Türkiye'nin ücra bir köyünde köylüler toplanıp bir cami yapmışlar. Fakat bu camiye hoca atanmamış. Ramazan da yaklaşınca haliyle ezan okuyacak namaz kıldıracak hoca lazım. Köylüler kendi aralarında para toplayıp bir hoca kiralamışlar 1 aylığına. Hoca köye gelmiş, saygı sevgi falan sonsuz, hürmette kusur yok.

Köyün muhtarı ‘Hocam ramazanın ilk günü bizim misafirimiz olun’ demiş. Hoca da kabul etmiş fakat muhtar eve haber vermeyi unutmuş. İftar yaklaşmış, eve gitmişler. Muhtar; “Hocam affedin eve haber vermeyi unuttum” demiş, hoca da ‘önemli değil, ne piştiyse, Allah ne verdiyse onu yeriz’ demiş. Sofraya oturmuşlar, evin hanımı; “Hocam geleceğiniz haber verilmedi bana, bugün de sadece kabak yapmıştım” der, hoca da; ‘zararı yok, kabak en sevdiğim yemeklerdendir, hem kabak cennetten çıkmadır’ diye methetmiş.

Hoca kabağı çok beğenince, evin hanımı sahurda da hocaya kabak ikram etmiş. Ertesi gün olmuş, köy halkından biri hocayı davet etmiş. Köylü, hanımına demiş ki;
‘hanım, muhtarın evine git bir sor bakalım, hoca neleri sever bir öğren!’.

Hanım, muhtarın evine gitmiş, muhtarın hanımıyla konuşmuş. Muhtarın hanımı hocanın kabağı çok methettiğini, çok sevdiğini söylemiş. Köylünün hanımı da; ‘o zaman biz de kabak yapalım’ demiş. Hocaya iftarda kabak ikram edilmiş, sahurda kabak ikram edilmiş. Malum misafirlik, hoca da bir şey dememiş. Bu böyle 1. gün, 2. gün, 3. gün, 4. gün diye ramazanın sonuna kadar gitmiş. Ramazan bitmiş, hocaya sormuşlar; “Hocam rahat edebildiniz inşallah, iyi geçmiştir umarız Ramazanınız?”
Hoca da aynen şöyle demiş: “Ramazan iyiydi hoştu da, çok kabak tadı verdi”

***
Bu hikâyeden anlaşılacağı üzere Zonguldak’ta da bazı konular kabak tadı vermeye başladı.

Mesela Fevkani köprü

Uzmanlar köprünün durumunu kamuoyuna açıklamışlardı. Köprüde metal yorgunluk ve aşınma gözlendiğini belirterek köprünün risk taşıdığını ortaya koymuşlardı.

Bilim insanlarının teknik raporu ne zaman ortaya çıkmıştı? 2012 yılında 15 kişinin öldüğü Çaycuma köprü faciasından sonra…
Çaycuma vakasıyla birlikte Fevkani köprüsü akıllara gelmiş ve herkes ‘acaba sallanıp duran Fevkani köprü de yıkılır mı?’ diye telaşlanmıştı. Felaket olmasa, araştırma yapmak kimsenin aklına gelmeyecekti. Her zamanki gibi…

Yapılan araştırmalar, köprünün risk taşıdığını ortaya koydu. Daha sonra iyileştirme, köprüyü otoparklardan arındırma ve üst üste yığılan asfalt tabakasının kaldırılarak köprünün üstündeki yüklerin hafifletilmesi gibi geçici tedbirlerle Fevkani’nin ömrünün uzatılması öngörüldü.    

Ve bugüne geldik.

Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, adaylık sürecinde köprünün yıkılmayacağını söylüyordu. Başkan olduktan sonra Alan’ın düşüncesi değişmeye başladı. Başkan bey şehirleşme projesi için mi, yoksa raporlara bakarak riski gördüğü için mi fikrini değiştirdi? Bunu henüz bilmiyoruz; ancak ‘kesinlikle yıkılmayacak’ taahhüdünden sadece 3 ay sonra köprünün yıkılacağını söylediğini hepimiz biliyoruz.  

Öte yandan Fevkani köprünün sanayi ve kültür mirası olduğu, Zonguldak kenti için bir değer ifade ettiği de bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ve insanların bir kısmı yıkılmasına karşı çıkıyor. Sağlamlaştırma yapılarak yıkılma riski tamamen ortadan kaldırılabilir mi? Köprü daha estetik bir hale getirilebilir mi yoksa yıkılması kaçınılmaz mı? Bunların enine boyuna tartışılması lazım.

ŞEHİR MEYDANI…

Peki yıkılacak olursa esnaf nereye taşınacak? Bence Vali beyin de Başkan beyin de düşündükleri tek nokta burası… Bu arada yıllardır lavuar alanının belediyeye tahsis edilmemesi konusu var(dı)… Bu engel de ortadan kalktı… Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nasıl olduysa 15 yıldır atıl bekleyen şehir meydanını belediyeye tahsis etti. Keşke 2005 yılında, ilk zamanlarda bu
adım atılabilseydi

YENİDEN İNCELENSİN, OLMAZSA REFERANDUM YAPILSIN

Fevkani için 2 önerim var:

Öncelikle bir kez daha ülkenin en yetkin bilim adamları tarafından köprünün incelenmesini ve çıkan raporun şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmasını talep ediyorum.

Daha sonra rapora rağmen kafa karışıklığı devam ederse köprüyle ilgili bir referandum alternatifi de değerlendirilebilir diye düşünüyorum.

Öyle ya madem bu şehri hep birlikte yeniden imar edeceğiz, o halde bu kentin sakinleri, –iş başa düşerse- en önemli meselede görüşünü ifade etmeli. Ve buradan çıkacak sonuca göre Belediye Başkanı Selim Alan adım atmalı.

Herkes de bu karara saygı duymalı…