Klişe açıklamalar…
Arşivden makaslanan sözlerden oluşan bir kolaj…
Kes-kopyala-yapıştır bir konuşma…
Fas fiso işler…
Bir kentin geleceğini ilgilendiren böylesine önemli bir süreçte cılız bir kalabalık sokaktaydı dün…
Öncesinde yapılan panele katılım iyiydi…
Ama GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci’nin konuşması, kitleleri harekete geçirecek bir konuşmadan ziyade basın danışmanı Turan Oral’ın hazırladığı brifing notlarından ileri geçemedi..
Demirci, geldiği günden itibaren AKP ile paralel bir strateji izledi…
“Ne şiş yansın ne kebap”  kaygısı kurumu bu hallere düşürürken, GMİS’i de itibarsızlaştırdı…
10 bine yakın insanın çalıştığı bir kurumun geleceğinin tartışıldığın bir dönemde yapılan böylesine önemli bir yürüyüşe 500-600 kişinin katılması son derece düşündürücü...
Ne kentin gerçek sahibi olan halkın katılımı yeterliydi…
Ne de madenciler…
İktidar Milletvekillerini zaten beklemiyorduk…
CHP’den mebus seçilince muradına eren Şerafettin Bey belli ki çok meşguldü…
Bir tek CHP’li Ünal Demirtaş oradaydı…
Bir de CHP Zonguldak eski Milletvekili Ali İhsan Köktürk…
Büyük madenci grevinden kulaktan kalma birkaç çakma sloganın dışında kayda değer bir şey yoktu…
Bu şehirde yaşayıp da Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun ekmeğini yemeyen var mıdır?
Peki bu kentin üzerindeki ölü toprağı ne zaman kalkacak?
Ne zaman ümüğümüzü sıkanların yakasına yapışacağız?
GMİS yöneticileri temsil ettikleri koltukların hakkını neden vermiyor?
Başta GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci olmak üzere şubecisinden genel merkez yöneticilerine tüm sendikacıları tarihi bir sorumluluk bekliyor…
Ya bu saldırıyı püskürtürsünüz!
Ya da tıpkı sizden öncekiler gibi geldiğiniz gibi gidersiniz?
Öyle 8-10 bin lira maaş alıp caka satmakla olmuyor bu işler…
Madencinin alın teriyle refah içince yaşayan GMİS yönetiminin kararlılığı bundan sonraki süreçte belirleyici olacak…
Bakalım laf olsun diye mi meydanlara çıktınız…
Yoksa…
           *** 
Yerel basının yaşadığı mali krizi en yoğun hisseden gazetelerin başında Halkın Sesi geliyor…
Kendi içimizde yaşadığımız mali sorunlara bir de şehirdeki ekonomik kriz yansıyınca şartlar her geçen gün ağırlaşıyor…
Sadece biz mi, refiklerimiz de krizden payını düşeni alıyor…
Birkaç gündür Pusula Gazetesi’nde yaşanan işten çıkarmalar bu krizin geldiği noktayı gözler önüne seriyor…
Her seferinde Halkın Sesi’nin yaşadığı mali sorunları diline dolayıp makara yapan arkadaşlarımız, ne acıdır ki şimdi kendileri bu sorunla baş başa…
Bildiğim kadarıyla Pusula TV ve gazetesi 7 arkadaşla yollarını ayırdı…
Düşmanım dahi olsa kimsenin felaketinden medet olmadım…
Umarım en kısa zamanda kriz aşılır, arkadaşlarımız işlerine geri döner…
İşten çıkartılan arkadaşlarımızın hepsine geçmiş olsun diliyorum…