Türkiye Ermenek’te diri diri toprağa gömülen 18 canı konuşuyor…

Canlı yayına bağlanan tv muhabirleri işçilerin yaşam koşullarını Amerika’yı keşfetmişçesine şaşkınlık içerisinde abartarak anlatıyor…

Halbuki Türkiye’nin dört bir köşesinde maden ocaklarında işçiler köle gibi çalıştırılıyor…

Soma faciası sonrasında maden şirketlerine sözde yaptırım uygulayan hükümet, tatbikatta alınan kararların hiçbir işe yaramadığıyla yüzleşti Ermenek faciasında…

Ne çalışma koşulları, ne sosyal haklar ne de asgari ücretin iki katı maaş…

Burası Türkiye…

Zora gelen maden şirketi sahipleri kendi çözümlerini yine kendileri buluyor…

İşçinin maaşını asgari ücretin iki katı yatırmasına rağmen banka kartlarını işçilerden toplayarak fazla yatırılan maaşı geri çeken mi ararsınız…

Servis ve yemek parasını iptal edip krizi fırsata çeviren mi derseniz…

Her türlü çapanoğlu var madencilik sektöründe…

Zonguldaklı, bir asırdır bu köle düzeniyle ekmek kavgası veriyor…

Maalesef ancak toplu iş cinayetleriyle haber oluyordu medyaya…

“Zonguldak ekonomisi yara alır” mahalle baskısıyla biz bile çoğu zaman yutkunduk olan bitene…

Ama madencilik gibi zor bir sektörün özel sektör eliyle yapıldığında ne gibi sakıncalar doğuracağını acı tecrübeler yaşayarak, ağır bedeller ödeyerek gördü Türkiye…

Kömür gibi stratejik bir madenin dünyanın her tarafında devlet tarafından sübvanse edilerek çıkarıldığı gerçeğini kabullenmedikçe daha nice canlar veririz bu kömüre…

Üç beş tane kömür madeni sahibi mutlu olacak diye her yıl yüzlerce insanı kurban edeceksek bu uğurda, biz “sermaye düşmanı”  damgası yeme razıyız arkadaş…

Patronların daha fazla para kazanma hırsı uğruna kaybedecek bir tek memleket evladımız daha yok bizim…

Madenler devletindir, özelleştirme devlet eliyle cinayettir!

***

Dün yayınladığımız fotoğraf gün boyunca tartışıldı…

 İl Başkanlığı yarışında ayrı kulvarlarda olan Ali Koçal ve Halil Furat’ın böyle bir süreçte liseli aşıklar gibi kafelerde buluşmasının altında yatan gerçek neydi?

Birleşme sinyali mi, yoksa ikna çabası mı, hep birlikte göreceğiz…

Koçal, dün kendisine o fotoğrafı soranlara “Halil Furat’ı adaylıktan çekilmesi için ikna etmek istedim ama çekilmiyor” diyerek açıkladı…

Ama benim son ana kadar ciddi şüphelerim var.

Çünkü geçmişte sık sık siyasi partner değiştiren Halil Furat ve Ali Koçal, ne yazık ki parti tabanında ve delege bazında inandırıcılığı çoktan yitirdi…

Kabul etmek gerekir ki, politikada şartlar değişince hatlar da değişiyor…

Ama bu kural, insanların geçmişte tükürdüklerini yalayacakları anlamına da gelmiyor elbette…

İşte onuyorum için diyorum ki…

Düşün artık CHP’nin yakasından!

***

Dün haber merkezine gelen bir fotoğrafa hayret ve tereddütle baktım…

Gözlerimi açıp kapattıktan sonra “yuh artık” dedim içimden…

Ya bu arkadaşlar daha düne kadar birbirlerini gazeteci olmamakla itham eden, ağza alınmayacak ifadelerle suçlayan insanlar değil miydi?

Kapalı kapılar arkasında söylenenleri konuşmak bile istemiyorum…

Gazeteciler derneğini, kamyoncular derneği zihniyetiyle yönetenlerin düştüğü durum bu işten ekmeğini kazanan insanlar adına utanç verici bir durum…

ZGC ve KGD’nin arasındaki yarışın ilkesel bir farklılık değil, sıradan bir sidik yarışı olduğunu umarım herkes anlamıştır artık…

BİK Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Zonguldak Şube Müdürü Özgür Topaloğlu’nun bu konudaki iyi niyetli gayretlerini insani ölçülerde anlayabilirim…

Ama bu samimiyetsizlik, iki yüzlülük midemi bulandırıyor artık…

Yok birbirinizden farkınız…

Aynı şeyin lacivertisiniz!