MESCİD-İ AKSA'DA İNSANLIK ÖLÜRKEN BAYRAM YAPMAK...

Mescid-i Aksa'da ibadet edenlere yönelik İsrail saldırısı insan olan herkesi derinden etkiliyor. Doğu Türkistan'daki Çin zulmü de aynı şekilde...

İnsanların teşebbüs hürriyeti ve ibadet hürriyeti gibi evrensel değerleri vardır.

Çocuklara, kadınlara, yaşlılara, ibadethaneye sığınmış olanlara, hayvanlara ve ağaçlara..., kısaca masum ve savunmasızlara; savaş esnasında dahi dokunulmaz. 

Yüksek insanlık kuralıdır bu. Fakat siyonist İsrail'in insanlık gibi bir derdi olmadı hiç. Onlar insanlık tarihi boyunca aşağılanmayı, lanetlenmeyi tercih edegeldiler.

Kendilerine iyiliği, doğruluğu tavsiye etti diye peygamberlerini öldüren de, söz verdikleri halde defalarca sözlerini çiğneyen de, dünyadaki fitne fesadın yayılmasına aracılık eden de işte bu şımarık topluluğun kurduğu bir devletçik olan İsrail'dir.

Onlar karakterlerinin gereğini sergiliyor, çoluk çocuk demeden katlediyorlar.

Bu pervasızlığın nedenlerinden biri de ne yazık biz Müslümanların birlik ve beraberlikten uzak olmasından kaynaklanıyor. 

*

Ne yazık ki bir bayrama daha buruk giriyoruz.

Hiç bir bayram hatırlamıyorum ki dünya üzerinde, özellikle Ramazan ayında inananları üzen bir hadise olmasın. Bu Ramazan-ı şerifi de bu elim olaylarla uğurluyoruz.

Kur'an'ın ifadesiyle "Allah onları kahretsin" diyorum!

Gerçek bayramlara ermeyi Rabbim nasip etsin.

***

(Yerel gündemimize dönecek olursak...)

Hep deriz, Zonguldak Batı Karadeniz'in incisi, Türkiye'nin Karaelmas'ı, işçinin, emekçinin başkenti diye...

Bu şehir bütün Türkiye'ye katkı sağladı. Yetmedi, kömür ocaklarında binlerce can verdi. Ama koca ülke, bu çilekeş kente hak ettiği değeri verebildi mi? Başka şehirler gelişti, Zonguldak, alfabenin son harfindeki gibi hep sona bırakıldı. Ne yazık ki Meclis'e gönderdiğimiz milletvekilleri de Ankara'yı harekete geçiremedi. Ta ki 3 yıl öncesindeki seçime kadar...

Bu tarihten sonra şehrin çehresini değiştirecek projeler hayata geçmeye başladı. Tabi ki belediyenin bu büyük projeleri yapabilecek gücü olmayınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye girdi. Sayın Bakan Murat Kurum bu konuya özel önem verdi. Çünkü Zonguldak'ın ne kadar geri bırakıldığını, bunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da payının olduğunu bizzat gördü.

Önce sahil projesi başladı. Yakında bitecek. Öte yandan Uzunmehmet camii ve çevre düzenlemesi jet hızıyla tamamlandı. Ardından lavuar projesinin ihalesi yapıldı. Bu arada Ulaştırma Bakanlığı'nın da hakkını yemeyelim, Mithatpaşa tüneli ve viyadük çalışmaları büyük ivme kazandı. Eser ortaya çıkmaya başladıkça heyecan arttı. Bu arada Tıp fakültesi kavşağı tamamlandı. Güzel bir eser ortaya çıktı. Yapanlara, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

Tıp deyince yıllardır süren hastane inşaatı aklıma geldi. Hastane binası neden hizmete girmedi, bunu da merak ediyoruz.

DERELER, KÖPRÜLER...

