Sempozyumun açılışına Zonguldak Valisi Ali Kaban, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Zonguldak Barosu Başkanı İbrahim Kerem Ertem ve Türkiye'deki 40'tan fazla farklı üniversiteden felsefe, ilahiyat ve eğitim alanlarının önde gelen aydın ve akademisyenleri katıldı. Sempozyumun açılışı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile yapıldı. Kısa bir müzik dinletisinin ardından sempozyumun açılış konuşmasını yapan BEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya, insan için hikmet arayışının beşeriyetin en önemli uğraşlarından biri olduğunu söyledi. Çetinkaya, "Zira hikmete ulaşmak bir taraftan insanın kendi varlığını anlamlandırması; diğer taraftan da var oluş gayesi büyük ‘hayra’ ulaşması demektir. Felsefe, hikmet ve din arasındaki ilişkiyi güncelin parçalayıcı, ötekileştirici ve dışlayıcı tartışmalarından uzak kalarak; yüksek tefekkürle müzakere etmeyi hedeflemektedir." dedi. Çetinkaya, değerlendirme oturumları ile birlikte sempozyumda toplam 10 oturum gerçekleştirileceğini belirterek, sempozyumun, İslam Düşüncesi ve Felsefe, Bilimlerin Tasnifi ve Yüksek Din Öğretimi, Felsefe Mantık ve Kelamın Özgünlüğü, Hikmet ve Hukuk, Deneyimlerin Felsefesi, Medeniyet ve Tefekkürün İnşası, Sosyolojide Hikmet ve Hikmette Sosyoloji, Felsefe ve Hikmetin Aydınlığında ana başlıklarında organize edildiğini kaydetti. 

VALİ KABAN: “ÜNİVERSİTE ÖZGÜRLÜK DEMEKTİR”
Daha sonra konuşan BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, “Böyle önemli bir sempozyumda buradaki değerli konuklarımızı ağırlamaktan dolayı gururlu ve mutluyuz. Katılımlarınızdan dolayı hepinize şahsım adına ve Üniversitem adına şükranlarımı sunuyorum. Sempozyumun başarılı geçmesini ve hayırlara vesile olmasını diliyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. Vali Ali Kaban da, üniversitenin, özgürlük üzerine kurgulu bir dünyayı ifade ettiğini belirterek, şöyle devam etti: “Üniversite, özgürlük üzerine kurgulu bir dünyayı ifade etti. Tarihsel olarak bu böyle oldu. İnsanların duygularını, düşüncelerini ifade edemedikleri bir zaman diliminde üniversitenin ortaya çıkışı özgürlük demekti. Ve zaman içerisinde bu özgürlük ortamında oluşan düşünceler, paylaşılan dünyalar neticede özgürlüğü getirdi. Bir diğer taraftan ülkemizin bir gerçeği olarak merkez çevre ilişkisi noktasında, merkezin üstünlüğü ve çevrenin bazı dezavantajları modernlik sonrasında yaşanan süreçler ile birlikte çevrenin de merkez kadar öne çıkmasını ve neticede onun da bizim üniversitemiz gibi aslında çevrede kalmış gibi görünen birçok üniversitenin de merkezdeki üniversiteler kadar önem taşımasını, onun kadar etkili olmasını, onun kadar güzel programlar yapabilmesinde etkili oldu. Bugün burada başlayacak ve iki gün sürecek olan sempozyumu bunun bir göstergesidir. Üniversitemiz, birçok şeyden geri kalmadığı gibi birçok hususlarda da öne çıkabilen bir üniversite olarak kendini gösterebiliyor. Her ne kadar üniversitemizin bir geçmişi olmasına dayansa da aynı zamanda başta rektör hocamız olmak üzere akademik kadroların ve özel çabalarını da ifade ediyor. Tabii bu yapılacak toplantı önüme ilk geldiğinde bazı duygular uyandırdı."
Açılış konuşmalarının ardından sempozyuma geçildi. (iha)