Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Atatürk de en büyük zaferlerini yine bu aylarda planlayıp kazanmıştır.

Türkiye Cumhuriyetinde Ağustos ayı genelde askeri komuta kademelerindeki atamaların yapıldığı bir aydır. Bu ayın 30. Günü de en büyük bayramlardan birisi Zafer Bayramı olarak kutlanır. Türk ulusunun istikbalinin belirlendiği büyük zaferin kutlandığı bu bayramla birlikte zafer haftası da sona erer.

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk daha sonra Türk Devletinin rejimini Cumhuriyet olarak belirlemiş ve halkın çağdaş bir biçimde yaşayabilmesi için de önemli atılımlar yapmıştır. Bu arada  kadına dta büyük önem vermiş ve bir çok hak sağlamıştır.

Atatürk’ün Türk Kadınına Sağladığı Haklar

Osmanlı Devleti zamanında siyasal ve toplumsal alanda hemen hiçbir hakkı bulunmayan kadınların içtimai alandaki bu durumları büyük bir eksiklikti ve bu durum yeni kurulmuş olan ve çağdaş değerleri yansıtan cumhuriyet yönetiminin fikri alt yapısı ve duruşuyla da bağdaşan bir durum değildi. Zira Atatürk’e göre demokratik bir rejim de erkek vatandaşlar kadar kadınların da siyasal ve toplumsal alanda söz hakkına sahip olmaları büyük bir zarureti. Her ne kadar Medeni Kanun'la kadınlara toplumsal alanda bazı haklar tanınmış olmasa da siyasal haklar açısından bir değişiklik yapılmamıştı.

Bu sebeple Atatürk'ün girişimiyle kadınların ekonomik ve siyasal yaşama katkılarını sağlamak amacıyla bir dizi değişiklik yapılması gündeme gelmiş ve bununla birlikte kadınlarımıza ilk önce 1930´da belediye seçimleri için seçme hakkı daha sonra ise 1933´te çıkarılan Köy Kanunu ile birlikte muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı tanınmış olup bir diğer taraftan 5 Aralık 1934´te Anayasa’da yapılan bir düzenleme ile birlikte kadınlarımıza milletvekili seçme ve seçilme hakları verilmiştir.

Verilen bu haklarla birlikte Türk kadınının o yıllarda Avrupa devletlerinin çoğundaki kadınlara uzun yıllar sonra verilecek daha ileri haklar elde etmesi ve kısa bir sürede Türk toplumunda erkeklerin çalıştığı her alanda yerini alması ise bu olgunun aslında e önemli tarafı olmuştur.

Türk kadınına 1935’te seçme ve seçilme hakkının verilmesi üzerine Atatürk topluma hitaben yaptığı bir konuşmada şu ifadelere yer vermiştir: “Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lâzım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selâhiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selâhiyet ve liyakatle kullanacaktır.”

“BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”, “İnsan Hakları Sözleşmesi” gibi beyannamelerin isimleri daha o dönem için anılamazken, Atatürk'ün, kadın hakları ve kadın-erkek eşitliği gibi hususlarda yaptığı ve yapılmasına ön ayak olduğu bu çalışmalar Türk Kadınına haklarını vermesinin değerini daha iyi anlatmaktadır.

Bu sebeplerden ötürü bağımsızlık mücadelesi yürüten uluslar ve milletler nasıl ki Atatürk'ü örnek bir lider olarak görmüşlerse, kadın hakları uğruna mücadele verenler de onu bu alanda bir devrimci olarak aynı şekilde örnek almalıdırlar. Çünkü gelmiş geçmiş tüm insanlık tarihi boyunca, tarihin herhangi bir devrinde, hiçbir lider kadın hakları meselesinde Atatürk gibi önsezili ve ileri görüşlü düşünememiş ve bu alanda onun kadar uğraş ve savaş vermemiştir.

Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Konulu Ders Kitapları ve Çeşitli Belirli Günler ve Haftalar ile İlgili kitaplardan derlenerek oluşturulmuştur.

 

Atatürk ve kadınlar

Atatürk yakışıklı, şık giyinen kibar birisidir. Elbette birçok bayanın gönlünü süsleyen karizmatik bir yapısı bulunuyordu. “Hayat kadınsız olmaz” diyen bir kişinin evliğinin öncesinde ve sonrasında da ilişkide olduğu kadınlar olmuştur. Genelde ona yaklaşılmıştır. O da çok seçici davranır. İlişkilerini ayağa düşürmez. Toplumun dinamiklerine, ahlaki değerlerine uyumlu ilişkiler yaşamıştır.

