Allah, Furkan suresinin 30. Ayetinde şöyle buyurmaktadır. “Ey Rabbim benim halkım, bu Kuran’ı bir kenara attı.”ayetin orijinalinde geçen “El-Mehcur” sözcüğü, terk edilmiş, kendisinden ayrılınmış anlamına gelmektedir. Yani Hz. Peygamberin ahrette dilinde bu söz, "Bu kavmim Kur'an'ı terk etti bir kenara bıraktı. Elinden, dilinden lafızlarını hiç eksiltmedi, Sürekli tekrarladı, ”tilavet” etti ama onu gereği gibi gününe yansıtamadı ve ondan insanlığa hiçbir fayda da sağlayamadı.
Şu halde önemli olan, Peygamber'in kavminin Kuran'ı terk etmesinin, terk edilmiş tutmasının ne anlama geldiği ve bu anlamın günümüz "Müslüman toplumu" açısından ne ifade ettiğidir.
Günümüzde Kuran salt sevap kazandıran bir kıraat olarak algılanmaktadır. Dünyada Kuran’dan çok alınan, satılan, ezberlenen, okunan bir kitap yoktur. Ramazanlarda hatimler, Cuma geceleri, kutsal geceler ve cenazelerde okunan Yasinlerle Kuran sürekli okunup baş üstünde tutulmaktadır.
Nasıl olurda alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamber ahirette Allah’a halkı için “Kuran’ı bir kenara attılar” diye şikayette bulunur. Böyle bir kitap nasıl “mehcur” bırakılır? Nasıl bir kenara atılır?
Kuran'ı “mehcur” bırakmanın en bariz sonucu, Müslüman toplumların düşünceyi, tefekkürü, akletmeyi, ayetler üzerinde kafa yormayı tamamen terk etmiş olunmasıdır.
İşte bütün çağlarda olduğu gibi 21. asırda da Kuran aynen bu şekilde "mehcur" bırakılmaya devam edilmektedir. Yani Kuran terk edilmiştir. Mümkün mertebe manası görmezden gelinmekte, yok sayılmaktadır. Onun günümüzü aydınlatan manasını söyleyenlere, hep itiraz edilip , düşmanlık yapılmaktadır. İş ehline değil de hep çıkar guruplarının inisiyatifin e bırakılmış.
Bazı Müslümanlar kuranın içerisindeki sürelerin, Mekke’de inen süreler müşriklere, Medine de inen süreler Yahudi ve Hristiyanlara hitap etmektedir demektedirler. Yani bu süreler biz Müslümanlara hitap etmemekte, biz müslümanlara hitab eden sureler ise diğer sürelerdir. Şayet böyle deniyorsa gazaba uğrayanların mantığına düştük demektir. Kuranı bu mantıkla kabullenmeler kuranı dışlamak demektir.
Kuranı her eve her dükkana asar, şifa diye hastalara okur, ölülere gönderir, yaşayan insanlar hariç her yere okur üflenilirse bu kitabı yine öldürür, kuru bir metin haline getirir ve manasız, anlamsız bir mabet ve mazarlık kitabına dönüştürerek dişlamış olunur.
Bu günkü İslam toplumlarında peygamberin şikayetini gerektirecek benzer problemler bulunmaktadır; İnsanların vicdanlarını harekete geçirmeyen, sadece Ahirete ilişkin beklentileri karşılayan, kuru kuru okunup anlaşılmayan, düşünüp ibret alınmayan yani kişide Allah bilinci oluşturmayan, rahatı ve konforu bozmayan, günümüz dünyasında hiçbir mesele halledemeyen, fedakarlık yaptırmayan bir Kuran “mehcur” bırakılmış, yani terk edilmiş demektir. Bu terk etmenin sonun da ise peygamberin şikayeti… Yani Peygamberin şefaatini umarken peygamberin şikayeti ile karşılaşmak olacaktır
Kuran inananları sorumluluk altına sokarak onları hiçbir hal ve hareketinde yalnız bırakmaz. Peygamberi inşa ettiği gibi inananları da inşa eder. Tüm bireysel ve toplumsal ilişkileri ve sorumlulukları yükler yani ekonomiyi, hukuku, ahlakı, kamu mallarıyla olan münasebeti insanlar ile ilişkileri yani hayata dair her şeyi kuşatır ve kendi taraftarlarına her zaman ve mekanda geçerli olan evrensel ilkeler sunar.
