Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son “Cumhur İttifakı” çıkışı akıllara bir kez daha şu soruyu getirdi:
AKP ya da MHP adayı Cumhur İttifakı adına Zonguldak’ta adaylıktan çekilebilir mi?
Erdoğan’ın çok değil 2-3 gün önce, “Cumhur ittifakında hala gözden geçirmemiz gereken yerler var” demesi kafaları allak bullak etti…
Tam “Acaba” demeye kalmadan…
Bartın 74 Medya haber sitesi bombayı patlattı…
İddiaya göre; önceki gün Bartın’da düzenlenen miting sonrası konuşulanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Cumhur ittifakı” yorumunu destekler türden…
Noktasına virgülüne, hatta imla hatalarına bile dokunmadan işte o haber:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Bartın’da düzenlediği coşkulu mitingde çok kritik bir cümle kuruldu. Erdoğan mitingini tamamladıktan sonra platformun arkasında ayak üstü bir kulis oldu.
Bu sırada söz Zonguldak seçimine geldi. Sohbet sırasında en etkili bir isimden şu cümle kuruldu; Zonguldak’ta ya biz ya onlar, adaylardan biri çekilebilir. Büyük ihtimal öyle olacak…
Sohbet daha fazla uzamadı. Ancak Zonguldak’ta taşların her an yerinden oynayabileceği ihtimali ortaya çıktı. Bu sırada anketlerde yapılan manipülasyonlar da konuşuldu.”
 
Cumhur İttifakı’nın Zonguldak’taki aktörleri AKP adayı Selim Alan ve MHP adayı Hamdi Ayan’ın kazanamayacağını görmüş olacak ki, Erdoğan Zonguldak’ta yeniden bir ittifak arayışı içine girdi…
 
Bana göre Alan da, Ayan da bu durumun farkında…
Zonguldak’ta Cumhur İttifakı’nın tam ortasından geçen fay hattında yaşanan artçı depremler,  9 şiddetinde yaşanacak bir depremin habercisiydi…
 
Çok değil seçime son 15 gün kala AKP ya da MHP adaylarından biri seçimden çekilirse benim için sürpriz olmayacak…
 
Erdoğan, her koşulda kazanmaya kodlanmış bir siyasetçi olarak, Zonguldak’ı CHP’den geri almak için ne gerekiyorsa yapar!
 
Size çok iddialı gelebilir ama…
 
İkisinden biri son düzde havlu atarsa bak sen şenliğe!
 
               ***
Eveet Sayın Emniyet Müdürüm…
Gerçi hiç görüşmek nasip olmadı ama umarım afiyettesinizdir!
İtiraf ediyorum, Mustafa Öncül’den sonra şehrimize gelen Emniyet Müdürleriyle hiç yıldızım barışmadı…
Biri “çantacı” çıktı, biri FETÖCÜ’lükle suçlandı, biri fuhuş mafyasından rüşvet aldığı ortaya çıkınca emekliye ayrıldı, bir diğeri ise köydeki evine zengin işadamlarından aldığı malzemelerle villa yapmak iddialarıyla suçlandı…
Göreve geldiğiniz günden itibaren şehrin trafiğini düzeltmek adına yaptığınız “iyi niyetli” ama “yetersiz” çabalarınızı saygıyla izliyorum…
“Trafik Günleri” çoktan unutuldu gitti…
Gazipaşa trafiği hala panayır yeri!
Yetersiz diyorum çünkü, bu kentin trafik sorunu polisiye tedbirlerle değil, alternatif yollar ve radikal uygulamalarla çözümlenebilir!
Uyuşturucu konusunda ise kimyasal uyuşturucu maddeyle mücadelede maalesef çakal çukalın önüne geçemedik!
Ottan işlerle uğraşmak yerine, bonzai ve benzeri kimyasallarla ilgili bir ekip kurulmuş olsaydı, bugün gencecik evlatlarımız metruk binalarda pisipisine ölmek yerine annelerinin dizinin dibinde olurdu…
Twitter üzerinden baş döndürücü bir hızla paylaştığınız iletiler, zaman zaman “politik” ve maksadını aşsa da, kamuoyunu bilgilendirmek adına önemli buluyorum…
Her fırsatta “Reis”e olan hayranlığınızı dile getirişinizden de anlaşıldığı üzere, çok yakın bir tarihte sizi siyaset sahnesinde görürsek buna en az şaşıran ben olurum!
Amma velakin…
Geçtiğimiz Pazar günü Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait bir aracı AKP Gençlik Kolları’na tahsis etmenizi kabul etmiyor, bu konuyla ilgili tüm sorumluların yasalar karşısında hesap vermesini bekliyoruz…
Devletin “tarafsızlık”, Anayasa’nın “eşitlik” ilkelerini ayaklar altına alan bu uygulamayı, tüm yurttaşların ödediği vergilerle maaş alan hiçbir kuruma yakıştırmadığız gibi polis teşkilatına da yakıştıramadığımın altını önemle çizmek isterim…
Hiç kimse bana, objektiflere yakalanınca, “Efendim diğer siyasi partiler de isterse onlara da veririz” edebiyatı yapmayacak!
Diyen de külahlıma anlatacak…