Gökçebeyli araştırmacı Sadi Uyar’ın duyurusunu önceki gün görmüştüm sosyal medyada. 13 Ekim günü saat 14.00’de Cumhuriyet Meydanında, Bodaç köyünde yapılmak istenen “Biyo-Kütle Enerji Santrali ve Katı Atık Yakma Tesisi”ne karşı halkı bilgilendirme toplantısı yapılacaktı. Gökçebey’e gitmek için bundan güzel sebep olabilir miydi? Üstelik bir sebebim daha vardı: Genç araştırmacılarımızdan Nihat Yasa, Ankara’da buluştuğumuzda, “Viranşehir Sancağı Mütesellimi Haydutoğlu Mehmet Ağa” adlı kitabından Sadi Uyar’a ve Nail Yurtaçan’a vermem için birer adet vermişti bana.
Son dönemde genellikle yeğenim Adnan Keklik’le gidiyorduk yakın çevredeki yerlere benim emektar arabayla. Yaş 77 idi, çeşitli sağlık sorunları ile de uğraşıyorduk açıkçası. Yeğen de  Antalya’ya gitmişti bir toplantı için. Hava güzel ve açıktı. Önce Devrek’te Briç Kulubüne uğradım belki bir sürücü bulabilirim umuduyla. Ama lokalde kimseler yoktu daha. Yavaş yavaş, gidebilirim dedim ve yakın mesafedeki Gökçebey’e zorlanmadan da ulaştım.
Cumhuriyet Alanına gittiğimde önce Nail Yurtaçan’ı gördüm, sonra Sadi Uyar’ı. Gökçebey siyasi parti toplantılarının dışında belki de ilk kez böyle bir etkinliğe sahne oluyordu. Küçük alan yükünü almış gibiydi. Erkeklerin yanında özelliklekadınlarla çocuklar kentlerine sahip çıktıklarını gösteriyorlardı. Gökçebey Platformu alanı bir güzel donatmıştı pankart ve afişlerle: “Toprağımız havamız suyumuz temiz kalsın”, Gökçebeyimizin havasına, suyuna toprağına dokunma”. Özellikle çocuklar anlamlı pankartlar tutuyordu: “Çocuklara kıymayın”, “Temiz çevre, temiz yaşam”, “Gökçebiyimize kıymayın”, “Sağlıklı yaşamak en kutsal hakkımız”, “Doğamıza kıymayın”.
 Arkadaşlarla kahve önünde çay içerken, Saygı Duruşu çağrısı ile ayağa kalktık, sonra da hep birlikte İstiklal Marşımızı söyledik. Önce Platform adına Halit Karademir konuştu. Ondan sonra Sevgi Hazer Kurtoğlu, Aran Aratoğlu ve Belediye Başkanı Vedat Öztürk konuştular. Her konuşma, halkı bilgilendirici, aydınlatıcı, uyarıcı, koruyucu, bilinçlendirici idi. Önümüzdeki süreçte Gökçebey halkının önüne gelecek bir “Çevre katliamı” nedeniyle “kente ve insanlarına sahip çıkma” anlayışını yansıtıyordu. Belediye Başkanı da kısa, anlamlı konuşmasını “Siz istemezseniz, kimse bizi zorlayamaz. Hep birlikte bu sorunları aşacağız” diyerek, kent yaşamında güç ve eylem birliğinin önemini ortaya koyuyordu.
Bu çevre tahribatı sadece Gökçebey’i değil, Filyos Çayını, aslında “Filyos Vadisini” de çok olumsuz etkiliyecektir. O nedenle Devrek, Çaydeğirmeni, Gökçebey, Bakacakkadı, Çaycuma, Saltukova ve Filyos’u da kapsayacaktır. Bu ilçe ve beldelerin yönetici ve insanlarının da bu karşı çıkışta yerlerini almalarını gerekiyor.
*****
Bu uyarıcı, bilgilendirici toplantı, ilk elde amacına ulaşmış görünüyor. Ancak biliyoruz ki “Paragözler” asla vazgeçmezler. Daha çok sayıda yurttaşı aydınlatmak, kazanmak, kentine, insanlarına, doğasına sahip çıkmalarını sağlamak birincil görevimiz olmalı. Gökçebey Platformu’nu yaptıkları bu ilk çalışma nedeniyle kutlamak gerek. Ama gelecekteki mücadeleler için de hem çevre köyleri hem de diğer yerleşim yerlerini saflara katmak gerekiyor diye düşünmekteyiz.