Yakınları evli kadınlarla ilişki kurmadığını aktarırlar. İlişkilerini hem çalışma hemde yaşam mekânı olarak kullandığı köşke taşımadığı, nöbet defterinden anlaşılıyor. Atatürk’ün yaveri tarafından tutulan, onun günlük yaşamını kayıt altına alan nöbet defterinde, kabul ettiği kişiler, gittiği yerler, yatış – kalkış saatleri zamanlı olarak görülmektedir. Bunların 1931 -1938 dönemi yayınlanmıştır.

Defterde ara sıra ”Büyük Bayan” a gittiği görülmektedir. Bu bayan ise Kardeşi Makbule Boysan’dır. Eşinden boşandıktan sonra “ Atadan” soy ismini alan Makbule Hanım’a protokolde Büyük Bayan denmektedir. Atatürk’ü yıpratmak için özel hayatına dair birçok hadiseler uydurulmuştur. Bunların hepsi asılsız, mesnetsiz ve gerçekten uzak ve maksatlı kurgulamalardır.

Kaynak: Ömer ALTINTOP, Hedefteki Adam Atatürk Nasıl Öldürüldü, sayfa: 111.

 

Atatürk Devrimleri Hangi Alanda Yapılmıştır

Atatürk Devrimleri ile diğer muasır medeniyetler gibi çağdaş bir devlet özelliği kazandığımız gibi Dünya medeniyetler dairesinde de saygınlığımız artmış oldu. Atatürk devrimleri sayesinde ülkemizin çok önemli kazanımları olmuştur. Bunları özetleyecek olursak: yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyonlar kaldırılmış, tarımın modernleşmesinde devlet öncü olmuş, bankalar, fabrikalar kurulmuş, sonunda ülkemiz bayındır olmuştur. Ulusumuz yapılan devrimler sayesinde zenginleşmiştir. Böylece, Türk Milleti için, güzel ve aydınlık günlere doğru yeni bir adım atılmıştır. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlere sahip çıkmak hepimizin üstlenmesi gereken önemli bir vatan görevidir. Bu Devrimleri temel olarak beş başlık altında toplayabiliriz:

- Siyasal Alanda Yapılan Devrimler
- Toplumsal Alanda Yapılan Devrimler
- Hukuksal Alanda Yapılan Devrimler
- Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Devrimler,
- Ekonomi Alanında Yapılan Devrimler

Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif Belirli Günler ve Haftalar ile TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Kitaplarından derlenerek oluşturulmuştur.

 

Atatürk’ün 19 Mayıs’tan 29 Ekim’e Kadar Çalışmaları ve Kronolojik Sırası

Ülke topraklarımızın düşman işgalinden tamamen temizlenmesi için Atatürk’ün Samsun’dan başlattığı mücadelenin, cumhuriyetin ilanına kadar devam eden kısmı, Atatürk’ün 19 Mayıs’tan 29 Ekim’e kadar yaptığı çalışmalar olarak adlandırılmaktadır.

- 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Milli Mücadele meşalesini yaktı.
- 22 Haziran 1919’da Amasya Tamimini yayımlayarak bunu ilgili mülki amirliklere yolladı ve buna uygun hareket edilmesini istedi.
- 23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum Kongresini toplayarak, askerlik mesleğini bıraktı ve Erzurum Kongresine başkanlık yaptı.
- 4–22 Haziran 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresini toplayarak siyasal direnişin başlamasını sağladı.
- 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da TBMM’yi açtı. Bundan sonra büyük bir hızla Kuvva-yı Milliye birliklerini dağıtılarak düzenli orduyu kurdu.
- 5 Ağustos 1921’de üç ay süreyle Başkomutanlık yetkisini TBMM’den aldı.
- Vatan toprakları tamamen düşmandan temizlendikten sonra Lozan Barış Antlaşması için İsmet İnönü’yü görevlendirdi ve 24 Temmuz 1923’te Lozan antlaşması imzalandı.
- 1 Kasım 1922’de kurulacak yeni sistemde yeri olmayan ve geri kalmışlığın simgesi olan Saltanat kaldırıldı.
- 8 Nisan 1923’te ilk siyasi parti olan Cumhuriyet Halk Fırkasını kurdu ve M.K. Atatürk bu partinin başkanlığına seçildi.
- 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan edilmesini sağladı ve aynı gün, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildi.

Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Konulu Ders Kitapları ve Çeşitli Belirli Günler ve Haftalar ile İlgili kitaplardan derlenerek oluşturulmuştur.