15 Temmuz darbe girişiminde tuhaf şeyler yaşandığını ve bazı soruların kafalarda dolaştığını bilmeyen yok. Örneğin Ankara, İstanbul gibi illerde sivillere silah dağıtıldığı sorularına bir cevap yok. Gariban erleri kayışlarla dövüp onlara işkence yapanlarla ilgili sorulara da cevap yok.

Bunlara ek olarak “iyi parti” Genel Başkanı Akşener’in bazı ilçelerde sivil kişilerin silahlı eğitim yaptıklarına dair soruları ortada duruyor.

Daha bitmedi. Çıkarılan bir kararname ile 15 Temmuz ve sonrasında darbeye karşı koyanlar hakkında soruşturma açılmayacak.

Süleyman Demirel 40 yıl önce “ bana sağcılar-milliyetçiler suç işledi dedirtemezsiniz” diye sık sık demeçler veriyordu, bu kararname de ona benziyor.

İç işleri Bakanının açıklaması da çok ilginç. Bakan polislere; “uyuşturucu satanın bacaklarını kırın” diyor.

 “15 Temmuz’da sokağa çıkanlara soruşturma olmayacak” demek ne anlama geliyor?

Darbeye kalkışanlara karşı çıkmak herkesin boynunun borcudur.

Ama burada sorular havada kalıyor. Birincisi gariban emir kulu olduklarını hepimizin bildiği eratın bunda ne suçu var. Komutanı öl dese ölecek, öldür dese öldürecek bunu herkes bilir o nedenle bunlara işkence yapanlardan bunun hesabı sorulmalı.

İkincisi ise daha vahim. Demokratik hak ve özgürlükler için sokağa çıkanlara terörist diye saldırmanın açık kapısı.

Bunlar bu gücü nereden alıyor? Kanun hükmünde kararnamelerden.

İçişleri bakanının “uyuşturucu satanın bacaklarını kırın” söylemi gelinen son noktayı iyi ce tarif ediyor.

Hak aramak için sokağa çıkanların katli vaciptir. Uyuşturucu satanın bacaklarının kırılması içinde fetva verildi. Oldu olacak hırsızlık yapanlarında ellerini kesin. Cinayet işleyenleri de mahkemesiz infaz edin. Ondan sonra da güçlü olan  hoşuna gitmeyen birini öldürsün ve iki şahit bulup “ bu kişi teröristti, hırsızdı vb” desin cezalardan kurtulsun.Vb. vb. bu ne yahu, şeriatın hakim olduğu Arabistan, İran gibi ülkelerde bile bunlar yok.

Avusturya’dan Hicaza, Mısıra kadar demiryolu yapana kadar Osmanlı borçlu değildi.

Almanlar, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar en çok kendilerinin kullanacağı ticaret ağı için tren yolu yapımına başladılar, Osmanlıyı borçlarını ödeyemez hale koydular ve akabinde Osmanlı devletinin hazinesine el koydular (Duyun-i Umumiye).

Yani hazineyi Emperyalistler yönetmeye başladı.

Ondan sonrada Osmanlıyı dağıtıp Anadolu’yu işgal etmeye başladılar, gerekçe ise  “bizim buralarda sermaye yatırımımız var onu koruyoruz” dediler.

Aynısı Zonguldak’ta yaşandı.

Fransız işgalciler ”Zonguldak madenlerinde sermayemiz var, sermayemizi-yatırımlarımızı korumak için buralara asker çıkardık dediler ve İtalyanlar Kozluyu İngilizler Kilimliyi Fransızlarda Zonguldak’ı işgal etti.

Osmanlının Emperyalistlere olan borçlarını Cumhuriyet Devleti yıllarca sonra bitirebildi.

Peki, şimdi  “yap işlet devret” yöntemiyle ülkeyi on binlerce milyar dolar emperyalistlere borçlandıranlara kimse bir şey sormayacak mı?

12 Eylül öncesinde Milliyetçilerin “ komando kampları “vardı. Ölümsüz gazeteci Uğur Mumcu bunları çok yazdıydı.  Bu kamplardan yetişenler sonradan TİT’i (Türk intikam Tugayı) kurdular.

Bunların tek düşmanları emekçiler-solculardı, bu komandolar grev yapan işçilere saldırdılar, hak arayan çiftçiye, yüksek enflasyon sonucu iflas edip kepenk indirmek zorunda kalan esnafa saldırdılar.

 

“Grev Komünistlerin icadıdır” dediler ve Patron yalakalığı yapmak için grev çadırlarını dağıttılar. Tek dostları da ABD idi. Devlet sonradan bunların içinden deşifre olanları kullandıktan sonra tasfiye etti.

Şimdide bu düşmanlık devam ediyor bir taraftan “fetö” operasyonları yapılırken bir taraftan da hazır ellerine fırsat geçmişken Solcuları-Sosyalistleri tasfiye ediyorlar.

Kurulan “pöh” ve” ok kutusu” gibi örgütler sanırım şimdilik yedek milis güç olarak. Halkın üstüne korku salmaya çalışılıyor, ama yemezler.

Demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlayanlar, yargısız infazlara yeşil ışık yakanlar şunu unutmayın “acı güç doğurur“.

Bizler böyle “pöh”leri-“ok kutu”larını çok gördük

Yıllarca “Amerika tüm dünya halklarının düşmanıdır” diyen Sol –Sosyalistlere “vatan haini” diyen ve onlara saldıranlara ne oldu da şimdi ABD düşmanı rolü oynuyorlar?

İşte bu nedenlerle sizin gibilerin dostluğuna da düşmanlığına da güvenilmez.