Önce bir fıkra:

   Yaya bir yolcu daha önce hiç gitmediği bir köye gitmek için yola koyulmuş. Epey gittikten sonra, yolun kenarındaki ağacın gölgesinde oturmuş pinekleyen bir köylüye rastlamış. Selam verdikten sonra köylüye; ''Ben falan köye gidiyorum. Acaba ne kadar zaman sonra köye varırım?'' diye sormuş.

   Şapkasının önünü yukarı kaldıran köylü, ''Hemşerim, hele şöyle beş on adım yürü!'' demiş. Yolcu da yürümüş. 

   Bunun üzerine ikisi arasında şöyle bir diyalog olmuş:

   Köylü: Köye iki saate varırsın.

   Yolcu: Peki ama, beni neden yürüttün?

   Köylü: Yürüyüşünü görmeden ne kadar zamanda köye varacağını nereden bilebilirim? Ama bu yürüyüşünle yolun iki saat çekeceğini hesapladım!

   Şimdi başlıktaki soruyu irdeleyebiliriz.

   Bu parti henüz kuruldu ve daha yürüyüşünü görmedik. Hele bir yola çıksın, o zaman daha net bir şeyler söyleyebiliriz. Yani hedeflerine ne zaman varabileceklerini; hatta varıp varamayacaklarını yürüyüşlerine bakıp tahmin edebiliriz. Ama bu demek değildir ki şimdiden bir şey diyemeyeceğiz. Elbetteki şu an bile görüş ve öngörülerimiz var.

   Her ne kadar yürüyüşünü henüz göremedik ise de; yürüyüş startını gördük. Ayrıca yola kimlerle çıkıldığını da gördük. Doğrusu benim beklediğim bir sinerji oluşmadı.

   Bir kere partinin yönetici kadrosu eski MHP'li ağırlıklı. Hele teşkilatları kurma görevi verilen genel başkan yardımcısı Koray Aydın'ın fanatik bir eski MHP'li olması ve bakanlığı sırasında iyi bir sicil almamış olması, orta sağı toparlama iddiasındaki bu partinin başarı şansını zayıflatmaktadır. Sonuç olarak bu parti siyasi yelpazedeki tüm kesimleri kucaklamak istiyorsa; MHP'nin uzantısı görünümünden kurtulmalıdır.

   Bir diğer husus: Benim bunca yıllık tecrübelerime göre; eğer bir parti ilk kurulduğunda patlama yapamıyorsa sonradan hiç yapamıyor. Hep güdük kalıyor. O yüzden bu partinin de şimdilerde bir patlama yapması şarttır. 

   Aslında ortam buna gayet müsaittir. Kamuoyu araştırma şirketlerinin verilerine göre şu anda seçmenin % 30'u zaten kararsızdır. Ayrıca, diğer partilerin gidişinden memnun olmayan ama başka seçenek bulamadığı için bu partilere oy veren önemli bir seçmen kitlesi de vardır ki; kafasına göre bir parti kurulduğunda oyunu bu partiye verebilir. İşte İyi Parti'nin bunları ikna etmesi gerekmektedir. Bunun için de halkın güvendiği ve benimsediği insanlara görev vermeli ve halkın beklentilerine cevap verecek projeler üretmelidir. Bu arada, her devrin adamları olan profesyonel politika yamyamlarına paçayı kaptırmamaya da dikkat etmelidir tabii ki..

   Eğer halkın özlemini çektiği tam demokrasiye geçiş konusunda inandırıcı söylemler ve eylemler ortaya koyabilirse, vatandaş için bir çekim merkezi olabilir.

   Şimdi nereden geldiyse aklıma çok sevdiğim rulet oyunu geldi. Rulet oynayanlar bilir; eğer rulet masasında oynayan birileri yoksa kimse krupiye ile baş başa kalıp tek başına oynamak istemez. Çünkü kaybetme olasılığı fazladır. Oyun oynamak isteyen kişi ille de kalabalık masayı tercih eder. Bu yüzden etrafta gezinerek birilerinin masaya gitmesini bekler. Eğer birileri gitmişse o da hemen koşarak onlara katılır.

   Yahu bu rulet hikayesi de nereden çıktı derseniz; yeni bir parti kurma işi de bir kumardır derim ben de..

   Bir hatırlatma daha yapayım: Necip halkımız yıkılacak duvarın altında durmaz; doğruca sağlam duvarın altına koşar! Eğer İyi Parti sağlam bir duvar örebilirse, halkımızın oraya koşacağından emin olsun.

   Aksi takdirde, yandı gülüm keten helva!

   Son söz:İyi Parti vatana millete hayırlı, uğurlu olsun. Umarız öyle olur..