Eğitim Sen Zonguldak Şube Sekreteriyken 7 Şubat 2017 tarihinde yayınlan 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Eğitimci İsmet Akyol, yazılı bir basın açıklaması yaparak kendisinin ve kendisi gibi görevinden alınanların mağduriyetlerini dile getirdi.

Akyol şöyle dedi:

“OHAL kapsamında doğrudan KHK hükümleri ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma (ihraç), öğrencilik bursunun kesilmesi, emekli güvenlik personelin rütbelerinin alınması ve kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karar altına almakla yetkilendirilen OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, 27 Mart 2020 tarihinde duyuru yayınladı. Komisyon,  27 Mart 2020 tarihi itibariyle 126 bin 300 başvurudan 11 bin 200 kabul, 93 bin 900 ret olmak üzere toplam 105 bin 100 başvuruyu karara bağladığını 21 bin 200 başvurunun ise incelemesinin devam ettiğini açıkladı.

Önceki açıklamalarında haftada 1200 ayda 4 bin 800 civarında başvuru hakkında bireyselleştirilmiş ve gerekçeli karar verdiğini açıklayan Komisyon 31 Ocak 2020 ila 27 Mart 2020 tarihleri arasında, yaklaşık iki aylık süre içinde, sadece 3 bin 600 başvuruyu sonuçlandırmıştır. 2019 Ağustos ayından itibaren Komisyonun karar verme sayısında dikkat çeken bir düşüş olmuştur. Bu yavaşlama var olan mağduriyeti daha da artırmaktadır.

Karar verme sayısının neden düştüğüne dair Komisyondan herhangi bir açıklama yapılmaktadır. Hatırlanacağı gibi 25 Aralık 2019 tarihinde OHAL Komisyonu Başkanı Salih Tanrıkulu ve Komisyon üyeleriyle görüşen gazeteciler arasında yer alan Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, o tarihte incelemesi devam eden 28 bin dosyanın durumuyla ilginç bir detayı yazmıştı. Acet, 26 Aralık 2019 tarihli Haber 7’deki yazısında, “28 bin dosyanın durumuyla ilgili ise henüz bir karar verilmiş değil. Sözün burasında küçük bir parantez açalım; Geriye kalan bu 28 bin dosya ile ilgili komisyon başkanı ve üyelerinin söyledikleri şu: ‘Durumu net olanlarla ilgili doğal olarak karar oluşturulmakta zorlanılmıyor. Ancak, haklarında kabul ya da ret yönünde net bir kanaat oluşmayanların dosyaları beklemeye alınıyor.’ Bu yönüyle bu 28 bin kişinin durumuyla ilgili daha zor ve daha dikkatli çalışmayı gerektiren bir durum söz konusu” demişti.

Komisyonca incelemesi devam eden ve ‘kanaat oluşmayan’ başvuruların içinde KESK’e bağlı sendikalardan özellikle de Eğitim Sen üyesi kamu emekçisinin yanı sıra Barış Bildirisi’ne imza attıkları için üniversitelerden ihraç edilen ve Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı verdiği akademisyenler de vardır.

Yaptığı tüm açıklamalarda, “Etkili iç hukuk yolu olarak hızlı ve aynı zamanda kapsamlı inceleme neticesinde başvurular hakkında bireyselleştirilmiş ve gerekçeli karar verilmektedir” diyen OHAL Komisyonunun ‘Haklarında kabul ya da ret yönünde net bir kanaat oluşmayanların dosyalarını beklemeye alması’nın hiçbir yasal dayanağı olmadığı gibi, evrensel hukukta da yeri yoktur.

HAKLARINDA HERHANGİ BİR YARGI KARARI BULUNMAYAN SAĞLIK EMEKÇİLERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE KAMU EMEKÇİLERİ İLE AKADEMİSYENLER GÖREVE İADE EDİLMELİDİR

Koronavirüs salgınıyla birlikte Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) yanı sıra meslek örgütlerinden ve siyasi partilerden hukuksuz bir şekilde ihraç edilen sağlık emekçilerinin görevlerine iade edilmesi istendi. KHK’lerle ihraç edilen SES üyeleri de hızla yayılan koronavirüs salgınının halkın sağlığını daha fazla tehlikeye atmadan bir an önce görevlerine iade edilmelerini talep ederek, “Böylesi zorlu bir süreçte yer alarak yaşatmak istiyoruz” çağrısı yaptılar.

Koronavirüs salgını nedeniyle sürekli ‘Evde kal’ çağrıları yapılıyor. Evde kalmak birçok işsiz gibi KHK’lerle ihraç edilenleri de olumsuz etkiledi. Kirasından suyuna, elektriğinden doğalgazına ödemeler zamanı geldiğinde yapılmak zorunda. Ayakta kalmak, evine ekmek götürebilmek için birtakım işler yapan, yapmaya çalışan KHK’lilerin durumu evde kalınan bu ‘koronavirüslü günler’de daha da zorlaştı.

Bugüne kadar haklarında hiçbir soruşturma yürütülmeyen, soruşturma yürütülüp savcılıklar tarafından takipsizlik kararı verilen aralarında Eğitim Sen ve KESK’e bağlı sendikalara üye olanların da bulunduğu, binlerce kamu emekçisinin görevlerine geri dönmeleri önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen gerekli adımlar ısrarla atılmamaktadır.

Yapılması gereken ‘kanaat oluşmayan dosyaların bekletilmesi’ değil OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunun lağvedilerek haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilmiş sağlık emekçileri başta olmak üzere, kamu emekçileri ile Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı verdiği akademisyenlerin bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmesidir.”

(Haber merkezi).