Bir kentin planlanması ve imarı yurttaşların ve kentin ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Yoldu, parktı, camiydi, yeşil alandı, sanayi alanıydı bu işi kurulduğundan beri "Belediye"ler planlar. Ama dikkat çekmekte olmalı ki son dönemde Zonguldak merkez ilçede bir "Camicilik" tartışması  yaşanıyor. Basında bir de “dışarıdan  bir kişinin” cami yapılması olayını “gözlemlediği” haberleri, fotoğrafları yer aldı.
Dine, ibadete, camiye asla karşı değiliz. Halkın ihtiyacı olan yerlerde, elbette halkın ibadet ihtiyaçları giderilir. Bu doğal bir işleyiştir. Park mı yapılacak? Yapın kardeşim. Dinlenme alanları mı oluşturulacak? Oluşturun kardeşim. Çocuklar için oyun parkı mı yapılacak? Yapın kardeşim.
İyi, güzel, anlamlı..       
Karakurum’da deniz kenarında  Ro-Ro seferlerinin yapıldığı TIR Parkı’nın bulunduğu alana yapılacak olan “Manolya Parkı”nın yanına denize karşı bir de “cami” yapılmasını istemek ne derece uygundur kardeşim? Yapılması düşünülen cami yerinin en çok 100-200 metre uzağında  büyük camilerimiz: Ulu Cami, Yeni Cami, Acılık Camisi, Soğuksu Camisi bulunmakta. Şimdi yöneticilerimizin  bu “camicilik sevdası”na,  "dine hizmet" denilebilir mi? Ayrıca Lavvuar alanına, kuleleri yıkarak cami yapılabileceği önerisini de şaşkınlıkla karşıladığımı belirtmek isterim.
*****
Şimdi şu bilgilere bir göz atalım.
Zonguldak'ta Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okul ve kurum sayısı: 635
 Okul ve kurum yönünden Türkiye’de  16. sıradayız.
 Zonguldak il genelinde 10 anaokulu, 324 ilköğretim okulu, 59 genel -mesleki lise olmak üzere toplam 389 okulda eğitim ve öğretim yapılıyor.
Zonguldak il Müftülüğü’ne bağlı cami sayısı ise 1.464.
Cami sıralamasında Türkiye'de 18. Sıradayız.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre;
 Türkiye nüfusu  2012  yılında  75 milyon 627 bin.
 Diyanet İşleri Başkanlığı kayıtlarında 81 ilde toplam 84 bin 684 cami bulunuyor.
Ülkemizdeki nüfus cami sayısına bölündüğünde ortalama 893 kişiye bir cami düşüyor.
2012 yılına göre Zonguldak nüfusu 606 bin 527.
            Zonguldak’ta  bin 464 cami bulunuyor.
Cami başına düşen cemaat sayısı ise 414 kişi.
 *****
Bu  bilgilere göre, Zonguldak’taki cami sayısı Türkiye ortalamasının iki kat üstünde görünüyor.
Yani TUİK verilerine göre de Zonguldak’ta istatiki/sayısal olarak da yeni bir cami yapılması ihtiyacı görünmüyor.
 Eğer park projesinde yok ise bu alana Zonguldak ve üniversite gençliği için; açık hava konserleri, müzik-şiir dinletileri,  açıkhava tiyatroları, kültürel amaçlı toplantılar vbgibi etkinlikler için  ünlü Aspendos benzeri,  daha uygun boyutta, alt kısımlarında oturma, çalışma salonları  ve kütüphanesi de olan  bir “Antik tiyatro” düşünülemez mi?
Aslında gençlerimiz için pek de güzel olur. 
Zaten de aslolan "yurttaşa ve kente hizmet" değil midir? Yapılması düşünülen cami işi, halkın ihtiyacı için midir, yoksa bir takım  çevrelerin "dinsel hizmet aşkı mıdır?". Zonguldak şehir merkezi, bilindiği gibi  dar bir alanda kurulu.  Şehrin bina-insan-araç olarak bütün yükü tek cadde üzerinde yoğunlaşmış durumda. Hem de tepeleme olarak. Yani kentin hem yeri dar, hem de yeni dar. Üstelik şehir merkezinde ve mahallelerde yeterince cami de var. Bu durumu göz önüne alarak yöneticilerimiz, küçücük Zonguldak'a karşı büyük günahlar işlememeliler..
*****
1936 yılında Zonguldak’a gelen İsmail Habip Sevük, “Zonguldak, ne yapılan, ne duran.. dikilen şehir.”  tanımlaması yapar. “..maden oraya çabuk şehir ol demiş, fakat arazi de burada şehir olmaz demiş; at var, meydan yok; sanki çelik zemberekli bir küheylân, koşacak yer bulamadığı için, olduğu yerde şahlanıp duruyor. Zonguldak, ne yapılan, ne duran.. dikilen şehir.” Çünkü şehir, yer ve alan yokluğundan Sandraka Vadisi’nin yanlarındaki tepelere doğru tırmanarak, büyümek, gelişmek zorunda kalmıştır.
80 yıl önceki yer darlığı bu gün de sürmektedir.  Eskiden “Kordonboyu” olarak adlandırılan sahil kesiminde her zaman çoluk-çocuk bir insan yoğunluğu görülebilir. İnsanların gezinti yapma ihtiyacı, ancak  deniz kenarının o kesiminde mümkün olabiliyor. O bölümlere açılan kafeler de her mevsim tıka-basa dolu ve yola taşar durumdadır. Neden? Çünkü insanların başka yürüyecek, eğlenecek, vakit geçirecek yerleri yok da ondan. Demek ki  Zonguldak şehir merkezinin her metre karesi halk için altın değerinde. Yani  bu durumda Zonguldak’ın ibadethaneye değil, nefes  alacak dinlenme, eğlenme, kültürel etkinlikler için düzenlenmiş yerlere ihtiyacı vardır.
            *****
            Şehir için önemli görülen bu Manolya Parkı yanına bir de cami  projesi  Zonguldak Belediye Meclisi’nden 1 (bir) oy çokluğu ile geçmiş.  Üstelik böylesine önemli bir oturumda da belediye başkanı izindeymiş!. Ne olacak şimdi? Başkan ya da bir Meclis üyesi  bir dilekçe ile olaya itiraz edebilirler. Bu onların en doğal haklarıdır. Kente sahip çıkma, aynı zamanda kent ve yurttaş haklarını da koruma anlamını taşımaktadır.
Manolya Parkı konusunda tek itirazımız sadece adı  üzerinedir. “Manolya” bir çiçek adı  olarak biliniyor. Ancak bu çiçeğin bölgemizle, bildiğimiz kadarıyla bir kaç kişiye ad olma ve Zeki Müren’in pek de güzel söylediği şarkının ötesinde bir bağıntısı ve ilgisi yoktur.  Ama geçmişte bu kentin dağı taşı “Defne” ile dolu idi. Şimdi binalarla dolu yamaçlar yakın geçmişte “defnelik”ti. “Defne Parkı” şeklinde bir adlandırmanın daha uygun düşeceği kanısında olduğumu belirtmek isterim.