Sazköy halkı, dün de Zonguldak Valiliğine gelerek topladıkları imzaları verdiler

“KAR HIRSINDAN GÖZLERİ DÖNMÜŞ”

 Sazköy-Yeşilyayla-Aşağı İhsaniye ve civarındaki diğer köylüler adına basın açıklamasını okuyan Saniye Cicibaşoğlu, yaşadıkları civar köylerin Zonguldak ve çevresinin cennet köşelerinden olduğuna vurgu yaparak, “Filyos Irmağı’nın milyonlarca yılda sabırla oluşturduğu bereketli topraklar üstünde, huzur içinde yaşamaya çalışırken, kâr hırsından gözü dönmüş şirketler, ne yazık ki bizi rahat bırakmıyor. Daha önceleri termik santral saldırısıyla karşı karşıya kalan köylerimiz, şimdi de taş ocağı tehdidi altında bulunuyor. Demir Madencilik adlı bir şirket, Filyos Irmağı’nın Karadeniz'le buluştuğu deltanın hemen üzerindeki bir tepede aldığı ruhsatı yatırıma dönüştürerek taşocağı açmak istiyor. Hazırlanan ÇED raporu özensiz ve kopyala yapıştır. Açılacak bir taş ocağıyla yaşamımız çekilmez hale gelecektir. Bu güzellikleri birkaç kuruş kar için katletmeye çalışmak vatan hainliğidir. İş, aş yalanlarına da kamımız tok. Demir Madencilik’i projeden vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı, Saltukova beldesinde Sazköy-Yeşilyayla-Aşağı İhsaniye ve civarındaki yere taş ocağı yapılmasına tepki göstermek amacıyla Valilik binası önünde toplanan Sazköy halkı, bir basın açıklaması yaptı. Halk, basın açıklamasının ardından topladıkları 1267 adet imzayı vali yardımcısına teslim etti. Köy halkı, yapılmak istenen kil ve taş ocağına izin vermeyeceklerini söyledi.

 

Valilik binası önünde toplanan yaklaşık 100 kişi, ellerinde ‘Ağaç kesen baş keser, Ormansız vatan olmaz, Sağlıklı yaşam çevre ile olur, Sözün bittiği yer Sazköy ve Sazköy midenize oturur’ yazılı dövizler ile basın açıklaması yaparak, taş ocağının yapılmaması için topladıkları 1267 adet imzayı vali yardımcısına teslim etti.

 

CİCİBAŞOĞLU, “KÂR HIRSINDAN GÖZÜ DÖNMÜŞ ŞİRKETLER, BİZİ RAHAT BIRAKMIYOR”

 

Sazköy-Yeşilyayla-Aşağı İhsaniye ve civarındaki diğer köylüler adına basın açıklamasını Saniye Cicibaşoğlu okuyarak şunları söyledi:

 

“Bizler Çaycuma ilçesine bağlı, Saltukova beldesinin birbirine yakın köylerinde yaşayan yurttaşlarız. Yaşadığımız köyler, Zonguldak ve çevresinin cennet köşelerindendir. Filyos Irmağının milyonlarca yılda sabırla oluşturduğu bereketli topraklar üstünde, huzur içinde yaşamaya çalışırken, kâr hırsından gözü dönmüş şirketler, ne yazık ki bizi rahat bırakmıyorlar. Daha önceleri Termik Santral saldırısıyla karşı karşıya kalan köylerimiz, şimdi de taş ocağı tehdidi altında bulunuyor. Demir Madencilik adlı bir şirket, Filyos Irmağı’nın Karadeniz'le buluştuğu deltanın hemen üzerindeki bir tepede aldığı ruhsatı yatırıma dönüştürerek taşocağı açmak istiyor. Konuyla ilgili ÇED halk bilgilendirme toplantısı geçtiğimiz günlerde Yeşilyayla Köyü’nde yapıldı. Yöremizle ilgili ciddi hiçbir araştırma yapmadan baştan savma bir rapor hazırlayan şirket temsilcileri, o toplantıda, hiçbir soruya yanıt veremedi. Tümüyle kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlanan rapor, o kadar özensizdi ki, yerleşim yerleri adları bile yöremize değil, kopyalanan rapordaki bölgeye aitti. Ön hazırlıkları bu kadar gayriciddî yapılan bir işletmeden; tüm bilgiler doğru olsa bile, beldemiz gibi Karadeniz'in en önemli ekosistemine sahip alanına zarar vermeden üretim yapması beklenemez. Hazırlanan ÇED raporunda, tümüyle ormanlık arazide çalışma yapılacağı belirtilmesine karşın, sayısından vazgeçtik hangi türlerde ağaç kesileceği bile belirtilmemiş. Yalnızca bulunduğu yere ait olan ve başka yerde yetişmeyen bitki türleri açısından bir cennet olan beldemizde, proje sahası içinde bu gibi hangi bitkilerin olduğu belirtilmediği gibi, tarihsel kökeni binlerce yıla uzanan yöremizin mimari ve arkeolojik mirası ile peyzaj özellikleri konusunda da tek kelime edilmemiş. Doğayı birlikte paylaştığımız yabanıl hayvanların korunmasına yönelik bir çalışma zaten yapılmadığı gibi, doğal otlakları ortadan kaldırılacak olan evcil hayvanlarımızın, çalışmadan nasıl etkileneceklerine dair de en küçük bir ifadeye de gerek görülmemiştir.”

