Mustafa Özdemir’in “Yeşil şimdi fosil oldu” başlığıyla yayımladığı röportajı okudunuz mu? Benim gibi yazıları bin, bilemedin, bin beş yüz okunan birinin, tıklanma sayısı 15 binleri bulan bir yazı için “Okuyun mutlaka” demesi tuhaf kaçacak ama yine de demeden geçemeyeceğim… Nevzat Alper’le Ankara’da yaptığı röportaj, ülkenin içinden geçtiği zifiri karanlığa bir nebze de olsa ışık tutacak bir gazetecilik başarısı çünkü… Alper bayram değil, seyran değilken, neden konuştu? Bir yerlere mesaj vermek mi istedi? Mesaj için Halkın Sesi’ni mi kullandı? Adı unutulmaya yüz tutan bir mafya babası, yeniden sahne mi almak istiyor gibi sorular, herkes gibi Mustafa’nın da aklımda elbette
 
Şunu hemen belirtmem gerekiyor ki, kendine “gazeteciyim” diyen hiç kimse böyle bir röportajı, kafasındaki kimi soru işaretleri nedeniyle es geçemez. Hiçbir zaman tatlı su gazetecisi olmayan Mustafa da es geçmedi, ilk anonslarını yaptığı andan itibaren gelen dolaylı dolaysız tehditlere aldırmadan yayımladı. Bir kez daha anladık ki, haber, her şeyden değerli Mustafa için… Bu uğurda gözünü budaktan sakındığı da yok… “Ortaya çıkan sonuç kime yarar?” sorusu hiç ilgilendirmiyor onu… Doğruluğuna inanırsa haberi yapıyor… İyi gazeteci olmasının sırrı da burada yatıyor zaten… Bir de iyi işletmeci olabilse, Halkın Sesi, ülkede parmakla gösterilen gazete olacak…
 
ESEDULLAH TİMİ’NİN İZLERİ BURADA SAKLI BELKİ DE
Röportajın can alıcı yanı, yıllardır “öldü mü, sağ mı” tartışmaları yapılan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın encamıyla ilgili ilk kez bu kadar net bilgiler olması… Susurluk kazasıyla ipliği pazara çıkan devlet içindeki çetenin en azılı katillerinden biri olan Yeşil’le ilgili her bilgi, devlet içinde varlığını hâlâ koruyan uzantılarına ulaşmak için çok önemli bence… Kim bilir, acımasızlığıyla kamuoyunda soru işaretleri yaratan Esedullah Timi’nin izleri bile burada belki de… Yeşil, 1997 Kasım’ında, Lara’daki villasından alınıp Yalova Çınarcık’ta öldürülerek gömülmüş ona göre… “Dayım” diye söz ettiği mafya lideri Kasım Gençyılmaz, istenirse mezarın yerini gösterebilirmiş…
 
Anlatılanlar doğruysa Türkiye bir mafya devleti olmuş resmen… Baksanıza özel harekât müdürü olmuş mafya liderleri devlete ait Skorsky helikopterlere binip operasyon üzerine operasyon yapıyor canının istediği yerde… Hoş öyle olsa da dehşet verici ya, öyle terör örgütü operasyonu falan da değil, çek-senet operasyonu yapıyorlar resmen… O da katılmış böyle bir operasyona… Skorsky helikopterle bahçesine indikleri eve kar maskeleri ile baskın yapıp, 100 bin dolarlık tahsilat yapmışlar… Bu bilgilere ulaşınca, birilerinin oluk oluk kanını döküp, kanla duş yapacağını söyleyen mafya babalarının bunca gözü dönmüşlüğünün hiç de karşılıksız olmadığını düşünüyor insan…
 
MAFYA DEVLETİ GERİDE Mİ KALDI?
Hani, kamuoyunda MHP çok tartışılıyor Devlet Bahçeli’nin davranışlarına pek anlam verilmediği söyleniyor ya, onun nedeni de anlatılıyor röportajda. Yine anlattığı doğruysa, Bahçeli’nin MHP’ye genel başkan olmasını bir mafya operasyonu sağlamış. “Azmi Karamahmutoğlu’nun kürsüyü devirdiği kongrede biz Devlet Bahçeli’yi destekliyorduk.  Bir eylem yaptık. Bu eylemin karşılığında da Devlet Bahçeli 2. kez yapılan kurultayda genel başkan seçildi. 20 yıldır koltukta oturuyor. Fakat oturduğu koltuğun omurgası Kasım Gençyılmaz ve yanındaki 4 kardeşinin yapmış olduğu eylemdir” diyor Nevzat Alper… Bir parti mafya ile bunca iç içe girince sonuç da ucube oluyor…
 
Basın özgürlüğünün önemi de burada ortaya çıkıyor. Kamuoyuna sunulan her bilgi, her konuda yeni anlam kapıları açıyor çünkü önümüze… Kimi bilgilere sahip olsak, sezgisel düzeyde hissetsek bile, böylesi haberler, parçaları bütünleştirip belgeli hale getirmemizi sağlıyor. Bu röportajla yalnızca bir dönemin en gizemli olaylarından birine ışık tutmakla kalmıyor Mustafa, ülkenin içinde bulunduğu yönetsel fecaati de belgeliyor… “Onlar geride kaldı” diye kimse martaval okumasın bana… Mafya bozuntularının çarşaf çarşaf beyanat verip, kan dökeceğini ilan ettiği bir ülkede, bir alkış tutmadığı kalan devlet, mafyanın emrindedir… Geride kalanlarsa, kimi isimlerdir sadece…