Zonguldak Demokrsi Platformu Uğur Mumcu ve diğer katledilen aydınları andı ve bu konuda yapılan toplantıda kamuoyuna şu görüşler aktarıldı:

Değerli basın mensupları, Zonguldak Demokrasi Platformu’nun değerli bileşenleri, Sevgili mücadele arkadaşlarım,

Bugün burada Türk basının değerli ismi, ülkemizde tüm kurum ve kurallarıyla işleyen eksiksiz demokrasinin kurulması için bir ömür harcamış dava adamı, Türk aydınlanmasının kararlı savaşçısı Uğur Mumcu’nun katledilişinin 26. yılı nedeniyle toplanmış bulunuyoruz.

Açıklamamıza başlamadan önce Ahmet Taner Kışlalı, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu, Tahir Elçi, Onat Kutlar, Çetin Emeç, Gaffar Okkan ve ismini saymakta zorlandığım faili meçhul kurbanı tüm aydınları özlemle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Devlet içine çöreklenmiş karanlık güçler tarafından ülkeyi bir karanlıktan diğerine sürüklemek için onlarca faili meçhul cinayet işlendi. Bugün ölüm yıldönümü nedeniyle burada toplandığımız Uğur Mumcu, kalemini hep gerçeklerden yana kullanmış gerçek bir gazeteciydi.  30 yılı aşkın gazeteciliği döneminde yazdığı ve her biri gündemi sarsan yüzlerce haberden hiçbiri tekzip bile edilemedi.

1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren, halkın haber alma özgürlüğü ve ülkenin demokratikleşmesi için devlet içine çöreklenen örtülü güç odaklarının üzerine kalemi ve yüreğiyle yürüyen Uğur Mumcu, doğal olarak hep onların hedefinde oldu.

12 Mart,  12, Eylül cuntacıları uydurma mahkemelerde ağır ceza talepleriyle yargılamaya kalksa da, O, mücadelemizin sakıncalı piyadesi olarak, kavgadan bir adım bile geri durmadı.

Bir hakikat savaşçısı olan Uğur Mumcu 80’li yılların ikinci yarısından itibaren, ısrarla, tarikat, siyaset, ticaret üçgenindeki karanlığa ışık tuttu. Devlet içinde örgütlenen dinci yapılaşmaları ortaya çıkararak, geleceğe doğru oluşan büyük tehlikeye ısrarla dikkat çekti.

Rabıta adlı kitabında İslamcıların örgütlenme biçimini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererken kimsenin yazmaya cesaret dahi edemediği bir dönemde Kürt Dosyası’nı kaleme alma sorumluluğunu gösterdi.  Şüphesiz ki bu onun iliklerine kadar hissettiği aydın sorumluluğunun bir gereğiydi.

İçinde yaşadığımız günlerde yaşananlar yazdıklarının ne kadar doğru, onun ne kadar haklı olduğunu açık biçimde ortaya koydu. Şayet Uğur Mumcu’nun işaret ettiği devlet içindeki dinci yapılaşma ve çeteler; onun ikazlarına uyulup dağıtılmış olsaydı, 15 Temmuz alçaklığı belki de hiç yaşanmayacak, 300’e yakın insanımız hayatta kalacak, ülkemizde onca mücadele ile kazanılan demokratik birikim birileri tarafından OHAL karanlığında boğulmayacaktı.

Değerli basın mensupları,

Onun alçakça öldürülmesinin ardından 26 koca yıl geçti. Bu 26 yılda tüm faili meçhuller gibi Uğur Mumcu cinayetinin de aydınlatılamamış olması, bu ülkeyi yönetenlerin yüz karası olduğu kadar bizlerin de utancıdır.

Geçen onca yılda soruşturmada somut bir delil elde edilmemiş olması, bu konuda hâlâ etkin bir iradenin ortaya konmaması, karanlık güçlerin devlet içindeki varlığını koruduğunu, ülkenin her an yeni provokasyonlarla karşı karşıya kalabileceğini göstermektedir.

Geçtiğimiz yıllarda demokrasi güçlerine karşı yapılan ve yüzlerce insanımızın ölümüne neden olan bombalı saldırılar da bu derin yapılaşmanın dışında düşünülemez. Herkesin hafızasındadır, devlet yöneticileri uzun yıllar içinde, birçok kez, Uğur Mumcu cinayetini aydınlatmanın kendileri için namus meselesi olduğunu söylemiş, bu doğrultuda açık sözler vermişti.

Tüm yöneticilere bu sözlerle birlikte devlette devamlılığın esas olduğunu da hatırlatıyor, suikastın tüm yönleriyle çözülmesi için etkin bir soruşturma başlatılmasını acil olarak talep ediyoruz.

Devlet içindeki örtülü güç odaklarının dağıtılması, başta siyasi olmak üzere tüm bağlantılarının ortaya çıkarılarak yargı önünde hesap sorulması esaslı bir demokratikleşme sorunudur, bu çözülmediği takdirde, ülkemizin çağdaş dünyayla kucaklaşması düşünülemez.

Değerli Basın mensupları

Uğur Mumcu, ileri görüşlü bir gazeteci, ülke sevgisini her şeyin üstünde tutmuş onurlu bir insandı. Ve hiç tartışmasız usta bir gazeteciydi. Emek mücadelesinin her zaman yanında olan, Zonguldaklı madencilerle dayanışmasını hep yüksekte tutan bir emekçi dostuydu.

Onu en karşısında olanlar bile basınımızın simge ismi olarak görüyordu.

Bugün basının geldiği “içler acısı” hale bakınca Mumcu’nun eksikliğini daha fazla hissediyoruz. Yaşamına mal olan çabalarıyla herkesin gönlüne taht kuran kalpaklı kuvay-ı milliyeci Uğur Mumcu’yu özlem ve saygıyla anarken, faili meçhul tüm cinayetlerin aydınlatılması, devlet içindeki örtülü güçlerin ortaya çıkarılması için, dayatmalara, baskılara, hoşgörüsüzlüğe, işkenceye, haksızlığa direnen yurttaşlar olarak, verdiğimiz mücadeleyi inatla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

Anma etkinliklerimiz bu akşam Maden Mühendisleri Odası’nda, saat 18.00’de “Uğur Mumcu Işığında Bugünkü Türkiye” başlıklı söyleşiyle devam edecektir.

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Doç. Dr. Deniz Yıldırım ve Ordu Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden Doç. Dr. Evren Haspolat’ın konuşmacı olarak katılacağı etkinliğe hepinizi davet ediyor, katıldığınız için teşekkür ediyorum.

(Haber merkezi)