Çevre il ve ilçelerden de gazetecilerin katıldığı seminerde konularında uzman olan gazeteci, akademisyen ve hukukçular tarafından mesleki konular ele alındı. Seminer, soru- cevap şeklinde devam etti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Kondrad- Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop ve Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’in açılış konuşmasının ardından uzman konuşmacılar, söz aldı. Olcayto, Muğla’da 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin fotoğrafının söylenebilecek pek çok şeyi söylediğini ve bu nedenle yayınlanmasında bir sakınca olmadığını ifade etti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, yaptığı açılış konuşmasında 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin fotoğrafının söylenebilecek pek çok şeyi söylediğini bu nedenle de yaşanılan dönemde fotoğrafın açıkça yayınlanmasının normal görülmesi gerektiğini belirtti.  Olcayto, fotoğrafla ilgili olarak, “Türkiye çok zor koşullar altında gün geçiriyor. Hem sosyal açıdan bu böyle; hem de dışarıdan gelen göçlerden kaynaklanan bir sıkıntı yaşanıyor. Nereye baksanız ölümler, yaralanmalar, göç eden insanlar perişan halleri var. Görmüşsünüzdür sosyal medyada bir fotoğraf vardı. Arkadaşlar soruyorlar çocuk fotoğrafının yayınlanması etik mi değil mi? Aslına bakarsanız etik değil tabi ama öyle bir dönem ki o fotoğraf belki söylenebilecek pek çok şeyi söylüyor. Onun için yayınlanmasını da bu ortamda normal görmek lazım gelir” ifadelerini kullandı.  

SİYASİ PARTİCİLİK VE ÇIKAR UĞRUNA GAZETECİLİK HARCANIYOR

“Gazetecilik 8-10 yıldır büyük baskı altında” diyen Olcayto, Türkiye’de muhbirliğin yaygın şekilde kullanıldığına da dikkat çekti. Olcayto, “Sansür ve oto sansür ve düşünce özgürlüğü anlamındaki engeller gazeteciliğin yapılmasını güçleştiren faktörler. Bu faktörlere eklenebilecek başka şeyler de var. Bunlar bizden, gazetecilerden kaynaklanan şeyler. Biz birlikteliğimizi de kaybettik. Kimi çıkar uğruna, kimi de siyasi particilik uğruna gerçekten birlikteliğimizi kaybettik. Karşı kamplara bölündük. İnsanlar artık birbirine selam vermiyor. Birbirimizi ihbar ediyoruz. Türkiye’de muhbirlik yaygın şekilde ortamda ve bunu da devlet katının desteklemesi insanı çok rahatsız ediyor” dedi.

Dürkop, “YEREL GAZETELER, TEKNOLOJİYLE REKABET EDEBİLMELİ”

Yerel gazetelerin demokrasi üzerindeki etkisinin büyük olduğunu söyleyen Kondrad- Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop, “Yerel gazetelerin önemi çok çok büyüktür. Demokrasinin güçlendirilmesi için çok önemli bir çalışmadır. Ama etrafımıza şöyle bir baktığımızda ulusal gazetelerin arasında yerel gazetelere gerektiği önemin verilmediğini görüyoruz. Oysa tüm dünyada yerel gazetelerin sahip olduğu önem her zaman gözler önündedir. Artık dünyada iletişim sadece gazetelerle sağlanmamaktadır. Televizyon ve internet hemen hemen her tarafa ulaşmış durumdadır. Yerel gazeteler de bunlarla rekabet edebilmeli, çağın gereksinimlerine ayak uydurmalıdır. Bence galiba bu tip seminerler bunu teşvik etmektedir. Hepimiz biliyoruz yerel gazeteciler bu dönemde çok zor ekonomi, mali ve siyasi koşullar altında çalışmaktadırlar. Herhalde bu seminerde de bu çok tartışılacaktır” şeklinde konuştu.

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, seminerin ilimizde gerçekleştiriliyor olmasından dolayı duyduğu mutluluğu ifade ederek, “TGC tarafından yapılan bu seminerin 77.'sinin ilimizde gerçekleştirilmesi bizim için büyük bir onurdur. Yerel yöneticiler olarak yerel basınımızın daha da büyümesi anlamında büyük işler düşüyor” şeklinde konuştu.
Seminer açılış oturumu ile başladı. İki gün sürecek olan seminerin sonunda katılımcılara sertifikaları takdim edilecek” dedi.

“TELEVİZYON KANALLARININ HABERİ YAYINLAYACAK CESARETİ YOK”

“Basın mensupları vicdanı ile mesleği arasında tercih yapmak zorunda kalıyor” diyen Kozlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tansel Kardeş’in, “ülkede uygulanan basın politikası yüzünden objektif olamayan gazeteci, yaptığı haberi çalıştığı kuruma göre uyarlamak zorunda kalıyorsa ne yapacak? Bu konuda nasıl bir yol çizecek?” sorusu üzerine TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Tek tip habercilikten bahsediyoruz. Gazetecilik gerçekten çok zor bir süreçten geçiyor. DHA muhabirinin çektiği bir fotoğraf, dünyada başbakanın bütün çözülme politikasını değiştiriyor. Belki insanların İngiltere’ye girmesine neden olacak. Hiçbir patron risk alabilir durumda değil. Kendi alanında uzman haberciler tasfiye edildi. Bu da ‘AA’, ‘DHA’, ‘CHA’, ‘İHA’ çabasıyla yürütülen bir habercilik hâkim olmuş oluyor demektir. Masada tartışıyor, televizyon ve gazeteler. Kendi aralarında tartışıyorlar. “Arkadaşlar, bunu yaparsak acaba hükümetten bize bir baskı gelir mi? Ne yapalım?” “ ‘A’ gazetesinin yapmasını bekleyelim...”  Muhteşem bir haber var. Ancak televizyon kanalının yayınlayacak cesareti yok. O haberi yayınlama ihtimali olan gazeteye haber bilgisi uçuruluyor. Ve daha sonra televizyon kanalında yansıması şu şekilde oluyor; “ ’A’ Gazetesinin haberine göre…” Ancak şu da var. Hep daha beter olacak diye düşünmüyorum. Umudumuzu korumamız gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

Sırasıyla soruları kabul ederek cevaplayan konuyla ilgili uzmanlar, kendilerine verilen zaman içerisinde alanlarıyla ilgili bilgilerini katılımcılara aktardı. 5 Eylül Cumartesi günü seminerin son oturumu Dedeman Otelde gerçekleştirilecektir.

DERYA AKTAŞ