 

“TAŞOCAĞINI KABUL ETMİYORUZ, AÇTIRMAMAKTA KARARLIYIZ”

 

“Proje hayata geçtiğinde, bir huzur beldesi olan köylerimizde artan kamyon trafiği, vakitli vakitsiz patlayan dinamitler, ortaya çıkan toz yoğunluğu, kırıcı sesleri ve kelleşen orman örtüsü nedeniyle yaşamımız çekilmez hale gelecektir. Zaten birçoğu maden emeklisi olan ve kömür vurgunu bir ciğerle yaşamak zorunda olan köylülerimiz, bir de böylesi bir tehdide maruz kalacaktır. ÇED Raporu’nda sanki hiç yokmuş gibi farz edilmesine karşın, proje sahasının hemen sınırında olan ve beş köye su veren sondaj kuyularımız da çalışmadan zarar görecektir. Yalnızca bu durum bile cennet beldemizi Kerbela’ya çevirecek, bizi susuzluğa mahkûm edecektir. Nereden bakılırsa bakılsın, bize 'Ölümlerden ölüm beğen' diyen bu taşocağım kabul etmiyoruz, açtırmamakta kararlıyız. Öte yandan nehirlerin denizlere karıştığı deltalar, biyolojik çeşitliliğin ve buna bağlı olarak kuş türlerinin en zengin olduğu alanlardır. Batı Karadeniz Bölgesinde, Sakarya Nehri ile Kızılırmak Deltası arasında biyolojik çeşitlilik açısından en önemli alan Filyos-Sazköy’dür. Yapılan çalışmalarla Türkiye’de yaşayan 472 kuş türünün 297’sinin burada yaşadığı tespit edilmiştir. Bu yönüyle beldemiz kuş çeşitliliği açısından ülkenin en değerli bölgeleri arasında sayılmaktadır. ÇED Raporu’nu tartışmaya açan Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Türkiye’de 100 kadar nadir kuş türü görüldüğünü, bunun da 20’sinin Sazköy’de olduğunu belirterek buranın mutlak korunması gereken bir alan olduğunu hem resmi internet sitesinde, hem de yaptığı yayınlarda açıklıkla dile getirmektedir.”

 

“YÖREMİZDE TAŞOCAĞI DA TERMİK SANTRAL DE İSTEMİYORUZ”

 

“Tüm bunlara karşın buralarda taşocağı açmak üzere bir şirkete ruhsat verilmesi akla da, bilime de, yaşamın gerçeklerine de aykırıdır. Bu güzellikleri birkaç kuruş kar için katletmeye çalışmak vatan hainliğidir.

Biz torunlarımızın emaneti olan bu toprakları, doğal tüm güzelliklerini koruyarak onlara devretmeye kararlıyız. Madenlere canımızı, ciğerimizi, istimlâklere topraklarımızı verdik. Birilerine verilecek tek bir ağacımız, kirletilecek bir damla suyumuz, toza boğulacak bir nefeslik havamız kalmadı artık. Yöremizde taşocağı da termik santral de istemiyoruz. İş, aş yalanlarına da kamımız tok. Bu hissiyatımızı dile getiren ve tümüyle köylerimizde topladığımız 1267 adet imzayı birazdan Zonguldak Valisi Ali Kaban’a sunacak, kendisinden bu projenin iptal edilmesi için çaba harcamasını isteyeceğiz. Başta basın mensupları olmak üzere, tüm Zonguldaklıları yöremizdeki doğa katliamına duyarlı olmaya ve Demir Madencilik’i de projeden vazgeçmeye çağırıyor, katılan herkese teşekkür ediyorum.”