Kent merkezinden geçen Acılık ve Üzülmez derelerinde de bir takım çalışmalar yürütülüyor. Dere zemini ve duvarları estetik hale getiriliyor. Derenin etrafındaki mezbeleliğin yıkılmasıyla güzellik ortaya çıkacak. Bütün bunlara bir de çökme riski taşıyan Fevkani köprü ve Merkez çarşısının yıkılmasıyla, şehrin çehresinin değişeceğini tahmin etmek zor değil. Fevkani köprü altındaki esnaf için Acılık'ta iş merkezi yapım çalışmalarına başlandı bile.

Uzun yıllar bekletilen, kendi kaderine bırakılan Zonguldak merkezde devletin çabasını görmemek için kör olmak lazım. Bunun için teşekkür etmeliyiz. Fakat bu hizmetler neden şimdiye kadar yapılmadı, demeden de geçmemeliyiz.

Demek ki istenince olabiliyormuş. Peki bugüne kadar neden yapılmadı? Neden ülkenin bütün yolları bitti de Zonguldak'ın yolları sürüncemede kaldı? Zonguldak'ın yolları zor demeyin. Devlet zoru yapmak için var. Nice sarp yollar yapıldı da Karaelmas diyarı mı yapılamayacaktı!

Yazımın başında belirttiğim gibi yanlışa yanlış dedim, doğruya da doğru deyip teşekkür ettim.

KAVŞAK TAMAM DA DOKTORSUZLUK NE OLACAK?

Tıp fakültesindeki kavşak tamam da Batı Karadeniz'e hitap eden koskoca BEÜ Onkoloji Hastanesi'nin doktorsuz kalmasını ne yapacağız? Buna da yoğunlaşmak gerekmiyor mu? En çok tedaviye/ilgiye ihtiyacı olan kanser hastalarını umutsuz, çaresiz mi bırakacağız? Lütfen rektöründen valisine, milletvekilinden STK'sına bu konuya da acil bir şekilde el atın!

MESCİD-İ AKSA'DA İNSANLIK ÖLÜRKEN BAYRAM YAPMAK...

Mescid-i Aksa'da ibadet edenlere yönelik İsrail saldırısı insan olan herkesi derinden etkiliyor. Doğu Türkistan'daki Çin zulmü de aynı şekilde...

İnsanların teşebbüs hürriyeti ve ibadet hürriyeti gibi evrensel değerleri vardır.

Çocuklara, kadınlara, yaşlılara, ibadethaneye sığınmış olanlara, hayvanlara ve ağaçlara..., kısaca masum ve savunmasızlara; savaş esnasında dahi dokunulmaz. 

Yüksek insanlık kuralıdır bu. Fakat siyonist İsrail'in insanlık gibi bir derdi olmadı hiç. Onlar insanlık tarihi boyunca aşağılanmayı, lanetlenmeyi tercih edegeldiler.

Kendilerine iyiliği, doğruluğu tavsiye etti diye peygamberlerini öldüren de, söz verdikleri halde defalarca sözlerini çiğneyen de, dünyadaki fitne fesadın yayılmasına aracılık eden de işte bu şımarık topluluğun kurduğu bir devletçik olan İsrail'dir.

Onlar karakterlerinin gereğini sergiliyor, çoluk çocuk demeden katlediyorlar.

Bu pervasızlığın nedenlerinden biri de ne yazık biz Müslümanların birlik ve beraberlikten uzak olmasından kaynaklanıyor. 

***

Ne yazık ki bir bayrama daha buruk giriyoruz.

Hiç bir bayram hatırlamıyorum ki dünya üzerinde, özellikle Ramazan ayında inananları üzen bir hadise olmasın. Bu Ramazan-ı şerifi de bu elim olaylarla uğurluyoruz.

Kur'an'ın ifadesiyle "Allah onları kahretsin" diyorum!

Gerçek bayramlara ermeyi Rabbim nasip etsin.