Gazeteci Nazım Alpman, ÇGD’nin düzenlediği “Basında kırılma” konulu söyleşide konuştu:

 “Yazarken avukatıma danışıyorum”

Cumhurbaşkanına yeterli olmayan övgülerin bile hakaret kabul edileceği bir noktaya doğru gidildiğini iddia eden Gazeteci Nazım Alpman, kimi ifadeleri kullanırken avukatına danıştığını söyledi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şubesinin düzenlediği “Basında Kırılma” adlı söyleşide konuşan Alpman, “Şimdi ihale alan patronlara gazete veriyorlar. Can Dündar ve Erdem Gül’e çok ağır cezalar verilmek isteniyor. Bu gerçekleşirse basının artık hiçbir şey yazamayacağı düşünülüyor.” şeklinde konuştu.

Deneyimli Gazeteci Nazım Alpman Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şubesinin düzenlediği “Basında Kırılma” adlı etkinliğin konuğu olarak Zonguldak’a geldi. ÇGD’den yapılan açıklamaya göre usta gazeteci, cumartesi günü, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Lokali’nde yapılan etkinliğin sonunda “Ahlak Islatan” adlı son kitabını da okurlarına imzaladı. ÇGD Zonguldak Şube Başkanı Ali Ayaroğlu yaptığı sunum konuşmasında, “Adına ‘Basında kırılma’ dediğimiz bu etkinlikleri uzun zamandan beri yapıyoruz. Oysa ülke gerçekliğine baktığımızda 14 yıldan bu yana kırılma değil, madenci söylemiyle “Basında göçük” yaşandığına tanık oluyoruz. Türkiye basın ve ifade özgürlüğü sıralamasında dünyada Afrika ülkeleriyle birlikte anılıyor. Gelinen noktan utanıyoruz. İktidar muhalif gördüğü gazeteyi yok etmek için önce psikolojik baskı uyguluyor. Ardından adliye koridorlarında süründürüyor. Daha sonrasında da el koyup kayyım atayarak havuzun içine sokuyor. Basın ve ifade özgürlüğüne açık açık müdahale ediliyor. Bu demokrasilerde asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Kayyım atamalar sonucunda 1500 dolayında çalışan işsiz kaldı. Gazeteci tarafsız değildir, halktan, emekten, gerçeklerden yana taraftır. Gazeteci hayata objektif bakmak isteyenlerin gözü kulağı ve sesidir. Gerisi hikâye ve yalakalıktır” dedi.

 

MEDYA TARİHİN EN KÖTÜ DÖNEMİNDEN GEÇİYOR

Daha sonra söz alan Nazım Alpman, “Büyük madenci grevinden bu yana Zonguldak’a gelip gidiyorum. Zonguldak ülkenin entelektüel birikimini yansıtan bir kent. Daha dün İdefiks’in verilerinden yola çıkarak oluşturulan bir grafik yayınlandı. Buna göre Zonguldak en çok kitap okunan kentlerden biri. Yalnızca bu bile benim buraya gelmem için yeterli bir neden. Ben grev günlerinde Milliyet’te çalışıyordum. Gazeteler eyleme sayfalarında yer vermiyordu. Zonguldak muhabiri Kemal Mert, telefonda, ‘Abi Sabah gibi bizi de meydanlarda yakacaklar’ diyordu. Grev boyunca eylemi görmemek için her şeyi yapan gazete yönetimi 60 bin kişi Zonguldak’tan yola çıkıp, yol boyunca 80 bine ulaşınca birinci sayfanın yarısını greve ayırmak zorunda kaldı. Şimdi de her şey iktidara göre yapılıyor. Ancak bugün yaşananlar bambaşka. En zor zamanlarda gazetecilik yapmış mesleğimizin ustaları, ‘Biz tarihin hiçbir döneminde böyle bir şey görmedik’ diyor. Geçtiğimiz dönemde de siyasi partileri destekleyen gazeteler vardı. Her parti çizgisinde bir bilemediniz iki gazete yayın yaparken şimdi 9- 10 gazete aynı manşetle çıkıyor. Tıpkı 170’li yılların TRT’si gibi. TRT’nin haber sıralaması protokole yapılırdı. Dünya yansa umurunda değildi. Dünyanın gündemi başka TRT’nin gündemi başkaydı.Şimdiyse bu gazetelerin Türkiye’si başka, gerçek Türkiye bambaşka. Her şey Cumhurbaşkanı’nın ağzına bakılarak yazılıyor” dedi.

 

GAZETECİLİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Eskiden gazete patronlarına ihale verildiğini iddia eden Nazım Alpman, “Şimdi ihale alan patronlara gazete veriyorlar. Can Dündar ve Erdem Gül’e çok ağır cezalar verilmek isteniyor. Bu gerçekleşirse basının artık hiçbir şey yazamayacağı düşünülüyor. Peki bu durumda ne yapacağız? Gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Bana bu durumda nasıl yazdığı soruluyor. Dava açılması muhtemel enstrümanlardan mümkün mertebe uzak duruyorum. Cümleyi öyle değil de böyle kuruyorum. İlla söylemem gereken bir şeyi de avukatıma danışıyorum. Direneceğiz, dayanışmamızı yükselteceğiz. Önemli olan doğru yerde olmak. Doğru fikirler uzun zaman yalnız kalabilir, ancak ortadan asla kaybolmaz. Yalancılığın sınırları aşıldı, duvarları yıkıldı. Medyada rezaletler dönemindeyiz. Ama inanın onlar buraları terk edecek. Savcılar baskı altında. Her eleştiriye neden hakaret davası açmıyorsun diye soruluyor. Öyle bir dönemdeyiz ki, bu gidişe dur denmezse yeterli olmayan övgüler bile hakaret olarak kabul edilecek” şeklinde konuştu.