“HEP İŞİNİZ ZERK U RİYÂDIR”
Hamit Kalyoncu
Günümüzde bazı din adamlarnını -ki bunlar ilahiyatçı diye TV ekranlarının da konuğu oluyorlar-  öylesine fetvalar veriyorlar, konuşmalar yapıyorlar ki tepenizdeki saçlar elektrik çarpmış gibi havaya dikiliyor, insan zıvanadan   çıkıyor.
Sosyal medyada gördüğümüz bazı örnekleri anımsayalım.  “Cübbeli” diye tarif edilen bir “hoca”, küçük yaştaki bir kız çocuğunu taciz eden bir imam için:  “İslamda kız çocukları ile “eğleşmeye”, “kabaklama” denir. Ama laik ve ateistler buna “taciz” hatta “tecavüz” der. İmamın kıza yaptığı uygundur.” Bu yaklaşım, daha küçük yaştan itibaren kadını-kızı toplum dışına itmenin, onları kullanılacak bir cinsel araç olarak görmenin örneğidir.
Daha önce de  Ensar Vakfı’nda meydana gelen küçük yaştaki “erkek öğrenci çocuklara tecavüz olayı” için de erkek çocuklara yapılan bu çirkin, ahlaksız, insanlık dışı harekete,“bademleme” adının verildiğini de ileri sürmüştü.
Bir tarikat önderi olduğu  söylenen  sakallı-sarıklı bir “hoca” ise; “Kadın bakkala gidemez. Giderse ayaklarını kırın.” buyuruyor.
 Sarıksız ama sakallı bir “hoca” da verdiği fetva ile “yolsuzluğun hırsızlık olmadığını”  belirtiyor.Karaman Hoca, böylece dinde bu güne kadar olmayan, görülmeyen bir anlayışı ortaya koyabiliyor, bu konuda yapılanları da kendine göre aklayabiliyor.
Bu zamana kadar Hz. Muhammed'in “kamu görevlisinin hediye almasını bile hırsızlık” olarak tanımlayan hadisleri çerçevesinde, kamu yetkisini kötüye kullanmanın bir suç olduğu biliniyordu, 14 yüzyıl sonra böyle bir icadın-anlayışınortaya çıkması şüphesiz bazı insanlarda büyük bir şaşkınlık yaratmıştır.
            *****
            Bağdatlı Ruhi, 16. yüzyıl Divan şairidir.Divan’ında bulunan şiirleri yanında Terkib-i Bend ve Terci-i bend adlı şiirleri de vardır. Özellikle Terkib-i bend nazım biçimiyle kaleme aldığı şiiri toplumsal hiciv alanında çok özgün bir örnektir. Bu şiir edebiyatımızda da çok ünlü olup, sonraki yüzyıllardaki şairleri de etkilemiştir. Tanzimat Dönemi şairi Ziya Paşa da terkib-i bent nazım biçimiyle yazdığı şiirlerle ünlenmiştir.
                Terkib-i bend nazım biçimi, Divan şiirinde daha çok sosyal toplumsal yaşantıdaki, bozuklukları, doğruluk dışına çıkan davranışları hiciv etmek, olayları ve kişileri eleştirmek, ortaya koymak amacıyla yazılır. Terkib-i bend nazım biçimiyle dini, tasavvufi konular işlendiği gibi özellikle “Mersiye”ler (Halk şiirinde Ağıtlar) de bu nazım biçimiyle yazılır. Bu alanda Şair Baki’nin “Kanuni Mersiyesi” çok ünlüdür.
                Bağdatlı Ruhi’nin bu ünlü şiirinin özellikle 6. Bendi’nde; İslam dinini, dinsel düşünceyi, ibadet etmeyi kendi kişisel çıkarlarına alet edenleri sert bir dille eleştiriyor. Hatta buna “uyarıyor” da  diyebiliriz.
                6.Bend.   
                Vardım seherî tâat içün mescide nâgâh
                Gördüm oturur halka olup bir nice gümrâh
                (Bir seher vakti, ansızın, ibadet etmek için mescide gittim.Halka halinde
oturan bir sürü yolunu şaşırmış gördüm.)
         *
                Girmiş kemer-i vahdete almış ele tesbih
                Her birisinin vird-i zebanı çil ü pencâh
                (Bunlar birlik  halkasına girip ellerine tesbih almışlardı.Her birinin dilinin durmadan söylediği kırk ve elli idi.)
         *
                Didim ne sayarsız ne alırsız ne satarsız
                K'asla dilinizde ne nebi var ne hod allah
                (Dedim ki : Ne sayıyor, ne alıyor, ne satıyorsunuz?   Dilinizde ne Allahın ne de peygamberin adını andığınız var.)
                *
                Didi biri kim şehrimizin hâkim-i vakti
                Hayretmek içün halka gelir mescide her gâh
                (İçlerinden biri dedi ki: şehrimizin şimdiki valisi, halka iyilikte bulunmak için her zaman mescide gelir)
                *
                İhsanı ya pencah ü ya çildir fukaraya
                Sabreyle ki demdir gele ol mîr-i felek-câh
                (Sabret, o gök kadar yüksek mertebeli beyin gelme vaktidir. Yoksullara ya kırk ya da elli -akçe- bağışlar.)
                *
                Geldiklerini mescide bildim ne içindir
                Yüz döndürüp andan dedim ey kavm olun âgâh
                (Mescide ne için geldiklerini anladım ve onlardan yüz çevirip dedim ki: Ey  millet(kavm), uyanın, bilgilenin kendinize gelin)
                *
                Sizden kim ırağ oldu ise hakka yakındır
                Zira ki dalâlet yoludur tuttuğunuz râh
                (Kim sizden uzak ise o derece Allah'a yakındır; çünkü sizin yolunuz sapkınlık yoludur.)
                *
                Tahkik bu kim hep işiniz zerk ü riyâdır
                Takliddesiz tâatiniz cümle hebâdır
                (Gerçek bu ki işiniz hep hile ve ikiyüzlülüktür. Siz ibadet etmiyorsunuz, ibadet etmeyi taklit ediyorsunuz.  Yaptıklarınız tamamen boşunadı.)