Allah bize; zulme karşı direnin, mazlumu, fakiri görmezlikten gelmeyin, işlerinizi kitabına uydurmayın, kitabınızı para karşılığı satmayın, yalan, dolan ve hileye bulaşmayın. Devletin malından ve mesaisinden çalmayın, kaytarmayın. Tüm işlerinizi doğru dürüst, kitabına uygun yapın, dürüst olun. Diyerek gazaba giden yolu gösterirken , doğru yolu da işaret etmektedir.
Peygamber yaşayan bir Kuran olarak adaleti, eşitliği ve özgürlüğü temsil ediyordu. Köleliğin ve sömürünün karşısında yer alarak insanlığın ortak vicdanını harekete geçirmeye çalışıyordu. Muhteşem ahlakıyla örnek insanı gösteriyordu. Mallardan infak etmek gerektiğini söylüyor ve bunu da bizzat yerine getiriyordu.
SAĞLIK
PRATİK SAĞLIK BİLGİLERİ
Burnunuz mu tıkanıyor? Eğer burnunuz tıkandıysa bir kaba ılık su hazırlayın ve içine biraz tuz dökün. Bu tuzlu suyu hafifçe burnunuza çekip bırakın. Tuzlu su burnunuzdaki damarları rahatlatacaktır. Parmağınızı mı sıkıştırdınız? Parmağınızı bir yere sıkıştırdıysanız hemen parmağınızı dik tutun ve üzerine sıkıca bastırın. Ağrınızın azaldığını hissedeceksiniz.Parmanığıza kıymık batarsa Zarar görmüş bölgenin üzerine olgunlaşmış bir muzun birkaç dilimini koyun ve bir bandajla kapatın. Muzun içindeki enzimler ciltteki yabancı maddenin çıkmasını kolaylaştırır. Nefesiniz kötü mü kokuyor? Nefesinizin kötü koktuğunu hissediyorsanız hemen iki bardak su için. Ayrıca yemeğinizin yanında mutlaka maydanoz tüketin. Zira maydanoz nefesinizi yenileyecektir. Cildinizde siyah noktalar mı var? Bu sorun kan şekerinizin düşmesinden ya da susuzluktan olabilir. Bu sebeple bir bardak dolusu su için ve bol bol meyve tüketin. Eğer yine geçmiyorsa bir dermatoloğa gidin.
HİKAYE
SEMER
Köyün yaşlı semercisi Bekir usta ölmüştü. Tüm eşekler köy meydanında toplandılar, tepindiler oynamaya başladılar.Yaşlı hasta bir eşek duvar dibinde düşünüyordu.Ona geldiler: -“Haberin yok herhalde,semercimiz öldü” dediler. -“Ne olmuş öldüyse?” -“Artık sırtımız yara bere olmayacak,özgür olacağız” -“Nasıl bir özgürlükmüş bu!” -“Semerci olmayınca artık sırtımıza semer yapılmayacak, kırda bayırda istediğimiz gibi dolaşacağız…” -Yaşlı eşek gülmüş: -“Şaşarım aklınıza” demiş. -“Bugün sevinçle tepineceğinize,aslında yas tutmalısınız. Bekir Usta iyi kötü sırtımızın ölçüsünü biliyor, bizi rahatsız etmeyecek semerler yapmaya çalışıyordu. Yarın bir acemi semerci getirirler, sırtınız yaradan kurtulmaz. İyisi mi siz semerciden değil, eşeklikten kurtulmanın yolunu arayın. Eşek kaldıkça, sırtınıza bir semer yapan bulunur.
ŞİİR
İbret olmaz mı bize her gün okuruz ezberde! Yoksa bir maksat aranmaz mı ayetlerde? Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kuran’ın Çünkü kaydında değil hiçbirimiz mananın Ya açar bakarız nazmı celilin yaprağına Yahud üfler geçeriz bir ölünün toprağına İnmemiştir hele Kuran bunu hakkiyle bilin Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için Bu havalidekiler pek yaya kalmış dince Öyle Kuran okuyorlar ki sanırsın Çince Bütün ayetler ayin-i mecusiye karib Bir şehadet getirirler oda oldukça garip Mehmet Akif Ersoy