PEK ÇOK SERGİ AÇILDI

“Ocak Galerisi” adını verdikleri sergi yapısını 4 aydır açıp kapayan sanatçılar Muhammet Ali Avcı ve Mete Arif Tokmak bu süreci aynı zamanda fotoğraflarla belgeledi. Kısa bir süre önce yıkılmadan önceki son sergisini, kaçak ocaklar konsepti bağlamında, “Karaelmas Ressamlar Grubu” ve “Kaçak Oluşum” ortak etkinliği çerçevesinde gerçekleşti.  Ocak Galerisinde bugüne kadar Zonguldaklı fotoğrafçıların madencilerle ilgili fotoğrafları, Karikatürcüler Derneği işbirliğiyle karikatürist Muhittin Köroğlu’nun “Adaletçe” kişisel sergisi ve “1 Eylül Dünya Barış Günü Karma Karikatür Sergisi” binlerce Zonguldaklıyı interaktif (etkileşimli) sergi ortamında ağırladı. Dış yüzeyine Muhammet Ali Avcı ve Mete Arif Tokmak tarafından yapılan Zonguldak ve madencilerle ilgili çizimler önünde birçok kişi hatıra fotoğrafı çektirdi.

ELEKTRİĞİ BİLE BAĞLANMADI

Bir süre “Zonguldak Sanat Sokağı” işlevi de gören mekânın ne yazık ki elektrik bağlanmadığı için ışıklandırması hiç olmadı. Bu yüzden akşam karanlığı sokak lambası ışığı ile idare edildi. Akşam karanlığında sanatseverlerin telefon fenerinin ışığı ile gezdiği sergi ortamı buna rağmen gerçek bir ocak havasını verdiği için beğeni topladı. Yapının geçici olarak kurulması yüzünden önem verilmeyen havalandırma ve kapı gibi kolayca halledilebilecek yetersizlikleri ve elektrik sorunu ise yetkililerin aslında sanat vizyonuna sahip olmadıklarını açık etti. Zonguldak’ın anlamını bütünleyen herkesin yolu üzerindeki böyle sanat mekânlarının çoğaltılmasının bir proje olabileceği ve çoğaltılabileceğinin kanıtıydı Maden Ocağı Sergi Galerisi. Bu çok büyük maliyetler istemeyen küçük galeri, kentimizin reklâmını 4 aydır Almanya’dan gelen gurbetçilerden, Zonguldak’a ziyarete gelen birçok turiste kadar pek çok kişiye karşılıksız olarak yaptı. 

 ‘ANNE BEN YETİM MİYİM?’”

Son olarak Galeri’de kaçak ocaklar konusuna değinen karikatür, desen ve enstalasyon çalışmaları yer aldı. 13. İstanbul Bienali’ne gönderme yapan serginin başlığı “1. Zonguldak Karaelmas Kaçak Sergi Bienali: ‘Anne ben yetim miyim?’” adını taşıyordu. Bilindiği gibi 13. İstanbul Bienali’nin sloganı “Anne ben barbar mıyım?” idi. Oldukça çok kişinin ziyaret ettiği sergi özellikle Zonguldak’ın hasıraltı edilen sorunlarına gönderme yaptığı için büyük ilgi gördü. İnsanları Zonguldak üzerine düşündüren sergiye herhangi bir politikacı özellikle davet edilmedi. Protokolsüz sergi protestosunu da bu çerçeve içinde böylece gerçekleştirmiş oldu.  

“KAÇAK OLUŞUM” MANİFESTOSU

 “Kaçak Oluşum” imzası taşıyan sergideki manifesto şöyleydi: “Kömür karası ile yüzakı bir katkıyı on yıllardır ülke ekonomisine katan bir kent Karaelmas. Nice insanın soğuk kış geceleri titreyip, donmasını engellemiş madencilerin büyük zorluklarla çıkardıkları bu kara maden birçok sanayi çarkını döndürmüş, devlete, kurumlara, şirketlere, patronlara, insanlara para kazandırmıştır. Nice hayatlarsa politikacılarca ‘güzel ölüm’ diye nitelenip saçmalanan grizularda kavrulmuş, göçük altlarında kömüre karışmış, iş kazalarında kara bir haber olarak ailelerinin ocağına düşmüştür. İşte bu gerçeklerin altında kalıp ezildiğimizden, üstünde yaşayıp dua ettiğimizden, yanımızdan geçip giden ambulansların bir parçamızı da götürdüğünden duyarsız kalamadığımız madenci gerçeğini vurgulayacağız fırsat geçtikçe elimize. Fırçamız, karakalemimiz, kilimiz artık elimizde ifade aracı olarak ne varsa. Yeri geldiğinde ayakkabı boyası ile boyayacağız, yeri geldiğinde kömürün karasından faydalanacağız. Çıkış noktamız maden girişi olacak her zaman. Belki en iyi ifadeyi biz bulamayacağız, en iyi resmi biz yapamayacağız ama KARAELMAS gerçeğini pek az kişiye hatırlatmaya yarasa da çabalamaktan vazgeçmeyeceğiz. Bunun için çağırılmayı, izin almayı beklemiyoruz asla. Bunu bir KARAELMAS insanı olarak biz sanatçılar aynı kaçak ocaklarda çalışan, ekmek çıkaran kardeşlerimiz gibi bir zorunluluk olarak görüyoruz. Kaçak serginin anlamı da budur. Karaelmas biz sanat işçilerini bu doku altında buluşturdu.”