Konunun daha iyi anlaşılması için etkinlik alanında dağıtılan broşürden bazı bölümleri aktarmak istiyorum:
Gökçebey İlçesi Bodaç Köyü mevkiinde, ırmak kenarında “Biyo-kütle Enerji Santrali ve Katı Yakıt Yakma Tesisi kurulması planlanmaktadır.
Biyokütle enerji santralı tavuk gübresi, kanalizasyon atıkları, her türlü çöp, sanayi atıkları(araba lastiğinden her türlü plastik atığa kadar) yakacaktır. Yakma sırasında zehirli gazlar ortaya çıkacak. Dioksin, furan, ağır metaller, insan ve hayvan sağlığına zararlı gazlar bu tesisin bacasından havaya, çevreye ve yeraltı – yerüstü suyumuza karışacaktır. Gazlaşan bu zehirli maddeler soluma ve su kaynakları yoluyla her türlü canlının bedenine taşınacaktır. İnsan bedeninin yağ dokusunda biriken bu zehirler kanser, endokrin, sistem bozuklukları, Akciğer hastalıkları, alerji ve daha başka bir çok hastalığa neden olacak. Bu tesis suyumuzu, bahçemizdeki meyve sebzeyi, kümesimizdeki tavuğu, ahırımızdaki hayvanlarımızı zehirleyecek.
Dünyada bu santrallerin 30 km çevresinde yaşayan insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda alerji, astım ve kronik akciğer hastalığının görülme sıklığının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Kaşıntı, kızarıklık, göz tahrişi, öksürük, burun tıkanıklığı, alerjik semptomlar, boğaz ağrısı ve solunum zorluğu riskleri, biyokütle enerji santrallerinin yakınında yaşayanlar arasında daha belirgin olarak bulunmuştur. Araştırmalarda biyokütle santrallerinden meydana gelen kirliliğin, santrallerin yakınında yaşayan insanlarda önemli sağlık sorunlarına neden olduğu kanıtlanmıştır.
         Çatalağzı’ndaki termik santrallerin o bölgedeki halkı nasıl zehirlediğini biliyoruz.
Bizler suyumuzu, havamızı, toprağımızı, doğamızı kirleterek bizi zehirleyecek olan bu santralı istemiyoruz. Bizler zehirlenmek istemiyoruz. Temiz hava solumak istiyoruz.Toprağımız, suyumuz, havamız, doğamız temiz kalsın istiyoruz. Sağlıklı yaşamak istiyoruz. Temiz çevre, temiz yaşam istiyoruz.”
*****
Araştırmacı Hayati Yılmaz da konu ile ilgili yararlı bilgiler aktarmış: “Bio enerji santrali dedikleri şey şudur : Kazanlardaki suyu buharlaştıracak her türlü atığı yakma işlemi sonucunda ortaya çıkacak enerjinin, elektrike dönüştürme işlemi. Bu atıklar tarla ürünleri başta olmak üzere, ev atıkları hatta ağaç, odun kütükler de olabiliyor.
Onlarca atığı yakmak için kullanan bu santrallerde ağaç yakma işlemi de yapılıyor. Çevresel atıkları toplamak ve nakliyatı maddi bir külfet getireceği için en çok tercih edecekleri yakıt bu yüzden dibinde ki Yenice Ormanları olacak.
Bu sanralin Gökcebey`e Yenice Ormanları`nın tam sınırında kurulması tesadüf değil. Yenice`ye yaklaşık 20 km uzaklıkta Gökçebey`e de 5 km mesafede olan Yenice Ormanlarının tam sınır bölgesinde bulunan Bodaç Köyü`ne kurulmak istemeleri kolayca anlaşılır.
Bio kütle enerji santrali için Çevre Bakanlığı Çed sürecini onayladı. Özelikle Batı Kardeniz için en yanlış politikaları yürüten Çevre Bakanlığı bir kez daha devreye girdi. Halkı bilgilendirme toplantıları için tıpkı Çatalağzı`nda kurulan santraller için söylenen söylemler dilendirilmeye de başlandı. Eğer Gökçebey halkı da Çatalağzı halkı gibi yanlış bir mantık kurarsa en büyük zararı yine kendisi görecek gibi gözüküyor.”
