Geçtiğimiz hafta Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı misafirimiz oldu...

Bülent Kantarcı,  tanıdığım politikacılardan farklı,  alışılagelmiş siyasetçilerin aksine şahsına münhasır bir insan...

Politikaya girdiği günden itibaren aldığı her karar çok konuşuldu, çok tartışıldı...

Bundan 4 yıl önce biri çıkıp Çaycuma Belediyesi'nin önü trafiğe kapatılacak dese her halde kimse inanmazdı...

Esasına bakarsanız Amerika'yı da keşfetmedi hani...

Ama insan odaklı hizmetleri, ayrımcılık yapmadan herkese eşit mesafede oluşu, olaylara farklı pencereden bakışı, sosyal medyada yarattığı düşünce fırtınaları onu en sert şekilde eleştirenlerin bile zamanla fikrini değiştirdi...

Filyos nehri kenarında yarattığı yepyeni yaşam alanlarıyla ilçeye nefes aldırdı...

Kuralcı yapısı yüzünden antipatik bulunsa da, biraz tanığınızda ne kadar keyifli bir sohbeti olduğuna şahit olacaksınız...

Politikacılarla ilgili övgü içeren yazılar yazmamaya olabildiğince özen gösteriyor, yazdığımda ise kelimeleri seçerek kullanıyorum...

Kantarcı,  3 yıl gibi kısa bir sürede ilçeye kattıklarıyla bu saygıyı fazlasıyla hak etti...

Kantarcı’nın görev süresinde Halkın Sesi'nde eleştirisel bir haber çıkmayışı birilerinin dikkatini çekmiş olacak ki, Başkan'ı eleştiren bir hemşerimiz, "Başkan, Zonguldak Halkın  Sesi'nden ibaret değil" demiş...

Bülent Bey, bu anektodu benimle paylaştığı gün yanımızdaki arkadaşlara kendisiyle yaşadığım bir olayı anlattım...

Hatırını kıramayacağım bir ağabeyim telefonla aradı:

"Mustafa, Bülent Kantarcı'yla senin aran iyi... Arkadaşlar aradı. Çaycuma'ya Galatasaray Store TIR'ı gelmiş. Başkan 250 TL istemiş.  Rica etsen de para almasın çocuklardan"

"Hay hay, ne demek abi" diyerek Başkan'ı aradım...

Öyle ya, aramız bu kadar iyiyken beni bu kadar ufak bir rica için kıracak değildi ya...

Ama kırdı!..

Cevabı mı: "Mustafacığım, bir hafta önce Beşiktaş TIR'ı geldi 250 TL aldık... Şimdi sen söyle Galatasaray TIR'ından almayalım mı?"

Kantarcı,  o an bir yaşam dersi veriyordu aslında...

Cevabı hoşuma gitmese de, telefonu kapattıktan sonra doğrusunun da bu olduğunu fark ettim...

Çünkü, kural bir kez delinirse kural diye bir şey kalmıyor...

Hele ki bizim gibi suiistimale açık bir toplumda...

İşte bu yüzden Kantarcı'yı taktir ediyor ve saygı duyuyorum...

Gelelim, "Zonguldak Halkın Sesi'nden ibaret değil" diyerek bizim üzerimizden Bülent Bey'i eleştiren Çaycumalı hemşerimize...

Sevgili arkadaşım, ağabeyim ya da kardeşim....

Sana buradan açık çağrı...

Lütfen Bülent Kantarcı hakkında elinde haber değeri olan bilgi, belge ne varsa bizimle paylaş...

Eğer bu belgeleri bir hafta içinde yayınlamazsak da lütfen bizi istediğin mecrada ifşa et...

İnan bana tam bir haftadır Çaycuma Belediyesi’yle ilgili haberlerimizde hata ve eksik arıyorum...

Elbet vardır bir bildiğiniz diyor, belgelerinizi bekliyorum...

Zonguldak Halkın Sesi'nden ibaret değil!