SP Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ergin Ak dün bir basın açıklaması yaparak hükümetin IMF ile olan ilişkilerinin askıya alınmasının günün gelişen ekonomik değerlerinin bir sonucu olduğunu belirterek IMF’nin zaten dünyada çoğunluk ülkelerin ilişkilerini kestiği bir kurum haline geldiğini söyledi.

Ergin AK açıklamalarına şöyle devam etti:

Borçlar konusunda önemli olan dış borcun geldiği boyuttur. 2002 sonu ile 2012 sonu itibariyle yani 10 yıllık sürede toplam borç nereden nereye geldi? Bu sorunun cevabı hükümetin bu konuda başarısını veya başarısızlığını ortaya koyar. Şunu da belirtmek gerekiyor, ekonomisi sürekli cari açık veren bir ülkenin dış borcunun azaldığından bahsetmek büyük kandırmacadır. Türkiye ekonomisi uygulanan ekonomik politikalardan dolayı sürekli olarak yüksek cari açık veren bir yapıya sahip. Yani bu açık sürekli dış borçlarla kapatılıyor. Bu durum bile IMF üzerinden kopartılmaya çalışılan iyimser havanın ne kadar aldatıcı olduğunu gösteriyor.

Ekonomideki acizlikler IMF ile örtülecek!

Son 10 yıllık süreçte değişen ne? Türkiye borcu IMF’den değil başka kaynaklardan buluyor. Bu da hükümetin tercihinden değil dünyada uygulanan parasal genişleme politikasından kaynaklanıyor. ABD Merkez Bankası FED her ay 85 milyar dolar karşılıksız para basarak piyasaya sürüyor. ABD ve AB’nin, son olarak da Japonya’nın krizden çıkmak için uyguladıkları bu parasal genişlemeden dolayı da IMF’nin varlığı sorgulanır hale geldi. İşin doğası gereği sadece Türkiye değil bütün ülkeler farklı kanallardan paraya ulaşmaları kolaylaştığı için IMF ile olan ilişkilerini bir bir kapatmaya başladılar. Türkiye’de bu ülkelerden birisi.

Bu durumu, ‘bizden öncekiler IMF’den borç alırdı, biz ödüyoruz’ şeklinde halka sunmak gerçeği yansıtmadığı gibi konuya tam hakim olmayan geniş halk kesiminin gözünü boyamaya çalışmaktan başka bir niyeti ortaya koymaz. Türkiye’de IMF’ye borç ödemesinin yanında; ‘Ekonomisi cari fazla veren, dış borcu azalan, üretimi artan, dış kaynaklara bağımlılığı azalan’ bir tablo olsaydı o zaman IMF’ye olan borçların kapatılması bir başarı olarak görülebilirdi. Ancak Türkiye ekonomisi her yıl yüksek oranda cari açık vermeye devam ederken, bütçesinde faiz ödemeleri için 50 milyar liranın üstünde ödenek ayırırken ve dış borcu azalmadığı gibi sürekli arttığı bir dönemde tek başına IMF’ye borçların kapatılması bir anlam ifade etmediği gibi buradaki acizliği ortaya koyuyor.

Ak Parti Hükümeti ne diyor?  Çok şükür İMF’ ye borcumuzu bitirdik. Gece gündüz bunun reklamını yapıyorlar. Sanki bizim borcumuz sadece İMF’ ye imiş gibi anlatıyorlar. Evet, borcu bitirdiniz ama sadece İMF’ ye borcumuz yok. Bu borç toplam borcun yanında devede kulak kalır. İMF ‘ye 25 milyar dolar borç vardı bunu kapattınız. Diğer taraftan toplam borcumuz 550 milyar dolardır. Ne kadar ödeme yaptınız. 25 milyar dolar. Diğer taraftan ne kadar borç aldın? 320 milyar dolar. Ne anladık biz bu işten. 30 milyar dolarlık özelleştirme yapmışsın. 400 milyar dolara yakın bir maliyet bu millete yük yüklemişsin. Bir lira ödemişsin 18 lira yeni borç yapmışsın. İlkokulda ki basit faiz hesaplarını gören bir evladımız bile bunların bu yalanını ortaya çıkartabilir. Ne diyorsun sen. Borcu sıfırladım diyorsun değil mi? Borcu kapattıysan her sene 30 milyar dolar borç faizini niçin ödemeye devam ediyorsun. Borcu sıfır olan bir devlet her sene borç faizi öder mi? 2013 bütçesine yazmışsınız 53 katrilyon faiz ödemesi yapacağım diyorsun. Yani 30 milyar dolar demektir. Sıfır olan borcun bu kadar faizi olur mu? Elbette ki olmaz. Niçin bu kadar faiz ödüyorlar. Borcun yıllık yüzde 6 sına tekabül eden 30 milyar doları her sene ödemeye dBunun yanında bireysel borçlar 2002 ‘de 4,4 milyar dolar iken 2012 yılında 140 milyar dolar; tam 36 misli olmuş. Milli gelir mademki artıyor. Vatandaş niçin bu kadar borçlanıyor? Vatandaş aklını peynir ekmekle mi yemiş. Cebinde parası olsa bu kredi kartlarına, banka kredilerine muhtaç olur mu? Ne diyor Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlar ‘Hamd olsun İMF ‘den borç alacak değil tam tersine borç verecek noktaya geldik’ diyor. Mübarek adamlar İMF ‘ye borç vereceğinize o paraları millete verin de millet kredi çekmek zorunda kalmasın. Dışarıya borç verecek halde olan adama bak sen. Milyonlarca asgari ücretli vatandaşına ayda 700 lira maaş veriyor. Ev kirasını verdikten sonra bu insanın 4 kişilik aile olarak düşünürseniz kişi başına günde bir simit bir çaya yetmeyecek parası kalıyor. Bu şekilde milyonlarca vatandaş dururken kalkıp birde yurt dışına borç verecekmiş. Önce kendi vatandaşını bankalara muhtaç olmaktan kurtarın.