Zonguldak’ta maden işçileri, üretimin durduğu maden ocaklarına geri dönmek için gün sayıyor.

Torba Yasa ile birlikte ek maliyet getireceği gerekçesiyle işletmecilerin üretimi durdurma kararı ile birlikte madenciler evlerine döndü. Kırımsa mahallesinde yaşayan 30’u aşkın madenci, kıraathanede oturarak tekrar maden ocağına çağrılmayı bekliyor.

Yeni Yasa ile birlikte kendilerine daha rahat yaşama fırsatı sunulduğunu ifade eden işçiler, işverenin üretimi durdurma kararı ile olayın şokunu atlatamadı. 25 yıllık maden işçisi Gürdal Akbulut, işverenden gelecek haberi beklediğini ifade ederek şöyle konuştu: “Öncelikle devletimizden bu maden yasasını geçirdiği için çok mutluyuz teşekkür ediyoruz. İşçiler olarak gecikmiş olan bu yasa bizi sevindirdi. Bayram gelirken, okullar açılırken şu an mağdur durumdayız. İşverenler bizi perşembe akşamı evlerimize gönderdi. Yaklaşık üç günden beri işe gidemiyoruz. Büyük bir üzüntü içindeyiz. İşverenlerin devletle arasındaki ilişkiyi bilmeyiz. Bize de birilerinin işçi olarak hakkımızı savunması lazım gelir. Zonguldak’ın durumu belli. Kahvehane köşelerinde işverenlerimizden gelecek haberi bekliyoruz.”

“15 YILDIR MADENCİYİM BİR KERE TATİLE GİDEMEDİM”

Maden işçisi Sezer Aldemir, yeni yasayla birlikte rahat yaşayacaklarını umduklarını fakat üretimi durdurma kararıyla birlikte şok yaşadıklarını dile getirdi. 15 yıllık madencilik hayatı boyunca tatile dahi gidemediğini söyleyen Aldemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Evliyim, iki çocuğum var. Son vardiya işten çıktı ikinci bir emre kadar çalışmak yok denildi. Devletimiz bize bir hak tanıdı. Yıllardan beri bizi köle niyetine kullandılar. Kullanmaya da devam etmek istiyorlar. Bize verilen hakları vermek istemiyorlar. Onlar lüks hayatı yaşarken biz tabanda sürünerek gitmeye devam edeceğiz. Bunu yapmak istiyorlar. Onların çocukları arabalarla gezerken bizimkilerin altında bisiklet bile yok. Yıllardan beri biraz da bizim yüzümüz gülsün. Bu akşam evime ne getirebilirim, çocuğuma ne yedirebilirim diye düşünürken onlar lüks yerlerde yemek yiyor. İstedikleri yerlere gidebiliyorlar. Ben 15 yıldır madenciyim bir kere tatile gidemedim. Buradan çarşı merkezine cebimde para bulup da gidemiyorum. Biz de tam rahatlamak içindeydik. Normal insanlar gibi yaşayacaktık. Bize çok gördüler.”

“OCAKTA ÇALIŞMAK ÇOK ZOR”

Özel maden ocağından emekli 45 yaşındaki Sefer Aktaş da, maden hayatının çok zor olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Özel maden ocağından emekli oldum. İki buçuk sene önce emekli oldum. 752 TL maaş geldi. Şu an 940 TL maaşım var. Devlet bize de sahip çıkacak. Şu an özel şirketlerde çalışan işçilerin maaşları bin 200 - bin 300 TL, ocağa girecek para değil. Dışarıda çalışan insanların 2 bin 500 TL maaşı var. Devletimizden Allah razı olsun. Çocukların parasını versinler. Ocakta çalışmak çok zor. Onu içine giren bilir. Ocağı bilmeyen insanlar bin 200 TL para yeter diyor. Çocukların ceplerine bakalım çoğunda beş kuruş para yoktur, sözde isimleri madenci.”

“İŞVERENLERİ SUÇLAMIYORUZ, ÇARE ARIYORUZ”

Eşinin işyerinden çıkışı verilen dört çocuk annesi Hayriye Port da işverenleri suçlamadıklarını, çare aradıklarını ifade etti. Çoluk çocuk zor durumda olduklarını anlatan Port, şöyle konuştu: “Okul gideri çok. Kira var, bebekler küçük. Ne yedireceğiz. İşverenleri suçlamıyoruz. Çare arıyoruz. Hepsine saygı duyuyoruz. Niye suçlayıp da ekmeğini yediğimiz vatandaşı zor durumda bırakalım. Bu çoluk çocuk burada sefil durumdadır. Çok şehidimiz var. Kaçak ocaklarda akrabalarım öldü. Yine gitmek zorundayız. Ben bile gidiyorum. Kömür toplayıp çocuklarıma ekmek alıyorum. Bunun sonu ne zaman gelecek.”

İşçiler, işverenlerden gelecek haberi bekliyor.