Merhaba

Acele etmesini söyledi.-Hava kararmadan sana göstermek istediğim bir yer daha var-

Sandaletlerini geçirdi ayağına,peşi sıra ancak iki kişinin sığabileceği büyüklükteki sandala doğru yürüdü çürümeye yüz tutmuş ahşap iskelenin yetim soluklarının kıyısından geçerek…

Dümen kısmına geçti,sandalın uç kısmına geçmesini istediği kadınla arasına alçak sesli ince bir duvar çekti.

Yol boyunca hiç konuşmadılar.Rüzgarın yasak bildirisi mutsuzluğun gelecek yorumcusu gibi yüzünün coğrafyası İle saçlarının bozkırında hoyratça dolaştı.

Üç metreyi aşmayan bu mesafede bu kadar ayrı iki iklimi aynı anda yaşamanın şaşkınlığı ile birkaç kez seslenmeyi denedi.

Sesinin yankısı ıslıktan yapılmış bir ok gibi geri döndü,kendini vurdu.Tanıdık bir yaranın kanamaya başladığını sezdi,son olacağını bilmeden.

Motorun gürültüsü,gün bitimi sessizliğinin büyüsünü bozarken ikisinin de habersiz olduğu yeni bir öyküyü kurguluyordu yazgıları.

Hafif bir salıntı ile ırmağın yeşil ışıltısının yüzüne vurduğu serinlik uzaklara,kaygısız çocukluk günlerinden genç yetişkinliğine dek geçen zamana sürükledi onu.

Yol boyunca karşılaştığı dağların anlatısı ,akşamın ilk ışıkları ile parıldayan kayalar ,kanayan yaraları, ırmak boyunca iki yakada yer alan sazlıklar, içindeki yalnızlığı daha da büyüttü.

O an orada,”şimdi” sonsuz bir uykuya dalmayı,hiç uyanmamayı diledi.

-Geldik,inmeliyiz-diyen sesin buyurganlığı ile sıyrıldı düşlerinden.Çevresine ürkek bir yürek çarpıntısı ile gözlerinin ışıltısında  çamur,sabun ve rutubet kokan büyülü bir masal kentine doğru yola çıktı düşlerinde .

Dış cephesi ahşap yalı baskısı kaplı  küçük barakalarla ,boş eprimiş ahşap masaların sıralandığı bölümün ortasında yer alan taş yoldan küçük ve isteksiz adımlarla geçtiler.

Kesif kükürt kokusunu arkalarında bırakıp aynı suskunlukla aynı yolu ,aynı zamanda,ayrı ayrı düşlerin peşrevinde geri döndüler.

Gün sulara iyice gömüldü.Adam alışık hareketlerle sandalı dar,uzun sazlıklarla kaplı ahşap iskelenin sağ yanına ustalıkla yerleştirdi.İpi aynı çeviklikle iskele üstünde yer alan babaya gemici düğümü ile bağladı.İkisi de aynı suskunluğu söz birliği edercesine sürdürmeye devam ettiler.

Ağır adımlarla,adam arkada taş patikayı geçip verandaya vardılar.Az sonra bir şişe kırmızı şarap ve iki kristal kadehle verandaya döndü.İçinde anlam veremediği bir coşku ile –aldığım bir kararı seninle kutlamak istiyorum-dedi .Yakut rengi sıvı cam kadehin çevresinde ışıldayarak dolaştı,ellerinin sıcaklığı ile buluştu ve önce aldığı karara kaldırdı kadehini ve dudakları ile buluştu kekremsi tat.

-Karar!

-Gerekçesi!

-Olabilirliği!

Bütün bu anlatı iki yıl öncesine ait bir masal kurgusu..

Şimdi her ikisinin de aradığı özgürlüğün kendilerini nezketle karşılayacak olmasıydı.

Ben sevgili ;artık ona kavuşmuş olduğumu düşünüyorum …