Sayın Vali Erdoğan Bektaş, Sayın Zonguldak Milletvekilleri Hamdi Uçar, Ahmet Çolakoğlu, Polat Türkmen, Sayın Belediye Başkanı Ömer Selim Alan… Size doğrudan seslendiğim bu yazıyı, kentin değerlerine sahip çıkmak için epey emek harcamış bir fert olarak kaleme alıyorum… İsminizi tek tek yazdım, bu kentin kaderine sizler hükmediyorsunuz çünkü… Alacağınız kararlarla kentin yarınlara emin adımlarla yürümesini sağlayabilir, ya da bir karanlıktan diğer karanlığa savrulmasına neden olabilirsiniz… Tarih sizlere, her kula nasip olmayacak bir görev veriyor…
 
Zonguldak’ın çok ağır sorunları var… Eyyamcılık yapıldığı, hep üzerinden atlandığı, halının altına süpürüldüğü, cesur kararlar almakta gecikildiği, geçmiş gelecek ilişkisini doğru şekilde kuracak bir akıl ortaya çıkmadığı için her gün daha da büyüyor… İçinden çıkılmaz hale gelen birçok sorun giderek kangrene dönüşüyor… Kötüsü de şu ki, kentsel sorunlar için yapılan tartışmalar, çoğu zaman, cahil sohbetinden öteye geçmiyor… Ömrüm bu kentte geçti… Saçım sakalım burada ağardı… Yaşı kemale ermiş bir yurttaş olarak söyleyebilirim ki, sorunların bütünlüklü şekilde ele alındığını hiç görmedim bu zaman kadar…
 
PLANLAMA İLKELERİ KADAR PLANLAYICILARI DA BİLMİYORUZ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum ziyareti sırasında Zonguldak için yapılan bir mastır plandan söz etti… En kötü planın plansızlıktan çok daha iyi olduğunu düşünen biri insan olarak, sevindiğimi ifade etmek isterim… Ancak içimde bir ürkü de var… Bilgisine başvurulacağını düşündüğüm uzman çevrelerin hiçbiri bilgisi olmadığını söyledi bu konuda… Ne kötü ki, planlama ilkeleri kadar planlayıcıları da bilmiyoruz… Yüzlerce kötü örneği var, dışarıdan birilerinin biçtiği don üzerimize uymadığı gibi çoğu zaman deli gömleğinden de beter sarıyor bünyemizi…
 
Sayın Bakan Karakum’da yapımına başlanan protokol caminin mutlaka tamamlanacağını da söyledi o toplantıda… Aklı başında olan herkes yerinin yanlış olduğunu söylüyor, ama yöneticilerimiz ısrarla ayak diriyor ne hikmetse… Kente belki de ilk kez gelen bir heyetin devlet zoruyla yaptığı dayatmadan ibaret o yapı işlevi ne olursa olsun kent suçu kesinlikle… Mademki bir mastır plan yapılıyor, denizle kentin ilişkisini kesip silueti bozacak o yapı, lütfen, yeniden ele alınsın… Kozlu’dan Zonguldak Limanı’na kadar kesintisiz bir sahil bandı nasıl yaratılır,  en çok da onun üzerine kafa yorulsun…
 
GÖÇTE KENTSEL YAŞAM KALİTESİNİN DÜŞÜKLÜĞÜNÜN DE PAYI BULUNUYOR
Zonguldak her türlü göstergede ayakta durmakta zorlanıyor… Tek sektöre sıkıştırılan ekonomi ayakta tutmaya yetmiyor… Kentin gelirleri kadar nüfusu da düşüyor… Bursa, İstanbul, Çorlu kadar, Akçay, Didim, Altınoluk başta olmak üzere birçok tatil beldesinde Zonguldak kolonilerinin kurduğu mahalle sayısı artıyor… Tatil beldelerine yönelen nüfus da gösteriyor ki, göçte, ekonomik daralma kadar kentsel yaşam kalitesinin düşüklüğünün de payı bulunuyor… Tamam, iş alanı az… Ama insanları mutlu edecek, sosyal kültürel gereksinimlerine yanıt verecek kentsel mekânlar ondan da az Zonguldak’ta…
 
Oysa dağı, ormanı, mağarası, deniziyle muhteşem bir coğrafyaya sahip Zonguldak… Kentin her yeri doyumsuz bir manzara sunuyor… Ama yaşanan her türlü kuraldan uzak kentleşme çirkinin de çirkini bir kent çıkardı ortaya… Soluk kesici doğal peyzajı, iyi niyetten kesinlikle uzak uygulamalarla resmen katledildi… Gariban kent yaşam zevki yerine işkence sunmaya başladı sakinlerine… Mademki bir değişimin eşiğindeyiz… Mastır plan hazırlanırken bu görüşleri de dikkate alın lütfen… Kentin tarihi birikimini, doğal değerlerini, kimliğini gözeten yaklaşımlarla  yapılmasını sağlayın… Lütfen… Lütfen…