Çaycuma Belediyesi tarafından SEKA Sosyal Tesisleri girişine yapılan ahşap evin kurulumu büyük ölçüde tamamlandı. Yenice Yortanpazarı’ndan sökülerek getirilen ve geleneksel çantı tekniğine göre yapılmış evin 75 yaşından fazla olduğu bildirildi.


Bulunduğu yerden her tahtası markalanarak sökülen evin özgün yapısı ve mimari özellikleri korunarak birebir kurulumu büyük ölçüde tamamlandı. İnşaatı bölgenin bu teknikteki en mahir ustaları Yenice’den gelerek yaptı. Tamamlandığında bir tür etnografya müzesi olarak işlev görüp içinde yöresel yemeklerin sunumu da yapılacak olan 2 katlı ev; 3 oda, salon, tuvalet ve banyodan oluşuyor. Vatandaşlar ağaç eve daha şimdiden büyük ilgi gösteriyor.



AYDIN: “AĞACIN GETİRDİĞİ KÜLTÜREL ZENGİNLİK FARKLI BİR DUYGU”

Ankara’dan gezmek için Çaycuma’ya geldiğini belirten ressam Ferman Aydın ise çantı eve hayran kaldığını söyledi. Ahşap evi gördüğünde şaşkınlığını gizleyemediğini ifade eden Aydın, “Kendim Doğu Karadenizliyim. Bölgenin en büyük kültürel zenginliği ağaçtır, kayındır, gürgendir, karaçamdır, meşedir. Ailemin yarısı ağaç işiyle uğraşmış. Dedem marangoz, babam nakkaş ve marangoz olunca ağaç ayrı bir hastalık, ayrı bir sevgi bizde. Ağacın getirdiği kültürel zenginlik farklı bir duygu. Bölge, coğrafya açısından Karadeniz’in tüm özelliklerini taşıyor. Aslında betonlaşmanın aksine böyle yapılaşmaların bu bölgelerde daha çok hayat bulması gerekiyor. Bu ev hem turistik, hem tarihi hem de geleceğe bir miras kalması açsından çok önemli. Güzel bir düşünce. Bunu daha da genişleterek ilerletirlerse daha müthiş olur. En azından çocuklarımız betona gömülmeyecekler. Ağaç kültürü ve sevgisiyle büyüyecekler. Çevrelerdeki yaşanan katliamların farkına varacaklar” dedi.

 

KANTARCI: “BU EV, KÖKSÜZLEŞMEYE İTİRAZIN BİR ÜRÜNÜ

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Belli bir yaş üstünde olan herkesin böyle bir evde hatırası, yaşanmışlıkları var. Ancak yeni kuşaklar ahşap evlerin nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyor. Bir beton cehennemi içinde yaşayıp gidiyoruz. Biz geleneksel yapı kültürümüzü yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarmak istiyoruz. Çaycuma’yı bir yandan dünyanın en modern kentlerinden biri yaparken, diğer yandan da değerleriyle barışık bir belde olmasını istiyoruz. Bizden önceki yönetimler ne yazık ki korumacılık anlamında hiçbir şey yapmamış. Eskiye dair ne varsa üzerinden adeta silindir gibi geçerek yakıp yıkmış. Eski yaşanmışlıklara dair çok az şey kalmış. Bu ev aynı zamanda bu vandallığa, köksüzleşmeye de itirazın bir ürünü” dedi.

 

KANTARCI: “BU KONUDA EN BECERİKLİ USTALARI BULDUK”

Yörenin son derece zengin bir orman varlığına sahip olduğunu söyleyen Kantarcı, “İnsanlar gibi yörelerin de ruhu var. Her yörenin ayrı bir kültürel birikimi, güzelliği var. Bizim yöremiz bir ağaç cenneti. Onun için yüzyıllar boyunca buradaki tüm yapılar ahşaptan yapıldı. Çantı yalnızca yöremizin tüm kuzey bölgelerinin geleneksel yapım tekniği olarak çok uzun yıllar kullanıldı. Betonun her şeye egemen olması nedeniyle bu evler de bir bir yok oldu. Biz bu kültürü yaşatmak için Yenice Yortanpazarı’ndan evi satın aldık. Bu konuda en becerikli ustaları bulup her ahşabı tek tek markalayarak sökümünü yaptırdık. Aynı ustalar gelip burada kurulumunu da yaptı. Bir tür müze ev görünümünde olacak. İçinde geleneksel yemeklerin sunumu da yapılsın istiyoruz. Çantı ev, aynı zamanda yaşayan bir ev olacak. Uzun yıllar Çaycumalılara çok yönlü olarak hizmet edecek” diyerek sözlerini tamamladı.(Haber merkezi)