*****
Gökçebey’deki coşkulu etkinlik, hiçbir ayrım gözetmeden tüm halkı kucaklayarak, olumlu ve anlamlı izler bırakarak sona erdi. Toplantı alanından ayrılırken Asaf Adabaş, eski belediye başkanı Zeki Kılıçarslan, Bakacakkadı Belediye Başkanı Oktay Albuz, İl Genel Meclisi üyesi Hasan Tülübaş, CHP İlçe Başkanı Mithat Arat, İlçe Yazmanı Nazif Bostancı, Encümen üyesi Ali Rıza Yılmaztürk, Çaydeğirmeni’nden Cemil Temel, Bartın üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Artar, Genç işadamı Serkan Yurtaçan ve gazeteci Latif Aydemir ile selamlaştık.
Arkadaşlarla çay sohbetinin ardından Sadi Uyar’ın işyerine geçtik. Özellikle buranın ikinci bölümündeki “özel kitaplık”ta Sadi Uyar’ın yerel tarih konularını içeren çalışmalarını dinledik. Sadi Bey’de bir tutku haline gelen tarihsel çalışmalarla ilgilenme işi ikibinli yıllarda başlamış.  Bu özel kitaplığa sahip olmak bile büyük masraf ve emek işi denilebilir. Sohbet sonrasında “sizlere doyum olmaz” diyerek Devrek’e döndüm.
 
 
 .
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gökçebey`e yaklaşık 5 klm uzakta olan Karabük-Zonguldak sınırında Yenice Ormanlarının tam başladığı yerde Bio kütle enerji santrali kurmak istiyorlar.
Yenice Ormanları`nin dibine kurulmak istenmesi sizce tesadüf mü ?
Bio enerji santrali dedikleri şey sudur : Kazanlarda ki suyu buharlaştıracak her türlü atığı yakma işlemi sonucunda ortaya çıkacak enerjinin, elektrike dönüştürme işlemi. Bu atıklar tarla ürünleri başta olmak üzere, ev atıkları hatta ağaç, odun kütüklerde olabiliyor.
Onlarca atığı yakmak için kullanan bu santrallerde ağaç yakma işlemi de yapılıyor. Cevresel atıkları toplamak ve nakliyatı maddi bir külfet getireceği için en çok tercih edecekleri yakıt bu yüzden dibinde ki Yenice Ormanları olacak.
Yani;Bu sanralin Gökcebey`e Yenice Ormanları`nın tam sınırında kurulması tesadüf değil.
Yenice`ye yaklaşık 20 klm uzaklıkta Gökçebey`e de 5 klm mesafede olan Yenice Ormanlarının tam sınır bölgesinde bulunan Bodaç Köyü`ne kurulmak istemeleri tesadüf değil yani !

Bio kütle enerji santrali için Çevre Bakanlığı Çed sürecini onayladı.Özelikle Batı Kardeniz için en yanlış politikaları yürüten Çevre Bakanlığı bir kez daha devreye girdi.
Halkı bilgilendirme toplantıları için tıpkı Çatalağzı`nda kurulan santraller için söylenen söylemler dilendirilmeye de başlandı.
Eğer Gökçebey halkı da Çatalağzı halkı gibi yanlış bir mantık kurarsa en büyük zararı yine kendisi görecek gibi gözüküyor.
İşsizliği bahane edip bazıları santral kurulmasını isteyecek "Gökçebey göç alacak" ya da "oğlunuz babanız işe girecek" gibi palavralar ortalıklara saçılacak.
Biokütle enerji fabrikalar ile termik santraller karşılaştıracaklar. Bio enerji yakıtının daha az zararlı olduğunu anlatacaklar ama durum tam öyle değil.
Bio enerji fabrikaları hakkında bir araştırma yaparsanız işin öyle olmadığını göreceksiniz.
Mısır somağı bile yakıt olarak kullanılacak denilecek ve tarladaki "mısır somaklarından bile para kazanacaksınız" denilecek.
Palavra!
Ben size söyleyeyim Gökçebey`e yine dışarıdan (Ukrayna, Rusya, Bulgar, G.Afrika bile) taş kömürü getirdikleri gibi hayvan gübresi bile getirecekler.Milletin okunu,bokunu soluttacaklar insanlara.
Ormanların daha verimli olması için kuruyan ağaçlara gelişmiş devletler dokundurmaz.
Toplanması da yasaktır. Burada maksat, çürüyen ağaçların toprağa karışması ve böylece toprağın biolojik yapısının daha verimli olması sağlamaktır.Yani doğayı kendi kanununa bırakılır.
Yenice Ormanlarında kuru ağaçların toplanmasını bırakın, yakıt bulsun bulmasın bu ormandaki yaş ağaçlar bile peşkeş çekilmeye kurban gidebilir. Bu durumda Gökçebey ve   Yenice Ormanlarının her ikisi de tehlikededir.”