Bazı konuları yazmak, dile getirmek çok risk ihtiva eder. Zira istihbarat örgütlerinin, ağaların, babaların, mafya liderlerinin köleleri hemen saldırıya, iftiraya, çürütmeye başlarlar.
Bilgisi, görgüsü, demokrasi anlayışı eksik olan fertler okuduklarını anlayamaz. İdrak edemediği mevzularda analiz yapmayı ise pek severler.
Anadolu toprakları hassaten dünyanın merkezidir. Asırlar boyunca birçok farklı millet burada yaşamıştır. Dünya üzerindeki 192 ülke arasında değer açısından buranın önemi tartışılmaz.
Yaygın kanıya göre 1000 yıldır Anadolu’da yaşayan Türkleri buradan süpürmek için entrikalar, komplolar, iç kargaşalar tarihsel süreçte hiç bitmemiştir.
Avrupa ülkelerinin düzenlediği Haçlı Seferleri Anadolu’nun düzeninin geriletilmesinde ilk basamak olarak ifade edilebilir.
1700’lerden sonra Osmanlı’da çözülme, zayıflama, kargaşa, kaos, ekonomik sorunlar baş gösteriyor. 1870’lere gelindiğinde Devlet, aldığı dış borçların faizlerini bile ödeyemez hale gelmişti. 
Ekonomik olarak sıkıntıya giren, aşırı lüks bir yaşam süren İstanbul merkezli Saray efradı Anadolu’yu tamamen unuttu. Eğitim, sağlık, sanayileşme, üretim, bilim hususlarında bir çalışma yapılmadı.
Osmanlı’nın bitişini beyan eden Sevr Antlaşmasına bir bakalım…
Ülkenin elden çıkmasına sebep olacak Sevr Antlaşmasını imzalamak üzere hazır bulunan heyette; Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mehmed Hadi Paşa, Rıza Tevfik Bey ve Reşat Halis Bey yer almıştır…
Antlaşma’nın Maddeleri
* Edirne ve Kırklareli de dâhil olmak üzere Trakya’nın tamamına yakını Yunanistan’a bırakılacak.
* Ceyhan, Antep, Mardin, Urfa ve Cizre, Fransız mandası olan Suriye’ye bırakılacak.
* Musul, İngiliz mandası olan Irak’a bırakılacak.
* İstanbul Osmanlı Devleti başkenti olarak kalmaya devam edecek lakin azınlıkların hakları korunmazsa Osmanlı Devleti’nin elinden alınacaktır.
* Boğazlar silahlardan arındırılacak ve içinde Osmanlı Devleti’nden bir üyenin bulunmayacağı bir komisyon tarafından yönetilecek.
* Osmanlı Devleti’nden savaş tazminatı alınmayacak fakat devletin mali kontrolü İtilaf Devletleri’nde olacaktır.
* Osmanlı Devleti’nin 1914 yılında tek taraflı iptal ettiği kapitülasyonlar yeniden yürürlüğe girecektir.
* Azınlıklara her türlü haklar verilecek ve bu haklar İtilaf Devletleri tarafından denetlenecektir. Ayrıca eğer isterlerse azınlıklara istedikleri ülkenin vatandaşı olma hakkı verilecektir.
* Osmanlı ordusunun sayısı maksimum 50 bin olacak, donanma terhis edilecek ve Marmara’da herhangi bir askeri tesis bulunmayacaktır. 
Sevr Antlaşması Sonuçları
Osmanlı Devleti, varlığını yalnızca kâğıt üstünde sürdürür bir pozisyona gelmiştir. Osmanlı maliyesi ve ordusu İtilaf Devletleri kontrolüne girmiştir. Bununla birlikte de hem ekonomik hem de siyasi bağımsızlık ortadan kalkmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sevr’i imzalayan heyeti vatan haini ilan etmiş ve bu antlaşmayı kabul etmediğini duyurmuştur. Bu antlaşma; Misak-ı Milli’yi vazgeçilmez bir ülkü olarak ortaya koymuş olan TBMM tarafından kati suretle reddedilmiş ve işgalcilerin Anadolu’dan atılması için büyük bir mücadele verilmiştir.
Mustafa Kemal önderliğinde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı neticesinde kazanılan zaferle birlikte Sevr yırtılıp atılmış ve onun yerine 1. Dünya Savaşı’nı bitiren Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti 100 yıldır ayakta durmaya, büyümeye, dünyada yeniden söz sahibi olmaya çalışıyor. 1950’li yıllardan bu yana haydut devlet ABD liderliğindeki Batı ittifakı (bloku) içinde yer alıyoruz.
Batılı ülkeler bize dost gibi görünmelerine rağmen her türlü hileye, senaryoya, enrtikaya, komploya başvuruyorlar.
Ermenilere kurdurulan Asala ve yine çoğunluk yöneticisi Ermeni (Taşnak) olan bölücü terör örgütü 1970’lerden bu yana 500 milyar dolardan fazla kaynağımızın silaha, savunmaya, güvenliğe harcanmasına sebep olmuştur. 
Ermeni destekli terör örgütleri dini kullanan tayfada da mevcuttur. Halen ABD’de yaşayan “sahte bir din baronu” ülkemizin tüm askeri, endüstriyel, tarımsal sırlarını 40 yıldır CIA ve MOSSAD’a vermiştir. 
CIA, MOSSAD, BND, MI6 gibi fesat örgütleri 1945’lerden bu yana içimizden binlerce haini devşirerek kullanmıştır.
Kontrgerilla, Gladyo, Süper NATO gibi adlarla tanımlanan yapılara üye olan, ona hizmet eden liderler, siyaset ağaları, askerler, ajanlar, kanaat önderleri artık berrak biçimde biliniyor. 30 yıldır hayatımızda olan internet sayesinde SANSÜR uygulanamıyor. Gizli hiçbir şey kalmıyor.
 Kitapları toplatmak, gazeteleri kapatmak, TV’leri susturmak mümkün ancak web sitelerini engellemek artık olası değildir.
 Ülkemiz 70 yıldır ne yazık ki haydut ABD’nin tuzaklarına düşüyor, düşürülüyor. Bu konuda “sağda” ve “solda” dik bir duruş göremiyorum. Bütün askeri darbelerin planlayıcısının ABD olduğu görülmekte.
 Aşırı lüks yaşama isteğimiz, gereksiz ölü yatırımlar yapmamız, seçimleri para saçma dönemi olarak geçirmemiz, erken yaşta emeklilik, tarımın değersizleştirilmesi, bilimin küçümsenmesi gibi sebeplerle orta gelir tuzağı olarak ifade edilen 8-13 bin doları arasında sürünen kişi başı milli gelirin ötesine geçemiyoruz. Almanya, Fransa, Japonya, Finlandiya vb. gibi ülkelerin geliri ise 40-70 bin dolar düzeyine yükselmiştir.
 CIA, Süper NATO, Gladyo tarafından yönetildiği ayan beyan ortada olan kimi partilerden, tarikatlerden, cemaatlerden, yayın organlarından, örgütlerden uzak duran nesiller yetiştirmeliyiz.
 Yapay zeka, insansız fabrikalar, kodlama, akıllı cihazlar çağında ABD’ye köle olmaktan kurtulabiliriz. Sadece aklımızı kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Akılsız toplumlar kuklacının kuklası olarak yaşıyor.