Milliyet Gazetesi Başyazarı Fikret Bila Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Öğrencileriyle Bir Araya Geldi. “Gazetecilik İlkeleri” Adlı Konferansta Öğrencilere Gazetecilik Ve Gazeteciliğin Önemi Hakkında Konuşan Bila, “Yeni Medya Anlayışı Fikir Gazeteciliğini Zayıflatıyor, Eğlence Sektörü Daha Ön Plana Çıkıyor” Dedi. Ayrıca, “Keşke Üniversitenin Adı Bülent Ecevit Karaelmas Üniversitesi Olsaydı Diyen Bila Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde Yargılandım. Beraat Ettim, Değişik Haberler Yüzünden Ben De Baskı Gördüm" şeklinde Konuştu.
Öğrencilere gazetecilik ve gazeteciliğin önemi hakkında bilgi veren Bila, aykırı olayların haber değerinin yüksek olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: "Eğer bir olay aykırı olaysa, hayatın normal akışına ters ise onun haber değeri diğerlerinden yüksek olur. Dünyanın birçok yerinde binlerce uçak kalkıyor, gidiyor ve ulaşıyor. Bunun haber değeri çok azdır ve neredeyse hiç yoktur. Ama düşen uçağın haber değeri çok yüksektir. O yüzden biz bir olaya bakarken aykırılık var mı diye bakarız. Gazetecinin sorumluluğu gördüğü gerçeği yansıtmaktır. Eğer gördüğü şeyin arkasında başka bir şey varsa ona ulaşabiliyorsa o daha iyidir. Gerçeği yansıtma sorumluluğumuz var. Gazetecilik zor iştir. Sürekli yeniyi ve yenilikleri takip etmesi gerekir. Sürekli aynı haberi yapamazsın. Bir haberi bir kaynaktan değil başka kaynaklardan da teyit ettirmen gerek”
Daha sonra bir öğrencinin "Gelen hükümetlerin, patronların gazetecilere baskı uyguladığı ve istediklerini yazamadıklarını, istediklerini programlarına dökemedikleri konuşuluyor. Siz bununla karşı karşıya kaldınız mı, kaldıysanız nasıl bir duruş sergilediniz? İkinci sorum Türkiye'de tutuklu gazeteciler, düşünürler var. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Siz de bir gazeteci olarak bir gün tutuklanabileceğinizi, görüşlerinizden dolayı bir gün yara alabileceğinizi düşünüyor musunuz?" Sorusu üzerine Bila şu şekilde cevap verdi:
“Türkiye’de Yazı işleri ile holding yönetimi arasında olması gereken duvar henüz yok”
“Gazeteciliğin güç merkezleri tarafından baskı altına alınması 1980'den sonra meydana gelmiştir. Bunun en öndeki nedeni basın sermayesinin yapısındaki değişikliktir. 1980 öncesinde Türkiye'de küçük sermayelerle çalışan, rekabet ön planda, çok sayıda gazete daha küçük gazetelere sahipti. Gazete sahipleri aynı zamanda emekleri ile gazetecilik yapan insanlardı. 1980 sonrasında sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada basın sektöründe büyük sermaye dediğimiz holding tipi kurumlar girmiştir. Basın o holdinglerin çalışma alanlarından biri haline gelmiştir. O güç merkezleri basın yoluyla etkili olmaya çalışmıştır. Bunun nedeni Türkiye'nin çok merkezi bir yapıya sahip olmasıdır. Yazı işleri ile holding yönetimi arasında olması gereken duvar henüz yok. İhtiyacımız olan budur. Arada bir duvar olmadığı için de bağlı olduğunuz holdingin hükümetlerden beklediği çıkarlara göre hükümetin yaptığı baskıya göre davranma gibi bir sıkıntısı var. Bu değişik dönemlerde yaşandı. Buna karşılık gazetecilerin yapabileceği ne var diye soracak olursanız, buna bireysel direnme olarak karşı çıkmak mümkündür. Toplumdaki yeriniz, gazeteye katkınız, tiraja katkınız gibi bir takım özellikler varsa size tahammülleri olur. Ama en sağlıklı yönü bütün sektörlerde olduğu gibi sendikalaşmaktır. Çalışanın haklarını güvence altına almaktır. Değişik haberler yüzünden ben de baskı gördüm. Şu an tutuklu gazeteciler var, meslektaşlarım var. Beraber uzun yıllar çalıştığımız Mustafa Balbay gibi. Benim başıma da gelebilirdi. Ben de Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılandım. 12.5 yıl hapis cezasıyla mahkeme önüne çıktım. Beraat ettim."
Daha sonra bir öğrencinin, “Karaelmas Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değişti. Siz hem Zonguldaklı hem de Bülent Ecevit’e yakınlığınızla biliniyorsunuz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?” sorusuna Bila: “Bülent Ecevit’in Zonguldak milletvekili olmasının yanı sıra buradaki işçilerin haklarını vermeye çalışan ve veren ilk çalışma bakanıdır. Onun için bütün işçiler içinde iyidir. Benim düşüncem hatta yazımlarımda da belirtmiştim Bülent Ecevit Karaelmas Üniversitesi olması yönündeydi. Biraz uzun geldi sizlere herhalde ama düşünebilinirdi. Ecevit’te esmer biriydi. Karaelmas’ta önemli. Bence Bülent Ecevit Karaelmas Üniversitesi ismi düşünülebilinirdi” şeklinde cevap verdi. Daha sonra Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Osman Sav ve Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Öksüz (KGD) daha önce Fikret Bila’nın KGD ziyaretinde çekilmiş fotoğrafı Fikret Bila’ya takdim ettiler.
(H.Demir Dem
