Peşinen söyleyeyim…

Level Hastanesi’nin yaşamasını istiyorum…

Ama böylesine kangren olmuş bir kurumu, oksijen çadırında ne kadar tutabilirsiniz ki?

Geçenlerde özellikle merak edip gittiğim Level Hastanesi, fiziki koşullarıyla Zonguldak adına son derece güzel bir hastane…

Aylardır maaş alamayan Level çalışanlarının tuhaf ama bir o kadar da beni mutlu eden bir şekilde Halkın Sesi internet sitesi üzerinden yazdıkları mesajlarla hak arama mücadelelerini okuyan vicdan sahibi herkesin bu belirsizliğe bir son vermesi gerekir.

İlimiz için son derece önemli bir yatırım olan Level Hastanesi ilk açıldığı günden bugüne kadar gelen süreçte sürekli kan kaybetti. Alanında başarılı bir çok doktor yaşanan ekonomik kriz karşısında pes etti.

Zira, bilinen 12 ortağı olan Level Hastanesi’nde kelimenin tam anlamıyla bir yönetim krizi yaşanıyor.

Hastane ortakları arasındaki çatışma yaşanan krizi körüklüyor.

Ama bizim açımızdan daha da önemlisi burada çalışan insanların mağduriyeti. İnternet sitemizdeki Level Hastanesi’yle ilgili haberin altına gelen 81 yorumu lütfen okuyun… Öyle görünüyor ki, Level’de çalışan yaklaşık 200 personel hastane yönetimiyle diyalog kuramıyor. Kimse çalışanlara bir açıklama yapmıyor.

Hatta, hastane yöneticisi bile personele mesaj vermek için Halkın Sesi’ni aracı olarak kullanıyor. Personelden sabır istiyor…

Şüphesiz, ülkede yaşanan ekonomik kriz sağlık sektörünü de vuruyor…

Biz gazete olarak bu krizi en ağır şekilde yaşayan işletmelerden biriyiz…

Yani, asgari ölçülerde Level’in içine düştüğü mali krizi anlayabiliriz…

Anacak 200 kişinin aylardır maaş alamadığı bir yerde kimseye bir açıklama yapılmıyorsa orada art niyet ve bir emek sömürüsü vardır…

Hiç kimse Level’in bu kadar çabuk patlak vereceğini tahmin edemezdi.

Alanında isim yapmış son derece başarılı doktor kadrosuyla yola çıkan Level, umarım biran önce krizi aşar ve Zonguldaklılara hizmet vermeye devam eder.

Anacak, zaman kazanmak için alınan mahkeme kararları bu krizin çözümü olamaz…

Elektrik borcunu ödeyemediği için jeneratörle hizmet veren bir hastane, ne kadar daha direnebilir?

Siz ilk önce insanların alın terinin karşılığını verin, çalışanların ahını almaktan vazgeçin, bakın o zaman işler nasıl yoluna giriyor!

***

Akşam saatlerinde haber merkezlerine düşen bir fotoğraf karesini görünce “yuh artık” dedim.

Yıllardır birbirleriyle sidik yarışı yapan, her fırsatta birbirlerini kötüleyen iki gazeteci örgütü başkanının aynı masa etrafında oturduğunu görünce bunu yazmam gerektiğini düşündüm.

Masanın bir ucunda Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin güdümlü başkanı Osman Sav, diğer ucunda Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti’nin şaibeli Başkanı Derya Akbıyık…

Şöyle internet üzerinden KGD ve ZGC başkanlarının birbirleri hakkında yaptığı açıklamalara bir göz atarsanız, meselenin İsrail ve Filistin’in nikah masasına oturması gibi bir durum olduğu anlarsınız…

Elbette farklı düşünen insanlar aynı masada oturabilmeli, konuşabilmeli…

Ama birbirlerine etmedik hakaret bırakmayan, birbirlerini gazeteci olarak görmeyen Akbıyık ve Sav’ın sırf etiket olsun diye Kent Konseyi’ne girmesi kadar komik ve bir o kadar da anlamsız ne olabilirdi?

 İnsanları öldüren termik cehennemi sırf şişirilmiş faturalar tahsil edebilmek için köşesinde savunan Derya Akbıyık mı,

Patronlarının ve birlikte hareket ettiği Pusula Gazetesi’nin güdümünden asla çıkamayacak Osman Sav mı bu memleket yararına bir şeyler yapacak?

Güldürmeyin bizi!