Çoğu zaman öfkeden deliye dönüyorum gazetelerdeki haberleri okuyunca, aklım dumura uğruyor… Kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor acıdan… Bu kenti yöneten zevatın yalnızca bizlere değil, ülkeye de düşman olduğunu düşünerek iyice hırslanıyorum… Siyaset yapıyorum diye kasıla kasıla dolaşan yıvışık suratları görünce kan sıçrıyor beynime… Şuna kesinlikle inandım ki, siyasetçilerin, iktidarından muhalefetine çoğu aynı kaynağın suyu… Şahsi ikbali için herkesin her duygusunu amansızca sömüren muhterisler sıra esaslı konulara gelince dut yemiş bülbül kesilip yitip gidiyor ortalıktan…
 
Her yerde aynı da, duyarlı olmanın bedeli daha büyük bizim kentte; bilmek, farkında olmak ağır yük… Karabük İl Özel İdaresi feryadımıza aldırmadı, bir dünya mirası olan Yenice Şeker Kanyonu’na HES kurma izni verdi… Akıllara seza, ahmak siyasetçiler, Şeker Kanyonu gibi bir doğal değeri, üç kuruş için talana açıyor, sonra da yüzlü yüzlü dolaşıyor ortalıkta… Dolaşmakla kalmıyor, seçim üstüne seçim kazanıyor bir de… ÇED Raporu’nun iptali için açılan davanın bilirkişisi, Kanyon’da inceleme yapacak 22 Nisan’da… Biz de orada olacak, doğanın, ağacın, kurdun, kuşun, karıncanın hakkını savunacağız…
 
TTK’NİN TOPLAM ÜRETİMİNİN EN AZ BİR BUÇUK KATI TAŞ ÇIKARILACAK
Okumuşsunuzdur mutlaka, Çatalağzı-Muslu bölgesini tarumar eden Eren Holding, bu yetmezmiş gibi orayı ülkenin çöplüğü yapıyor bir de… Çorlu’dan on binlerce ton uçucu külü kamyonlarla getirip yıllardır Çatalağzı’ndaki bir dağa döküyor… Yetinmiyor, atık su tesislerinde ortaya çıkan binlerce ton çamuru boca ediyor üstüne… Resmen milletin b.kunu depoluyor yani… Eren alanı bir buçuk katına çıkarmak istiyor şimdi de… Müracaatı “Zonguldak bu ülkenin çöplüğü mü lan” diye geri çevirmeyen, Valilik komisyona havale ederek tahsise kılıf uydurmaya çalışıyor… Zonguldak sevdalısı(!) siyasilerden “tık” ses gelmediğine göre hepsinin fikir birliği yapıp bizi pisliğin içinde yaşatmaya karar verdiği anlaşılıyor… 
 
Biz bunlarla boğuşaduralım, yine gazetelerden öğrendik ki, herifçioğulları, Çaycuma’daki Çayır Mağarası’nın yanına büyük kapasiteli bir taşocağı kurmak için Üsküdar’ı geçmiş çoktan… Büyük ekolojik zenginliği ve benzersiz ekosistemiyle bir doğa mucizesi olan Çayır Mağarası’nın tam üzerine, delme patlatma yöntemiyle, yılda tam 1 milyon 750 bin ton taş çıkaracak bir taşocağı planlanıyor… Hepi topu 16 kişinin çalışacağı tesiste, ilk etapta 10,276 ağacın 3,133’ü kesilerek TTK’nin toplam üretiminin en az bir buçuk katı taş çıkarılacak… Tehlikenin farkında mısınız…
 
GÖKGÖL MAĞARASI’NI KİREÇ OCAĞI YAPMAK İSTEYEN, ÜÇ GÜNDE İZİN ALIR
İDK Toplantısı, 2 Mayıs’ta, Ankara’da yapılacak tesis onay aldığı takdirde, o civarda toz duman birbirine karışacak… Dinamit gümlemeleri, kamyon homurtuları, kırıcıların, eleklerin sesleri yalnızca civar köylerde yaşayan insanlarda değil yaban hayatın içindeki kurtta, kuşta, karıncada huzur bırakmayacak… Daha kötüsü atılan dinamitlerin arazide oluşturduğu çatlaklar yeraltı sularının aktığı akifer yapıyı bozarak, Çayır Mağarası’nı sarkıt, dikit oluşturamaz hale getirecek… Ekosisteminin tahrip edilmesiyle kentimiz gelecek projeksiyonunda büyük yer tutan önemli bir değerini kaybedecek…
 
Filyos Vadisi’ne kurulması planlanan demir çelik garabetini de anlatmak istiyordum ama yüreğim dayanamıyor artık… Sivri zekalının biri, sarkıt dikitlerde bol miktarda var diye Gökgöl Mağarası’nı kireç ocağı yapmak istesin, üç günde izin alır yeminle… Hadi siyasetçiler oy için her haltı yiyor da, ey doğal varlıkları korumakla görevli kamu görevlileri size ne oluyor? Valisinden, il müdürüne, uzmanından raportörüne makam, mevki sahibi olan herkese sesleniyorum: Şu yoksul milletin kesesinden aldığınız binlerce liralık maaşı, bunca rezalete göz yumduktan sonra gönül rahatlığıyla yedirebiliyor musunuz çocuklarınıza?