Gazetecilik ve köşe yazarlığı üzerine çizilmiş sınırların ne kadar esnetildiği ve gazetecilerin ne kadar ciddiye alındığına dair satırbaşları.
Gazetecilerden korkanlar mı (?) yoksa gazetecileri korkutanlar mı?
Birçok meslek dalında olduğu gibi konuya parmak bastığımız bu meslek dalında da bir hayli sıkıntılar söz konusu.
Her yazar kaleminden sorumlu olduğu kadar, çevresinde olan bitenden de bir o kadar sorumludur.
İster profesyonel, ister amatör olsun, İster gazeteci, ister köşe yazarı, ister muhabir olsun duyarlı ve menfaat gözetmeyen bir dürüstlük sergilemek zorundadır.
Düşüncelerini aktarırken dikte etmekten imtina etmelidirler.
Birilerinin hoşuna gitmeyen gerçeklere dokunmaktan korkmamak, yine o birilerinin özel hayatının sınırlarına girmemek gibi ince bir çizgi gerektirir gerektirmelidir de zaten.
Buna rağmen yine de çok kolay harcanan bir meslek dalıdır gazetecilik.
Bam teline dokunan kalemlere gösterilen tepkilerin başında da sanırım doğruluk payının ağır basıyor olması gelir.
 O da kim, ne bilmiş de yazmış, hangi eğitimi almış hangi sıfatla hangi cesaretle söylemleriyle sanırım çokça karşılaşıyor kalem oynatanlar.
Yukarıdan yukarı ayar çektirenler de cabası, bu mesleğin incelikleri üzerine.
Sınırlar karşılıklı ihlal edilmediği sürece saygı gösterilir ancak!
GELELİM BİLİRKİŞİLERE
“Mesleğin anahtarları şöyle sıralanmış.”
“Gazeteci olmak için, üniversitelerin dört yıllık eğitim veren Gazetecilik Bölümünden, lisans derecesi ile mezun olmak gerekmektedir” diyor bilirkişiler!
Sosyal ya da Siyasal Bilimler alanında diplomaya sahip olup, mesleğe yönelik kabiliyeti bulunan kişiler de gazetecilik yapabilmektedir diye de ekliyorlar.
Gazeteci; Kime denir diye aklınızda bir soru var ise buyurun cevabı.
Gazeteci; haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen unvandır.
Gazetecilik iki kavram arasında gelgit yaşayan, özgürlük ve tutsaklığın mücadelesinden asli görevini yerine getiremeyen bir meslek dalı mıdır şu halde?
Bu unvanın işlevselliğinin sınırlarına gelince;
Başkalarının özgürlüğü mü başkalarının hakları mı?
Köşe Yazarlığı;
Köşe Yazarı, gazete, dergi ya da haber portallarına hazırladığı yazılar ile görüş ve düşüncelerini paylaşan kişidir. 
Köşe Yazarının Görev Tanımına gelince…
Köşe Yazarları; yaşam, siyaset, ekonomi ya da spor gibi konular hakkında fikirlerini paylaşmak ile görevlidir.
Başyazar olarak adlandırılan ve gazete, dergi ya da haber portalının konulara dair ana görüşleri paylaşan yazarlardan farklı olarak; Köşe yazarları tamamen kendi düşüncelerini yazar. Gazetenin ya da yazısının yayınlanacağı platformun haber politikasını düşünmek zorunda değildir.
Gazetecilik ve köşe yazarlığı ve muhabirlik tecrübe ve cesaret ile olgunlaşan bir meslektir. Geçmiş de olduğu gibi ünümüzde de birçok meslek dalında olduğu gibi alaylı ve mektepli olarak yapılabilmektedir.
MUHABİR OLMAK
 Gazeteci ve köşe yazarı kadar ve hatta çok daha fazlasıyla işin sahadaki koşturanları olarak mesleğin olmazsa olmazlarıdır. Haber koklayan ve sahadaki zor koşullara rağmen işini layıkıyla yapmak olmazsa olmazdır.
Yani bu üç kategoride de esas olan elbette öncelikle eğitim ve sonrasında iş ahlakı. Meslek içinde birbirine burun kıvıranların ve bu mesleği kutsamayanların yazar ve okuyucu olarak birbirinden pek haz etmeyen her iki kitlenin soğuk savaşı yaşanmakta olan bir nevi.
Okumuyorum diyenler, ilgimi çekmiyor diyenler ve yok sayanlar, bir daha düşünsünler istedim.
Ve çok sevdiğim bir söz ile nokta koyalım konuya;
Acemi nalbant dayısının eşeğinde öğrenirmiş mesleğin inceliklerini. Ama öğrenirmiş…