Zonguldak’ta bir grup, 28 Şubat sürecine tepki göstermek amacıyla sabah namazı sonrası Madenci Anıtı önünde basın açıklamasında bulundu.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Aday Adayı Kamuran Aşkar’ın yanı sıra AK Parti Zonguldak Milletvekili Aday Adayı İbrahim Cansız, Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Saadettin Dede ile aralarında kadınların da bulunduğu kalabalık önce Ulu Camii’nde namaz kıldı.
Namaz çıkışı bir araya gelen topluluk, Madenci Anıtı’na yürüdü. Burada ilk açıklamayı AK Parti Zonguldak Milletvekili Aday Adayı Kamuran Aşkar yaptı. Aşkar, “Bugün burada, 28 Şubat’ın yıl dönümünde darbe savar Zonguldaklı gençlerimiz, bu ülkede bir daha darbe olmasın. Adı ne olursa olsun, ‘Post modern’, ‘Dost modern’ ama hiç önemli değil bu ülke bir daha darbe görmesin anlayışıyla toplanmış. 28 Şubat’ın darbenin yıl dönümünde lanetlemek üzere burada toplanmış bulunuyoruz” dedi.
Bülent Ecevit Üniversitesi Öğrencisi Yusuf Özkarahasan ise 28 Şubat’ın yıl dönümünde yaptığı basın açıklamasında şöyle dedi:
“28 Şubat ‘Post Modern’ darbesini kurgulayan ve uygulayan kadrolar bir zihinsel dönüşüm ve geri dönülmez bir yaşam biçimini dayatmayı, bir toplum mühendisliği ile kaba, ilkel ve tek tipçi bir dünya görüşünü, devletin ve toplumun vazgeçilmez bir unsuru olarak hücrelerimize yerleştirmeyi denemişlerdir. Bu kadrolar, belli periyotlarla kendilerince hizadan çıkan siyaset kurumunu veya halkı hizaya getirmekten hiç çekinmemiş, böylece Cumhuriyet tarihinde birkaç yılda başta muhalif kitleler olmak üzere toplum üzerinde korku imparatorluklarını pekiştirmek için gayri ahlaki, gayri hukuki darbeler yapmışlardır. 28 Şubat sürecinde Cumhuriyet tarihinin Müslümanlara dönelik karalama kampanyalarının ve iftiraların ayyuka çıktığı kirli bir dönem olarak tarihe geçmiştir. İttihat Terakki zihniyetinin sermaye, üniversite, ordu ve medya dayanışmasıyla İslami değerlere karşı başlatmış olduğu ve bin yıl süreci iddiasıyla tekebbür içinde İslami kimliğe yönelik sindirme operasyonudur 28 Şubat. Fişlemelerin, sürgünlerin, yasakların vicdansızca uygulandığı acı bir dönemdir. Başörtülü kadınların eğitim, öğrenim ve çalışma hakları anayasal ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak ucube yönetmeliklerle engellendi. Sadece resmi kurumlarda çalışan başörtülü kadınların değil, diğer tüm sektörlerdeki kadınların da istihdam edilmemeleri için söz konusu kurumlara baskılar ve baskınlar yapıldı. Başlarını açan veya peruk takan kadınlar dahi disiplin cezaları almaktan, sürgünlerle cezalandırılmaktan, memuriyetten atılmaktan ve işlerini kaybetmekten kurtulamadı.”
Basın açıklaması dua edilmesinin ardından olaysız sona erdi.