Bir haber izlersin Tv den veya sosyal medyadan;kah sevinir, kah üzülürsün.O sırada bir eylence yerinde neşeli,bir deniz kenarında güneşlenmekte,bir yemek masasında en sevdiğin yemeği yiyiyor olabilirsin.Her ne haldeysen kesip atmazsın yaşamını;sevindiğini bir gülücükle,üzüldüğünü gözyaşı döken bir yüzle gösterirsin duyarlı olduğunu göstermeye yeter sanarak. Sevince ortak olmak senin isteğine kalmış.Kedere olmak da...
Bir ağacın kesilmesi için emir verenle,kesilmemesi için yürek çatlatan bir olur mu; eylem yerlerinde haykıranla,seyredenin bir olmadığı gibi.Kimi sesli düşünmekten korkar,kimi gereksiz bulur,kimi de umutsuzdur bir işe yaramayacağı endişesiyle.Çok bilse de, bunu kimsenin bilmediğini bilmez.

Bir anne, evladıyla asker eşinin yanından ayrılırken neyi yaşamışsa,bir asker, uğurladığı eşinin paramparça oluşunu çaresizce izlerken neyi düşünmüşse,bir hasta yakını yoğunbakım kapılarında neyi beklemişse,bir yangından kurtulan,can derdi içinde neyi hissetmişse,haksızlığa uğramış haklı insan, adaletsizliğin elinden neyi kurtarmak istemişse, bunu ancak yaşayan bilir diye düşünürüm hep.Empati yapmak her insanın harcı değildir çünkü.Kendine dokunmayan yılanın bin yıl yaşamasına razı olan da vardır,başkasının acısını kendi içinde yaşayan da…Hangisi bizi insan yapar;vicdanımıza kalmış.

2 Ağustos 2018-Gülden Işık