Zonguldak’ta tiyatronun önemini ve sanat hayatını özlemle anlatan BKM Müdürü Abdullah Bakır:

 “TİYATRO HALKIN SESİDİR”

Tiyatro, Yunanca kökenli bir kelimedir ve “seyirlik yeri” anlamını taşır ve geçmişi, tarihi antik çağlara kadar dayanır. Bağbozumu şenliklerinden ortaya çıkmış, dini öğretilerin anlatıldığı bir etkinlik olmuş ve zaman içinde farklılaşarak bugünkü sahne sanatına dönüşmüştür. Tiyatro, toplumların kültürel birikimlerini sahneler ve bir sanat dalından öteye bir toplum bilimidir aslında.

 “Tiyatro halkın sesidir ve yalnız olmadığımızın kanıtıdır.” diyen Belediye Kültür ve Sanat Merkezi (BKM) Müdürü Abdullah Bakır, Zonguldak’ta tiyatronun önemini ve 70’li ile 80’li yılların Zonguldak sanat hayatını özlemle anlatıyor.

Nermin AKKAYA:  Önce sizi tanıyabilir miyiz?

Abdullah BAKIR: 1961 Zonguldak doğumluyum, evli ve 2 çocuk babasıyım. Kozlu Lisesi’nden mezun oldum. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Gençliğimde sporla uğraştım. Güreşte Türkiye derecelerim var. Zonguldakspor alt yapısında futbola başladım. Belediyespor dahil birçok amatör spor kulübünde oynadım. 1983 yılında belediye zabıta memuru olarak işe başladım. 5 yıl terminal müdürlüğü yaptım. 12 yıldır da Belediye Kültür Müdürlüğü görevi yapmaktayım. 

Nermin AKKAYA: BKM, başarılı oyunlar oynuyor. Hem genel sanat yönetmeni olup hem sahneye çıkıp oynuyorsunuz, tiyatro aşkı nereden kaynaklanıyor? 

Abdullah BAKIR: Tiyatroya 9 yaşında ilkokulda başladım. Liseyi bitirene kadar her yıl bir oyunda oynadım. Askerde tiyatro yaptım. İstanbul’da özel bir tiyatronun sahne amir yardımcılığını yaptım. BKM’ye müdür olunca çocuk, genç ve yetişkin oyun gruplarını oluşturdum.  Arkadaşlarımın da ısrarı ile her yıl oyunlarda oynamaya başladım.

Nermin AKKAYA: Sizce tiyatro neden önemlidir?                 

Abdullah BAKIR: Tiyatro bir toplumun aynasıdır. Üretmek ve özgürlük demektir. Tiyatro halkın sesidir ve yalnız olmadığımızın kanıtıdır. İnsanların düşünüp yüksek sesle söyleyemediklerini, sahneden halka söylemektir. Tiyatro kültürü olmayan bir ülkenin ilerlemesi mümkün değildir. 2’nci Dünya Savaşı’nda Almanya yerle bir olmuş ancak savaş sonrası kısa zamanda ekonomisi en güçlü ülkeler arasına yükselmiştir. Almanya Şansölyesi’ne bu mucizenin nasıl olduğu sorulduğunda, tiyatro diye cevap vermiş. "Biz savaş sonrası ilk önce tiyatro ve opera binalarını yapıp moral motivasyon ve birlikteliği sağlayarak üretimi artırdık." demiştir. İşte bu yüzden hem toplumun gelişmesinde hem de ülkenin ilerlemesinde tiyatro çok önemlidir.

Nermin AKKAYA: Zonguldak'ta sanata ve tiyatroya ilgi nedir?             

Abdullah BAKIR: Zonguldak'ımız, cumhuriyetimizin ilk kentidir. İlk yüksekokul olan Maden-i Mektebiye şehrimizde kurulmuştur. Fransız, İngiliz, Alman İtalyan kültürünü alan bir şehirdir. 60'lı ve 70'li yıllarda hemen hemen her mahallesinde sinema salonu, tenis kortu, basketbol sahası olan, 15 günde bir devlet tiyatrolarının geldiği bir yerdi Zonguldak. O tarihlerde İstanbul'un bile 25-30 sene önünde olan bir şehirdi. Maalesef 80'li yıllardan sonra madeniyle, kömürüyle, ağır sanayisiyle ülkemizin lokomotifi olan şehrimiz, o tarihten sonra ekonomik kambur olarak görülmeye başlanmıştır. Şehrimiz her zaman yazarıyla çizeriyle gazetecisiyle ressamıyla bir kültür şehri olmuştur. Halkımızın tiyatroya olan ilgisi sevindiricidir. Yalnız tiyatro salonlarımız yetersizdir. Belediye Kültür Merkezi salonumuz kendi gruplarımıza bile yetersiz gelmektedir. Yine de yerel amatör gruplara programımıza göre çalışmalarında ve gösterilerinde yardımcı olmaktayız. AKM tiyatro salonu da yetersiz kalmaktadır.  Buradan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne teşekkür ediyorum. Her zaman salon konusunda bize yardımcı olmuşlardır. Salon konusunda tüm belediyelerin tiyatro salonları yapmaları, kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlemeleri şarttır. Bizler için de beklentidir.                                                     

Nermin AKKAYA: Genel Sanat yönetmenliğini yaptığınız ve oynadığınız “Şahları da Vururlar” adlı oyununuz AKM’de iki kez sahnelenmiş olup tıka basa bir salonda halkın büyük beğenisini kazanmıştır. Bunun hakkında ki yorumlarınız nedir? Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?                                                 

 Abdullah BAKIR: “Şahları da Vururlar” Ferhan Şensoy’un İran devrimini anlatan, o günkü İran yönetiminin perde arkasında Amerika ile danışıklı dövüşüne göndermeler yapan, güzel müziklerle süslenmiş bir oyunudur. Biz de 25 kişilik ekibimizle, müzisyenlerimizle gece gündüz çalışarak Ferhan Şensoy’un bu güzel oyununu halkımızın beğenisine sunduk. Halkımız oyunumuza büyük ilgi gösterdi. Oyun sonrası ise beğenilerini ve düşüncelerini dile getirdiler. Tekrar tekrar oynamamızı istediler. Oyunumuzu sahnelemeye devam edeceğiz. Buradan tüm ekibime ve bize destek olan başta belediye başkanımıza teşekkür ederim. Yönetmenimiz Fedai Madan için ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Kendini tiyatroya adamış bu genç kardeşimiz Zonguldak için bir şanstır. Ona her zaman destek olup sahip çıkmalıyız.     Röportaj: Nermin Akkaya