Önce ülkelerin medeniyet seviyelerine bakın; sonra da o ülkelerde kadına verilen öneme bir bakın. Acaba ne göreceksiniz? Ne göreceğinizi ben söyleyeyim: Kadınlara değer verildikçe medeniyet seviyesinin de arttığını göreceksiniz! 

Son günlerde ülkemizde giderek artan kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzler gündemi yoğun bir şekilde işgal etmekte ve herkes bunun sebeplerini ve alınması gereken önlemleri tartışmaktadır. Oysa çözüm sanıldığından çok daha basittir; insanlarımıza kadınlara saygı göstermelerini ve değer vermelerini öğretmek yeterlidir.

Peki, kadınlara neden değer vermeliyiz ve kadınlar neden bu kadar önemlidir, ilk önce bu konuyu masaya yatıralım.

Birincisi, kadın anadır ve Allah'ın yarattığı en kutsal varlık olan insan neslinin devamını sağladığı için de kutsaldır. Bu her toplumda böyledir ve bizde de öyle değil midir? Hatta dinimiz bile ''cennet anaların ayakları altındadır'' der. Eğer kadınlarımıza ''cinsel bir obje'' gözüyle değil de bir ana veya potansiyel bir ana gözüyle bakabilirsek kadına şiddet problemini önemli ölçüde çözebiliriz.

İkincisi ise, kadının toplumun yarısını oluşturduğu unutulmamalıdır. Eğer bir toplumun yarısı rahatsızsa o toplum rahat edemez. Yine, toplumun yarısı iki metre  geride bırakılıyorsa o toplumun ortalaması bir metre geride demektir.

Üçüncüsü ve en önemlisi ise; bir toplumun kalitesinin olmazsa olmaz kriterinin eğitim olduğu ve en önemli eğiticinin de ana, yani kadın olduğunun göz ardı edilmemesidir. Zira çocuğa ilk eğitimi anneler vermektedir ve çocuğun karakterinin ve kalitesinin şekillenmesinde bu ilk eğitim çok etkilidir. İlerideki yıllarda bu çocuk on üniversite bile bitirse anasının verdiği karakter şeklini değiştiremezsiniz.  Eğitimsiz ve huzursuz bir ananın eğittiği çocukla eğitimli ve mutlu bir ananın eğittiği çocuk, takdir edersiniz ki, elbette bir tutulamaz. Tabii ki bu çocuklar büyüdükleri zaman bu karakteristik özelliklerini ortaya koyacaklardır ve bu da toplumun ortalama kalitesini oluşturacaktır.

İşte yukarıdaki üç hususu dikkate alan ve kadını en az erkekler kadar saygın kılan toplumlarda, kadına şiddet diye bir şey yoktur veya ihmal edilebilir seviyededir. Yapanlar da zaten normal insanlar değil, ruh hastalarıdır. 

Gelelim, bizim ülkemizde kadına şiddet ve kadının değersizleştirilmesi niye arttı, konusuna. Bilerek 'arttı' diyorum zira eskiden böyle değildi. Bunu nereden biliyorum? Tabii ki okuduklarımdan ve şimdiye kadar edindiğim bilgilerden  ama en çok da yaşadıklarımdan. Ben Çaycuma'nın Yakademirciler Köyü’nde doğdum ve çocukluğum köyde geçti. 1950'li yıllardan bahsediyorum. O yıllarda köylü kadınlar tek başlarına tarlalara çalışmaya, hayvan gütmeye veya ormana oduna giderlerdi.  Elektrik olmayan köyde gece sokaklarda rahatça dolaşırlardı. Hatta babaannem kiraz zamanı, çocuklar kiraz çalmasın diye, gece köyün dışındaki kiraz bahçemizde tek başına yatardı. Korku aklına bile gelmezdi. Ben o yıllarda, bu şartlarda bile bizim köyde veya civar köylerde kadına taciz veya şiddet diye bir şey asla duymadım.

Eskiler hatırlayacaktır; 1970'li yıllarda dünyayı mini etek modası sarmıştı ve ülkemizde de bu moda yayılmıştı ama o yıllarda bile gündemde kadına taciz diye bir şey yoktu. Demek ki mini etek tacize davetiye çıkarmıyormuş! Eğer öyle bir şey olsaydı mini etekle gezilen Danimarka'da veya mini şortla gezilen Orta Amerika ülkelerinde tecavüzden geçilmezdi.

Şimdi de tarihin biraz daha gerilerine gidelim. Türkler Orta Asya'da yaşarken kadın erkek eşitti. Hatta ülkeyi bile Hakan'la Hatun müşterek yönetirlerdi. Bu kadın erkek eşitliği Türkler Anadolu'ya geldikten sonra da bir müddet daha devam etti. Nitekim kırsal kesimlerde bugün bile bu kültürü devam ettiren köylü Türklere rastlanmaktadır.

O zaman, bu güzel ve medeni kültürümüz neden bozulmaya yüz tuttu, sorusu akla gelmektedir. Bunun sorumlusu bize din adına kakalanan Arap kültürüdür. Arap derken bazı Araplara haksızlık yapmayalım; esas suçlu Arap kültürünü de yozlaştıran; hatta dinimizi bile bozmaya çalışan Emevi-Vahhabi ekolündeki Araplardır. Bu kültürdekiler kadına asla değer vermezler. Herkesi kendileri gibi sandıklarından, kadınlarını kapatırlar ve başkalarından köşe bucak saklamaya çalışırlar. Biliyorsunuz Müslümanlıktan önce Araplar kız çocuklarını diri diri kuma gömüyorlardı. Kadınlar, hatta küçücük kızlar mal gibi para ile alınıp satılıyor ve varlıklı erkekler birden çok kadınla evlenip harem kurabiliyorlardı ve halen bu gelenek devam ediyor. Bugün bile, örneğin Suudi Arabistan'da kadınlar  araba dahi kullanamıyorlar.

Allah Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed gibi üç büyük peygamberi neden Arap topraklarından çıkardı acaba? Tabii ki oralarda ahlak çok bozulduğu için! Ama bu üç peygambere rağmen hala o topraklarda ahlak tesis edilmiş değil. Zira onların ahlak anlayışı çok farklı. Onlara göre ahlak cinsellikle sınırlı. Hoş, o konuda da karneleri iyi değil ya! Saatlik muta nikahlarına ve homoseksüel ilişkilerin yaygınlığına bakılırsa bu durum açıkça görülüyor.

Özetle, ülkemizde kadına şiddetin ve tecavüzlerin gerçek nedeni;  Cumhuriyet döneminde kurtulmaya çalıştığımız  Arap kültürünün ülkemizde tekrar egemen olmaya başlaması ve halkımızın süratle medeni dünyadan uzaklaştırılarak Araplaştırılmasıdır!