Bu köşemde 02.03.2020 tarihinde yazdım. 2 yıl geçkin süre önce GRİZU yazdık. 30 yıl önce 3 Mart 1992’de 263 canımızı yitirdiğimizden söz ettik.

“Fıtrat”  diyenlere karşı, “Madenciler Güzel Öldüler”  diyenlere karşı yazıp;  önlem alın artık dedik.

2019-2020-2021 her sene düzenli olarak Amasra madenindeki sorun Sayıştay raporlarına yansımış.

Şimdide kadere bağladılar.

Efendiler kadere inanmak inancınız olabilir, saygım sonsuz ama 41 kişinin kaderini siz değiştirdiniz, buna ne hakkınız var.

1 kişi sorumluluk almadı henüz, 1 istifa yok. 41 kişi vefat etti, 1 kişi özür dilemedi.

Onlarca kişi çıktı saat başı televizyona, ne güzel kurtarma çalışması yapıyoruz dedi. Ama 1 kişi demedi arkadaş 41 kişinin vefatında benim hatam var, istifa ediyorum, beni yargılayın demedi. Bu nasıl bir sorumsuzluk.  En azından soruşturmaların yürütülmesi için basına dezenformasyon yapanlar var diyeceğine istifa etme erdemine kimse ulaşamadı.

Hani kimse görmese etmese yiyeceğiz kaza diyeceğiz. Uyarılmış. Kurum müdürlüğü haberleri yalanlamak yerine cesaretli davranıp sorumluluk alıp, önce istifa edip yolu açmalı, devamında bildiğini paylaşmalı. Ama nerede. 1 kişi ne derse o.

Sansür yasası bugünler için ne kadar etkili olur bilmiyorum ancak belgeleri ortaya konulan bir konuyu söylemekten asla korkmuyorum, korkmuyoruz.

Çocukken ilk öğrendiğim kısaltma TTK idi. Üniversite kimse GRİZU kelimesi bilmezken bir bununla büyüdük. Ben kömürün tarlayı kazıp çıkarıldığını düşünen şirket yöneticisi gördüm.  Nereden bilecekler onları komşusu, müşterisi, akrabası madende ölmedi ki!

Ama biz bu acıyı yaşadık, katmerlendik. Ama içimizdeki kor hala yakıyor bizi.

Yeter. ..

Soma son olmadı, Amasra son olsun çok isterim ama bu kafa ile son olmayacak.

O evladı belki gelir diye bekleyen anne videosunu izleyin, dayanabilen varsa helal olsun.

İçimiz yanıyor. Rahmet olsun maden şehitlerimize. Başısağolsun hemşerilerimin. Lanet olsun hala prim kasan kim varsa, bu olayda kimin ihmali varsa.