İtiraf edelim; toplum olarak hafızamız biraz zayıf olduğu gibi, biraz da vefasızız. Bir zamanlar ülkemize veya kentimize hizmet etmiş, sevilen ve sayılan kişileri bile kolayca unutabiliyoruz.

İşte; Hüseyin Öztek de bunlardan biridir. Aslen maden mühendisi olan ve 1968-1977 yıllarında iki dönem Zonguldak Belediye Başkanlığı da yapan Hüseyin Öztek, zamanın fenomen olmuş isimlerinin başında gelmektedir. Kendisini yakından tanıma şansım olmuştu. Bana göre, Zonguldak'a gelmiş geçmiş en renkli kişiydi. Sporcu kişiliği, Mithat Paşa Tünellerini daha o zamanlar düşünecek kadar ileri görüşlü bir idareci olmasının yanı sıra; beni en çok etkileyen yönü müthiş bir espri zekasına sahip olmasıydı. Bu nedenle, kendisini daha iyi tanıtabilmek için onun bu yönüyle ilgili iki anekdot aktarmak istiyorum.

TTK Karadon Müessesesi Müdürlüğü yaptığım sıralarda, sanırım 1988 yılı içinde, bir iş görüşmesi yapmak için Genel Müdür Fuat Üçüncü'nün yanına gitmiştim. Baktım sekreteryada Kozlu Belediye Başkanı Mustafa Durgun ile Hüseyin Öztek oturuyorlar. Genel müdür ile görüşmek için gelmişler, sıra bekliyorlar. Merhabalaşıp hal hatır sorduktan sonra başladık muhabbete. Laf geldi Hüseyin Bey'le ilgili espri konusu anılara…

Önce Mustafa Durgun anlatıyor: Efendim, Hüseyin Bey'in belediye başkanlığı döneminde belediye işçileri oturma grevine başlamışlardı. Ben de, sayın başkan şimdi üzgündür, gideyim teselli edeyim dedim ama odasına bir girdim ki sayın başkan pür neşe, ıslık çalarak odada dolaşıyor. Şaşırarak dedim ki, ''Sayın Başkan, sizin işçiler oturma grevi yapıyor, ben sizin üzgün olacağınızı sanıyordum ama aksine çok neşelisiniz. Bunun sebebi ne?''

Bana ne cevap verdi biliyor musunuz? ''Yahu Mustafa Başkan, benim işçiler bugüne kadar yatıyorlardı. Şimdi oturmaya başladılar. Bu, yakında ayağa da kalkacaklar demektir. Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin!''

Çok güldük... Sonra lafı Hüseyin Bey aldı ve bir anekdot da o anlattı: Biliyorsunuz, bir seçimde CHP'den milletvekili adayı olmuştum. O seçimde Zonguldak Müftüsü Abdülmuttalip Gül'de Adalet Partisinden aday olmuştu.

Seçim gezileri esnasında, kendisi ile Karabük'te karşılaştık. Ayaküstü biraz sohbet ettikten sonra ayrılırken Müftü bana, 'İnşallah kazanırsınız.'' dedi. Tabii ben de ona ''İnşallah siz de kazanırsınız.'' dedim

Ama ben Allah'ın daha sevgili kulu imişim ki, benim duam kabul oldu, o milletvekili seçildi. O müftü olduğu halde, duası kabul olmadı ve ben seçilemedim!”

Değerli okuyucular, bazen insanları tanıtmak için uzun uzadıya onların biyografisini anlatmaya gerek yoktur. Onlarla ilgili bir kaç küçük anekdot yeterli gelebilir. Umarım rahmetli Hüseyin Öztek'i bu iki anekdot sayesinde daha iyi tanımışsınızdır.

Ayrıca, benim bu yazıyı yazmaktaki amacım, sadece Hüseyin Öztek'i hatırlatmak değil, biraz nostalji yapmak biraz da kendisinden aktardığım esprilerle sizi güldürebilmektir.

Zira, özellikle son zamanlarda gülmeye bayağı ihtiyacımız var!..