarı sendikaları yetkili sendika yapmıştır ifadesine yer veren Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Kocakaplan ise konuşmasında şu düşüncelere yer verdi; “Bu sendikanın önemli noktalara gelmesinde çok büyük emeği olan sevgili üyelerimize sonsuz saygılarımı sunuyorum. Sendikamız yüzde yüz yerli bir sendikadır. Siyaset ile değil, üyeler ile yürüyen bir sendikadır. Alnı açık olan bir sendikadır. Gururla görev yapanların sendikasıdır. Biz bir markayız. Bu markada tüm değerlerimiz vardır. Bu özellikleri ile sendikamız sizlerin de gayreti ile ülkemizin sendikası olmayı başarmıştır. Sizlerin sayesinde yetkili sendika olma hüviyetine kavuşacaktır. 14 Mayıs tarihi sendikamız adına bir kırılma günüdür. Sendikamızın yetkili olması demek toplumumuzun değerlerini baş tacı etek demektir. Biz istatistik açıklaması ile büyümek adına hamleler yapmıyoruz. Eğitim çalışanlarının yanında olan tek milli sendika olmamız nedeniyle onurluyuz. Diğer sendikalar ya sarı sendika ada bölücü sendikalardır. Eğitim çalışanları tercihlerini yanlış kullanarak aslolmayan sendikaları yetkili sendika yaparak yanlış yapmışlardır. Bizim sendikamız hata yapan eğitimcileri uyandırma servisidir! Sizler, bizim yaptığımız çalışmaları ve hata yapan eğitimci arkadaşları uyarıp uyandıracaksınız! Eğitim çalışanları buz kıran gemileri gibidir. Arkamızdan gelen temiz eğitimcilerin yolunu temizlemek zorundayız.”

 

KAMU ÇALIŞANLARI KAMUSAL BİR ZULÜM ALTINDADIR!

 

Kamu çalışanlarının kamusal bir zulüm altında olduğuna vurgu yapan Genel Başkan Talip Geylan konuşmasında, “Öncelikle hepinizi tebrik etmek istiyorum. Emeğin başkentinde sendikal kültürün ön planda olduğu emek şehrinde sendikamızı bir marka yaptığınız için her birinize teşekkür ederim. Her bir üyemizle gurur duyuyoruz. İnanıyorum ki, hak ettiğimiz yetkiyi alacağız ve yetkili sendika olacağız. Bu kamu çalışanlarının hakkıdır. Kamu çalışanları kamusal bir zulüm altında!.. Temel sorunlarımızın masaya yatırılıp tartışıldığı bir süreci dahi yaşayamadık. Masaya oturan beceriksiz sözde yetkili sendikalar yüzünden kamu çalışanlarına zulüm sürecine başladılar. Yetkili sendika öyle bir laf ediyor ki, sendika mantığına sığmayan ve bir utanç kaynağı olacak bir konuşma yaptı. Sendikal olarak yetkili olmayanların masada yer kaplaması ve sandalye doldurmasınız istemiyoruz. Sendika tarafımızı bir tarafa bıraktık. Biz, bunların masadaki varlığımızdan rahatsız olmalarını anlayışlı karşılamamızı birde utanmadan beklemektedirler. Kamu çalışanlarının taban fiyatına ek artış olması gerektiğinin altını çizdik. 2 yıl toplamda refah payı istedik. 2020 yılı sonu irtibatı ile bir memurun maaşı 5 bin 750 TL olacaktı. Bu rakamı afaki diyen yetkili sendika yoksulluk sınırının 6 bin 610 TL olarak açıkladı. Bu kendi açıklaman ile çelişmek değil midir? Yoksulluk sınırının altında kalan bir rakamı dahi afaki bir rakam diyen yandaş sendika işveren ağzı ile konuşmaktadır. İşte, biz bu yüzden yetkili sendika olarak kamu çalışanlarının haklarını korumalıyız.

 

BUNLARIN ZİHNİYETİ ATATÜRK DÜŞMANLĞIDIR!..

 

Biz bunu kendimiz için istiyorsakta namertiz. Bizim haricimizde milletin menfaatlerini isteyen başka bir sendika yoktur. Ekmek kavgamızı ve sendikal çalışmamız saygıyla bakılıyor. Bizim söylediklerimizi başkaları söylemiyor. Biz, önce ülke diyoruz. Onlar ise önce ben diyorlar. Cumhuriyetin kurucusunun adını anmadan Cumhuriyet Bayramını kutlamayanlar ne kadar samimi olabilirler. Peki kim bunlar. Eğitim sendikaları. Bunlar Atatürk’e karşı nefret ve kin duyuyorlar. Atatürk’ün değerlerine alerji oluyorlar. Yalandan Atatürk ismini kullanan ve Diyarbakır’da evlatlarını koruyan annelere destek açıklaması yapan 7 sendikacı arkadaşımızı da ihraç edecek kadar niyetleri ortadır. Sen gerçekten Atatürkçü isen sen kürt kardeşlerimize destek olan sendikacı arkadaşlarımıza bu yanlışı yapmazsın! Biz sendika olarak geri çekilmiş olsak bunlar tüm art niyetlerini ortaya dökeceklerdir. Biz tarihi ve milli bir görev ifa ediyoruz. Bizler gerçekten mağdur olan sözleşmeli kamu çalışanlarımızın özlük haklarının korunması adına ciddi hamle ediyoruz. Biz aynı işi yapan kamu çalışanların farklı maaş almalarını asla kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarına yan gelip yatıyor diyorlar. Bunu demek çok büyük bir haksızlıktır. Depremde canla başla çalışanlarda devlet memurudur. Onlar yan gelip yatmadı!.

 

TEK VASFI BİAT ETMEK OLANLARIN KOLTUKLARI DOLDURMASI KAMUYA ZARAR VERMEKTEDİR!

 

Devlet memurunu tahrip eden zihniyetini kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanımızın danışmanlarını gözden geçirmelerini tavsiye ediyoruz. Devlet memurunu tahrip ederseniz devleti tahrip edersiniz. Kamudaki hiyerarşik silsileyi koruyan ve ek gösterge tasarımızı sunduk. Emekli maaşı ile çalışanın maaşı arasındaki makas arasında çok büyük fark vardır. Onun içindir ki, milyonlarca kamu çalışanı emekliliği hak ettiği halde maaşları düşeceğinden emekli olmayı ertelemektedirler. Bu yüzden tasarımız bu anlamda çok önemlidir. Bu tasarı hayata geçtiğinde bu makas daralacak ve emekli ile çalışan arasındaki maaş farkı düşecektir. Bu bir anlamda da, milyonlara işsiz gencin devlet dairesinde boşalan kadrolara yerleşebilmesidir. Kamuda liyakatın gelmesi şarttır. Milli Eğitim Bakanının söylemi ile eylemi birbirini tutmamaktadır. Mülakat marifeti ile tek vasfı biat etmek olan yandaş zihniyetler koltuklara oturtulmuştur. Hak edenin dışlandığı ama hak etmeyenin beceriksiz kişilerin o koltukları doldurması nedeniyle kamudaki sorunlar bir türlü bitmemektedir. Grev yapma hakkı olmayan sendikanın her zaman bir ayağı topal olur!.. Kamu çalışanlarının siyaset yapma hakkı olmalıdır. Kamu çalışanları eğitim seviyesi en yüksek olan bir topluluktur. Kamu çalışanlarının bu birikimin ülke yararına kullanılmamasını kabul etmiyoruz. Hiç kimse bize hak vermez ama biz hak ettiğimiz hakkımızı sahadaki çalışmalarımızla alacağız.” dedi.