Daha önce ‘’Çocuklar Ne İster? ’’ başlıklı yazımda, çocukların temel ihtiyaçlarından bahsederken ‘’güven, saygı ve sevgi’’ kavramlarının, çocuklarımızın hayatlarını nasıl etkilediğine değinmiştim. Sadece çocuklar açısından değil,  biz yetişkinler içinde oldukça önemli bir konu… bu kavramların değerlerinin yitirilmesiden, içlerinin boşaltılmasından dolayı, aile ilişkilerimizin, toplumsal ilişkilerimizin zedelendiği düşüncesindeyim. 
        Bu üç temel kavramdan herhangi birinin eksikliği, ilişkilerimizi sarsabilir; fakat aynı zamanda herhangi birini varlığı diğerlerini de besleyebilir. Yani, sevgi beraberinde saygıyı ve güveni de getirebilir veya güvendiğimiz insana daha çok saygı ve sevgi duyabiliriz.
     Biz Kime Güveneceğiz?
    Tüm toplumsal ilişkilerin temeli güven ile atılır. Bir anne, çocuğunu güvenmediği insanlara teslim etmek istemez /edemez , bir işveren güvenmediği kişilerle çalışmak istemez ya da kimse güvenmediği bir insanla geleceğe dair hayaller kurmak istemez/kuramaz. Güven temeli olmayan ilişkiler maalesef sağlıklı bir şekilde devam etmez.
      Peki biz kime güveneceğiz? Karşınızdaki bireyin sözleriyle davranışları birbirini tutuyor mu? Samimiyetine inanıyor musunuz? Öfkeli anında bile size olan saygısını koruyor mu? Adaletten, eşitlikten yana mı? Bu soruların yanıtlarını kendi içinizde ararken, belki kime güvenmeniz ya da güvenmemeniz gerektiğinin cevabını bulabilirsiniz.
    Saygı…
     Eğer bir insan kendisine saygı gösterilmediğini düşünüyorsa, bulunduğu ortamda mutlu olamaz. Karşınızdaki insanın size saygı göstermesini istiyorsanız –ki şartlar ne olursa olsun bu sizin hakkınız- sınırlarınızı doğru çizmelisiniz. Ne kadar saygısızlık karşısında sessiz kalırsanız, devamının gelmesine izin verirsiniz. Bazen insanlar yaşam koşulları gereği, saygı görmedikleri ortamlarda kalmak zorunda olabiliyor... eğer gerçekten şartlar değiştirilemiyorsa da, hak ettiği saygıyı beklemekten vazgeçmemeli insan... böyle bir durumda, karşınızdaki insana doğru iletişimle, sürekli olarak beklediğiniz, hakettiğiniz saygıyı hatırlatarak ve sınırlarınızı doğru çizerek, kendiniz için çabalayabilirsiniz.
    Sevgi…
   Uçsuz bucaksız bir kavram… inanılmaz iyileştirici bir gücü var… bunu insan ancak deneyimlediğinde,  hissettiğinde anlayabiliyor. İşini, evini, eşini, bir yazarı, çayı, kitabı, bir çocuğu sevmek… sevebilmek bile yeter çoğu zaman hayatını, çevreni güzelleştirmene… insan yola sevdiklerini ve kendisine sevenleri farkederek çıktığında, kendi içinde de tüm zorlukları aşma gücünü bulabilir.
     Eğer sevgiyi, saygıyı aşılayabiliyorsanız etrafınızdakilere, yayın çevrenize, bulunduğunuz ortamı güzelleştirmek adına elinizden geleni yapın, ulaşabildiğiniz her insana ulaşmaya çalışın…  Ama olmuyorsa da size güven vermeyen, sevgiden, saygıdan yoksun insanlarla çok da fazla vakit kaybetmeyin, çocuklarınızı emanet etmeyin… Geleceğinizi emanet etmeyin…
   Sevgi ve saygılarımla;
   Sultan UNCU
  sltnuncu @outlook.com